Emtia fiyatlarındaki son 1 ay içerisindeki artışlar teknik olarak yeterli desteklenmediği ve Merkez Bankalarının gevşek para politikasını sürdüreceklerine yönelik açıklamaları sonucunda piyasalardaki yükseliş süreci önümüzdeki birkaç hafta yerini kar satışlarına bırakacak ve sıkça görülecek fazla derinliği olmayan bir “V” hareketli piyasa gözlemlenecektir.

Bu süreçte ülke ekonomilerindeki en önemli problem işsizlik sorunudur. İşsizlik sorunun çözümünde belirleyici rol oynayan Merkez Bankaları istihdamın artırılması için gerekli olan yatırımların hızlandırılmasında faizleri aşağıya çekerek ve sıkışık olan para arzını piyasaya para vererek ekonomideki paraya dayalı sirkülasyonun sağlıklı şekilde çalışmasını sağlayarak belirleyici rol oynamaktadırlar. Üstlenilen bu rolde elbette gevşek para politikaları ekonomilerde en önemli sorunu beraberinde getirmektedir.

Oluşacak olan bu sorun enflasyon olup, kriz dönemlerinde ikincil öneme sahiptir. Öncelik ekonomide temel işleyişin, temel aktivitenin sağlanmasıdır. Üretilen her ürünün piyasada bir talebinin olması gereklidir. Talebin oluşmadığı durumlarda, ekonomilerde resesyon süreci başlar ve toparlanması zor bir yapıya girilir. Böyle bir ekonomik yapıyla mücadele etmek oldukça zordur. Bunun en güzel örneği, ihracata dayalı bir çok güçlü bir ekonomik yapıya sahip olmasına rağmen ülke insanının elde etmiş olduğu gelirlerin en azından belli bir kısmını dahi harcanmayan, fiyatların her geçen gün daha da aşağıya beklentisi içerisinde olan bir tüketici yapısının oluştuğu Japonya ekonomisidir. Japonya ekonomisi içinde bulunduğu deflasyon sürecinden çıkmakta halen zorlanmaktadır.

Kriz ekonomilerinde bir sorun olarak algılanan enflasyon aslında temel bir sorun değildir. Arındırılmış enflasyon ile normal süreçte hareket eden enflasyonu iyi analiz etmek gerekmektedir. Arındırılmış enflasyon, kriz dönemlerinde daralan ekonomilerde piyasanın normal aktivitesine kavuşması için her ülkenin işsizlik oranı ile büyüme oranı arasındaki temel farktır. Bu oran her ülkedeki işsizlik ve büyüme oranları açısından farklılık arz eder.

Büyümenin gerçekleşmesinde piyasada oluşan temel fiyat artışları, aslında ekonomik varyasyonlar açısından makro ölçekte ülke ekonomilerinde işsizliğin bütçede oluşturacağı zarardan daha az zarar vericidir. Oluşan bu fiyat artışları ekonominin doğal süreci içerisinde doğal bir şekilde üretimde bir maliyet unsuru olarak dikkate alınmayan, tüm piyasa yapıcıları tarafından karlılıklarından feragat ettikleri temel bir unsurdur.

Arındırılmış enflasyon oranın üzerinde gelişen fiyat artışlarının temel dinamiklerinin oluşması gerekir. Temel dinamikleri oluşmayan ve üretime dayalı verilerle desteklenmeyen uluslar arası alandaki temel rasyolardaki artışlar, aslında global krizde yaşanan mortgage krizinde olduğu gibi balon etkisiyle şişmiş fiyatlardır. Bu bağlamda uluslar arası ekonomik alanda yeterli teknik veriye dayanmayan EUR/USD paritesi 1,3980, Brend Petrol 83 USD, DowJones Borsası ise 11,000 teknik desteklerini kıramadığı sürece bu piyasalarda önümüzdeki iki aylık süreçte “V” hareketli bir bantta hareket edecektir.

Türkiye borsasında ise 70,600 teknik desteği kırılmadığı sürece 62,500-63,000 bandına doğru hareket edecektir. Döviz kurlarında ise bu yapıda USD 1,4120 bandından 1,50 bandına doğru yükselişe geçecektir.