Türkiye seçime gidiyor. Türkiye bu seçimde bir seçim yapacak!

Yani Haziran ayında yapılacak seçim Türkiye açısından son derece önemli.

Çünkü bu seçimler daha önce yaşadığımız seçimlerden değil.
Bu seçimde Türkiye'nin yol haritası belirlenecek.

Yeni Meclis Türkiye ile ilgili bu güne kadar alışa geldiğimiz bir çok konuda köklü değişiklikler yapacak.

Her şeyden önemlisi yeni bir Anayasa yazılacak.

Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak tüm alanlarda yasal sınırlarımız yeniden belirlenecek, ona göre yeni bir yaşam biçimimiz oluşacak.

1982 yılında yapılan 'Darbe Anayasası' tamamen kaldırılacak.

Evet , 1982 Anayasası kaldırılacak derken bununla ilgili çekincelerde hep gündemde kalacak.

Anayasa'nın 'Değiştirilemez maddeleri' ...

Kim koydu bu maddeleri...

Bugün yargılamak için büyük çaba sarfedilen generaller ve o gün oluşturulan Kurucu Meclis, Anayasa Komisyonu ... v.s

O gün, bugün yürürlükte olan ve bir çok maddesi değiştirilen Anayasa için halkın yaklaşık yüzde 94'ü 'Evet' demişti.

'Darbe Anayasa'sı dediğimiz yasa günün şartlarında böyle bir çoğunlukla kabul görmüştü.

Seçimlerden sonra ele alınacak Anayasa'nın nasıl yapılacağı, ne kadar katılım sağlanacağı henüz belli değil.

Başbakan Tayyip Erdoğan '367 milletvekili çıkarsakta halkım karar verecek' diyor.

Peki konuya bir de ters gözlükten bakalım.

Halk bu konularda ne kadar sağlıklı karar verebilir.

Bir de halk dediğinizin kim olduğu önemli!

Yazar çizer takımı mı, okur-yazar olmayan, Anayasa nedir diye sorduğunda 'Bilmem' cevabı veren halk mı?

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın 'halkım' dediği acaba hangi kesim?

Bu hatırlatmadan sonra  şimdi gözlüğümüzden birde düz bakalım.

Seçimlerle ilgili hemen her gün tahminler yapılıyor.

Başbakan Tayyip Erdoğan seçimlerde 'İki Partili Meclis' isteğini söyledi.

Peki, bu Başbakan'ın ağzından dilinden düşürmediği 'İleri Demokrasi'yle ne kadar örtüşüyor.

Türkiye'de yüzde 10 seçim barajını savunmak yerine 'Siyasi Ahlak'ı ve 'Siyasi Ortaklığı'
savunan bir sistemi getirsek daha iyi olmaz mı?

Bu ülkede yaşayan, Türk'ü,  Kürdü, Ermenisi, Yahudisi her kesimden insan; Meclis çatısı altında bulunup sıkıntılarını orada meşru zeminde dile getirseler mi 'İleri demokrasi' olur, yoksa bir tarafı dağda, bir tarafı bağda, bir tarafı denizde olan yapılarla mı 'ileri demokrasi' olur.

Burada söylemek istediğim şu; Türkiye'de iki partili Meclis, tek başına iktidarlar, tek başına zenginlik yaratmıştır. Yani bir tarafı zengin ederken bir tarafı fukaralaştırmıştır.

Bu tarz düşünce uzun vadede ciddi halk reaksiyonlarına neden olabilir!

Tunus, Mısır, Yemen gibi...

Bir darbeden kaçarken bir darbeye yakalanmayalım.

Oysa, gerçek ve ileri demokrasi hakça paylaşımı getirir.