MERSİN'de FETÖ/PYD'nin darbe girişimine ilişkin, aralarında örgütün elebaşı Fetullah Gülen ile tutuklu eski Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan ve 3'üncü sınıf emniyet müdürü Hasan Basri Dağdelen'in de bulunduğu, çoğunluğu rütbeli askerlerden oluşan 29 sanığın yargılanmasına üçüncü günde devam edildi.
"TRT SPİKERİ DE EMRİ UYGULADI, BEN DE. O KAHRAMAN OLDU BEN TUTUKLUYUM"
7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada savunma yapan tutuklu sanık Uzman Çavuş Mehmet Şimşek, sabah 02.00'ye kadar herkesin görevleri uyguladığını fakat sonrasında da kendilerini mağdur gibi göstererek emirleri silah zoruyla yaptıklarını söylediklerini belirtti. 
Kendisine Demirhan'ın emirleri yapılmayacak diye bir emir gelmediğini kaydeden Şimşek, herkesin emirlere uyduğunu ifade ederek, "Gece 3 sıralarından, Sahil Güvenlik gemisi burnunu ve namlusunu karargah binasına çevirince, Demirhan canlı hedef olmamak için karartma yaptırdı. Darbe girişimi olduğu anlaşılınca herkes Demirhan'ı görmemek için adeta kaçışıyordu. Sonrasında olaylar bitince beni Güvenlik Harekat Merkezi'nden çıkardılar. FETÖ terör örgütü mensubu veya sempatizanı değildim. İstersem kamera görüntülerini silerdim. O gün karargahtaki komutanlar, Demirhan'ın emirlerine karşı çıkmadılar. Darbe girişimi başarısız olunca gece 2 gibi ikinci toplantıyı yaptılar. Kendilerini toplantıdan sonra masum gibi gösterdiler. Kurmay Başkanı Albay Tayfun Ergi,  Albay Mazhar Süha Söylem, Komodor Ahmet Hamil Uğurluer, İkmal Destek Komutanı Albay Ayhan Canlı, Tuğamiralin yanında hareket ettiler. Darbe girişimini bilmelerine rağmen bizlere söylemediler. TRT sipkeri de emri uyguladı ben de. O kahraman oldu, ben tutukluyum" dedi.
SÖZ KONUSU EL YAZISI BANA AİT DEĞİL
Tututklu sanık İstihbarat Subayı Mehmet Emin Toker, iddianamede yer alan güvenlik ceridesini kendisinin yazmadığını ve el yazılarının da kendisine ait olmadığını söyledi. Ceridenin yazılması ve silahı yanına almasının emrini Kurmay Başkanı Albay Tayfun Ergi'nin verdiğini ifade eden Toker, ''Ergi, komutanın odasında müsvette kağıtları verdi ve benim devam edeceğimi söyledi. Benim görevim değildi ve o ana kadar hiç ceride tutmadım. 'Benim görevim değil' deyince 'emrediyorum' dedi. Daha sonda da komutanın emir subaylığını yapmamı seyledi. Silahımın olup olmadığını sordu. Odamda deyince gidip almamı söyledi. O andan sonra beni afakanlar bastı. Ben yazmaya başladım ama bana müdahale ediyordu. Hakkımdaki iddialar asılsızdır" diye konuştu.
İDDİANAMEDEKİ CERİDEYİ BEN YAZMADIM
O gece Emniyet Müdürü Rahmi Baştuğ'un kendisini bilinmeyen bir numaradan aradığını öne sürenToker, şöyle devam etti:
"'Komutanı verir misiniz?' dedi. Telefonu verdim. Bu sırada Tuğamiral Demirhan Ekrem Özer ile tartışıyordu. İlhan Tabur ayırdı ben hiç karışmadım.  Bu olaydan sonra Ergi'ye bu görevi yapamayacağımı söyledim. Güvenlik ceridesinin çok önemli olduğunu, Demirhan'ın yanından bir an olsun ayrılmamamı söyledi. İddianamedeki güvenlik ceridesini ben yazmadım. Ben yazdığımı Ergi'ye teslim ettim. Belimde silah yoktu. Hayatım boyunca FETÖ ile alakam olmadı. Tahliyemi talep ediyorum."     
Tutuklu sanıklardan emekli 2'nci Sınıf Emniyet Müdürü Salim Yavuz ile polis memurları Recep Yıldız, Seren Kesici, Mustafa Gezginci ve Seydi Vakkas Fidan suçlamaları kabul etmeyerek tahliyelerini talep etti. Duruşma, dördüncü oturumu ile yarın da devam edecek.