Türkiye önemli bir süreçten geçiyor.
Hükümetin ‘Kürt Açılımı’ diye başlattığı ve zaman içinde erozyondan geçen politikasının devamını
şimdi BDP ve PKK eline aldı ve devam ettiriyor.
Bilmem hükümet bu işin yine için de mi?
Şüpheler yok değil.
Ama şimdi önümüzde bir seçim var ve her şey seçime endeksli.
Şimdi yapılması gereken bir şey var.
Bu ülke halkı bir referandum geçirdi. Referandum sonuçları çok manidar.
Kimsenin öyle zaferi falan olan bir sonuç değil.
Referandum’a gidilirken Başbakan Tayyip Erdoğan’ın en önemli silahı Anayasa’yı kökten değiştirme
vaadiydi.
O Referandum’da kimse yapılan Anayasa değişikliklerine oy vermedi.
Genel politikalar referandumun sonucunu belirledi.
O gün tüm kimse 12 Eylül Anayasası’nın değişmesine karşı çıkmadı.
Ak Parti bunun propagandasını yaparken, CHP de MHP de 12 Eylül Anayasa’sının değişmesinde
hemfikirdi.
Yani Türkiye’ye yeni bir Anayasa şart.
Şimdi bu Anayasa’nın nasıl olacağı, neleri içereceği, 12 Eylül Anayasası’nın tümden değiştirilip
sıfırdan bir Anayasa mı yapılacağı?
Bugüne baktığımızda değiştirmek istediğimiz 12 Eylül Anayasası zaten yamalı bohçaya döndü.
Çok maddesi değişti.
Anayasa’nın dokunulamayan ilk üç maddesi özünde kaldı. Diğer maddelerin değiştirilmesine kimsenin
dediği de yok. Zaten dokunulmayan pek bir madde de kalmadı.
Bu seçimden sonra yapılması planlanan en önemli işlerden biri Anayasa.
Peki bu Anayasa nasıl yapılacak, kim yapacak, kimler katkıda bulunacak.
Ak Parti ben iktidarım diye bu işi tek başına yapacak değil.
Önümüzde duran Kürt meselesi var. Kürtlerin istedikleri hakları verebilmek için de Anayasa’da köklü
değişiklikler yapmak gerekiyor.
Hükümetin açılım planlarının arkasında ne olduğu karanlıkta kaldı.
Ne Türkçüyüm Ne Kürtçüyüm diyen Başbakan sonunda açılımı bir kenara itip, Tek Bayrak, Tek Millet,
Misak-ı Milli sınırları dedi.
Başbakan Erdoğan’ın yaptığı bu açıklamalarla , Genel Kurmay Başkanı’nın yaptığı açıklama arasında
çok bir fark yok.
Peki ne oldu da Başbakan tekrar başa sardı. Her şey oy kaygısından mı.
BDP ve PKK’nın amansız istekleri ve başkaldırı tarzı eylemleri Başbakan Erdoğan’ı ürküttü mü?
Yoksa, isteklere sıcak, söylemler oy kaygısı mı?
Her ne olursa olsun.
Bu seçimler vatandaş için geçim derdinden çok yeni düzen üzerine endekslenecek.
Şimdi, AK Partisi, CHP’si, MHP’si BDP’si önümüzdeki süreçte nasıl bir Türkiye istiyorlarsa açık açık
deklare etsinler.
Hepsi yeni Anayasa taslağını halka madde madde açıklasın.
Yeniden bir referanduma gitme yerine vatandaş seçimlerde ona göre kararını versin.
Siyaset vatandaşa açık olsun. Bugün öyle, o gün böyle olmasın.
Herkes eteğindeki taşları döksün.
Vatandaş da bu taşları incelesin, hangisinden fayda sağlanır, hangisi un ufak olur, hangisi iyi duvar
örer…