Bu sütü bozukların emmeleri içine kaçmadı, hala dillerinin ucunda…

Daha dün Çanakkale de top yekûn üstümüze çullananlar, okyanuslar aşıp boğazın serin sularında bizleri boğazlamak isteyenler “pardon beyler olmadı” deyip gitmediler bu topraklardan!

O şerefsizler eğer boğazın sularını aşmış olsaydı, bize kendi dillerini öğretecek, kendi dinlerini yaşatacak, kızlara kadınlara tecavüz edecek, gençleri ve elleri silah tutanları esir kamplarında öldüreceklerdi.

 Caymadılar, hala sözündeler. Yıllarca terörü kendi elleriyle beslediler, kamplarda eğitim verdiler, karakol baskınlarına terörist kıyafeti giyerek katkı sağladılar, asla emellerinden vazgeçmediler çünkü “bu coğrafyada söz sahibi olmak için bu aziz milletin cesedini çiğnemeleri gerekiyor” ve bunu biliyorlar.

Suriye de “birileri” uçağımızı düşürdü!

Bana sorarsanız kan ve gözyaşını benimsemiş, gittikleri her yeri kana bulamış vampirler bu dakika itibarıyla aziz milletimizin kanını içmeye karar vermiştir. Fakaaaat, bu aziz milletin kanı o kadar ucuz değildir, bunu böyle zannedenler tarihindeki şımarık züppelerinin akıbetinin ne olduğuna bir baksın!  

Suriye deki satılmış yönetime kanlı elleriyle bunu yaptıranlar, şuan itibarıyla savaş çığırtkanlığı yapanlardan başkaları değildir.  Bizim Suriye’yle savaşmamız  “İsrail’i, ABD yi, Fransa’yı VS” mutsuz etmez! Bu olayı bu kadar abartmalarının altında yatan gerçek neden “olayın küçük olmasından değil savaş sebebi sayılması arzusundandır”…

İçerde savaş çığırtkanlığı yapanlar sanırım savaşı bilgisayar oyunu falan zannediyorlar. Savaşmak demek kan, gözyaşı demektir, savaş demek leş kargalarının sağdan, soldan velhasıl her bir yandan üstümüze çullanması demektir.

Hector ve Paris…

Truva filmini izleyen herkes Paris ve Hectoru bilir. Hector cesur yürekli bir savaşçıdır, her fırsatta işi savaşarak çözmeye çalışır gözünü budaktan sakınmaz. Oysa Paris korkak ve zekidir, filmin sonunda Hector kardeşi Paris için ölür, Paris dünyanın en güzel kadınını yanına alarak kaçar, “Paris’in adı Fransa’nın başkenti olur, Hector’un ismiyse köpeklere verilir”   

Elbette bu millet savaşçı bir millettir ama bunun zamanını belirleyecek kadarda zekidir.

 İsrail’in Filistin’i yıllardır bombalamasına ses çıkarmayanlar, görmezden gelenler bu gün Suriye Türkiye olayını haber ajanslarının manşeti yapıyorsa, dışişleri bakanlıkları bu konuyla ilgili “güya bizden yana” bazı açıklamalar yapıyorsa elbette bunda bir bit yeniği vardır. Çünkü onları için olayın ne kadar meşru olduğu değil çıkarlarıyla ne kadar örtüştüğü önemlidir!

Şayet böyle olmasa dünya üzerinde akan Müslüman kanına kayıtsız kalmaz dün Bosna’yı, Karabağı bu gün Filistin’i Afganistan’ı yalnız bırakmazlardı.

Elbette Türkiye haklarını sonuna kadar savunacak ve gerekli ültimatomu verecektir…