Günümüzün iktidar partisi, kendilerini çeşitli konularda eleştiren muhalefet mensuplarına

olmadık suçlamalarda bulunuyor. Onları düşman cephede göstererek taraftar toplamaya
çalışıyor.
Bu yöntem yeni değil, iktidarlar değiştikçe yalnızca suçlama konuları değişiyor. Son yüz yıllık
siyasi tarihimizi gözden geçirerek hangi iktidarlar tarafından muhalefete hangi suçlamaların
yöneltildiğini gözden geçirelim.

İSTANBUL’UN ANKARA’YA YÖNELTTİĞİ SUÇLAMA: “SERGERDE, EŞKIYA, BOLŞEVİK…”

1919’da emperyalist işgale karşı gelişen bağımsızlık hareketine zamanın İstanbul
Hükümeti’nin (Hürriyet ve İtilaf Partisi, Damat Ferit Paşa Hükümetleri ve Padişah Vahdettin,
İngilizci basın) Kuvayı Milliyetçilere karşı kullandığı suçlama onların “ İttihatçı, sergerde ve
Bolşevik” olduklarıdır.

1923’TAN SONRA “CUMHURİYET DÜŞMANI, PADİŞAHÇI…”

Cumhuriyet kurulduktan sonra, çok partili bir parlamenter sistemden yana olanlar, padişahçı
ve cumhuriyet karşıtı olarak suçlandılar. Bu yargı, resmi tarih görüşü haline geldi ve hâlâ
savunuluyor.

TEK PARTİ DÖNEMİ: “KOMÜNİST…”

Tek Parti Döneminde iktidardaki bürokrat-burjuvazi hızla zenginleşmesinin önünde en büyük
engel olarak komünistleri görmüş, komünistleri “Türk âleminin en büyük düşmanı” ilan etmiş
her görüldüğü yerde ezilmesi” gerektiğini buyurdu. Bu buyruk, uzun yıllar hiç tavsamadan
yerine getirildi. Başlangıçta Demokrat Parti bile komünistlikle suçlandı.

DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİNDE: “YIKICILAR”

CHP’den ayrılanlar tarafından kurulup 1950’de iktidara gelen ve on yıl iktidarda kalan
Demokrat Partililer, eski partileri milleti aç bırakmakla, camileri ahır yapmakla ve din
kurumlarına darbeler indirmekle suçladılar. Solcu aydınlar için komünist suçlaması da sürdü.
27 MAYIS 1960’TAN SONRA: “DÜŞÜKLER”
27 Mayıs 1960 devriminden sonra Demokrat Partililer, “Düşükler” “Sabık ve sakıt” partinin
taraftarları” “Hürriyeti ortadan kaldıranlar” diye suçlandı.

ADALET PARTİSİ İKTİDARINDA: “KOMÜNİSTLER MOSKOVA’YA!”

Adalet Partisinin iktidarı döneminde, muhalefet için yeniden “Komünistlik” suçlaması
başköşeye oturdu. İktidar ortağı gibi hareket eden Ülkücüler, “Komünistler Moskova’ya” diye
bağırıyorlardı.

1971 DARBESİNDEN SONRA: “ANARŞİSTLER”

12 Mart 1971 darbesinden sonra solcular için kullanılan suçlama “Anarşistler”dir. Köylüler
“anarşist” sözcüğünü “anarşit” olarak söylerlerdi.

12 EYLÜL 1980: “MİLLET VE DEVLET DÜŞMANLARI”

12 Eylül 1980’de muhalefet için “devlet ve millet düşmanları” suçlaması yapıldı. Bu devlet ve
millet düşmanları aynı zamanda “bölücü” idiler. Türk devletini yıkmak ve parçalamak için
yabancı devletler tarafından kışkırtılıyorlardı!

ÖZAL DÖNEMİNDE: “DEVLETÇİLER”

Turgut Özal’ın iktidarı döneminde liberalizme ve dünya sermayesiyle bütünleşme dönemi
açılınca muhalefet “devletçi” olarak suçlandı.

28 ŞUBAT 1997’DEN SONRA: “ŞERİAT YANLILARI”

28 Şubat 1997 muhtırasından sonra iktidar çevrelerinin dinci muhafazakâr çevrelere
yönelttiği suçlama “şeriat yalısı”, “laiklik düşmanı” olmaktır.

AKP İKTİDARINDA

AKP Hükümetlerinin muhalefete yönelttiği suçlamalar da Demokrat Parti iktidarından beri
sağ muhalefetin söylemlerini içeriyor. AKP’nin en büyük düşmanı sivil ve askerî bürokrasinin
“vesayeti” idi. Bu vesayeti yıkmak için Fetullahçılarla işbirliği yaptıysa da millet bunun
bedelini 15 Temmuz darbesiyle ödemek zorunda kaldı.

15 TEMMUZ 2016’DAN SONRA

Hem Fetullahçıların iktidarı tek başlarına ele almak için giriştiği kalkışma, hem de AKP
Hükümetinin Kürtlerle yapmak istediği “açılım” politikasının başarıya ulaşmaması, uzlaşma
masasının devrilmesi üzerine bütün muhalefeti, “PKK veya FETÖ Terör Örgütleri” ile bağlantılı
olmakla, onlarla işbirliği yapmak hatta onlardan talimat almakla suçluyor.

SONUÇ

İktidardakilerin muhalifleri suçlarken kullandığı mantık, Muhalifler arasında ayırım yapmadan
onların devlet ve milleti felakete götüren, başka devletlerin hesabına çalışan, bölücü ve
şiddet yanlısı olarak gösterilmeleri esastır ki vatandaşlar muhalefeti yalnız bıraksın ve iktidar
cephesi takviye edilsin… (4 Temmuz 2020)