Geçtiğimiz yıl 30 Kasım’da ailesi tarafından göz kayması, bulantı ve baygınlık şikayetiyle Zonguldak Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ne kaldırılan Üzülmez İlköğretim Okulu 7’nci sınıf öğrencisi İrem Yağcı’ya, acil serviste görevli Dr. Pınar Menderes Turhan ‘mantar zehirlenmesi’ tanısı koydu.

Sevkine karar verildikten 6 saat sonra ambulansla Ankara Sami Ulus Çocuk Hastanesi’ne doğru yola çıkarılan İrem Yağcı, Bolu’nun Gerede İlçesi yakınlarında fenalaştı. Gerede Devlet Hastanesi’ne kaldırılan İrem, yaşamını yitirdi. Hastanede görevli doktorun ölümünü şüpheli bularak Adli Tıp Kurumu’na sevk ettiği İrem Yağcı’nın yapılan otopsisinde, ‘beyincik içi kanaması’ nedeniyle öldüğü saptandı.

6 personele iddianame

İrem’in ölümüyle ilgili başlatılan idari soruşturma sonunda, Zonguldak Valiliği İl İdare Kurulu, hastanede yapılan tıbbi müdahale ve sevk işlemleri sırasında ihmalleri olduğu iddia edilen 2’si doktor 6 sağlık personeli hakkında, 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunu’nun 6’ncı maddesi gereği soruşturma izni verdi. Cumhuriyet Savcısı Cafer Can, kurulun raporu doğrultusunda adli soruşturmayı tamamlayarak iddianameyi hazırladı. 6 sağlık personeli hakkında, ‘Taksirle ölüme neden olmak’ suçlamasıyla 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

İhmaller zinciri

İddianamede Dr. Pınar Menderes Turhan’ın, hastaya ‘mantar zehirlenmesi’ diye yanlış teşhis koyduğu, saat 12.00’de sevkine karar verilmesine rağmen, saat 18.05’te gecikmeli olarak sevk edilen hastaya bu sürede herhangi bir tıbbi takip, tedavi ve müdahale uygulamadığı, sevk ederken de ambulansta doktor görevlendirmediği belirtildi. Acil tıp teknisyeni 7 aylık hamile Kısmet K.’nın ise, sevk sırasında ambulansta hastanın yanında bulunması gerekirken, şoför mahalinde oturduğu ve hastanın tıbbi durumunu izlemediği, müdahalede bulunmadığı belirtildi. Sağlık memurları Orhan A., Dursun B. ve acil tıp teknisyeni Mehtap A.’nın ise hastanın sevk edileceği hastaneyi saat 15.10 civarında gecikmeli olarak bulabildikleri kaydedildi. Bu olayın ardından 112 Acil Servis Başhekimliği görevinden ayrılarak Zonguldak Devlet Hastanesi’nde acil servis hekimi olarak çalışmaya başlayan Dr. Kemal Koban’ın ise, ambulansın stepnesindeki soruna rağmen başka bir ambulans görevlendirmeye yanaşmayarak, zaten gecikmiş olan sevk sürecinin bir süre daha uzamasına neden olduğu belirtildi.

İrem’in, Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda maden işçisi olarak çalışan babası Ahmet Yağcı adelete güvendiğini belirterek, “Allah kimsenin başına böyle bir olay vermesin. İnşallah gereken cezayı alacaklar. Bekleyip göreceğiz” dedi.

Havadan sevk arttı

Bu arada, İrem’in ölümünden sonra hava ambulansıyla nakledilen hasta sayısında rekor bir artış olduğu ortaya çıktı. 2008’de 1, 2009’da sadece 3 hastanın havadan nakledildiği kentte, 30 Kasım 2009’da İrem’in ölümünden sonra 2010 yılı içinde 21 hastanın ambulans helikopterle sevk edildiği belirtildi. İrem Yağcı’ya yanlış teşhis konulduğunda aynı hastanede Başhekim olarak görev yapan, daha sonra İl Sağlık Müdürü olarak atanan Dr. Rüstem Albayrak, ambulans helikopterle nakil sayısındaki artışın, İrem’in ölümüyle bir ilgisinin olmadığını söyledi. Albayrak, “O ayrı bir olay. Biz bu ve benzeri bir çok kritik olayla karşılaşıyoruz. Tek bir olayın bu kadar ciddi bir olayı tetikliyor olması düşünülemez. Zaten bağlantısız. Onunla ilgisi yok. Tamamen hava ambulansı filosunun gelişmiş olması ve bu hizmetin Sağlık Bakanlığı tarafından yaygınlaştırılması ve kolaylaştırılmış olmasıyla ilgili” dedi.

Olayın tıbbi bir önemi yok

İl Sağlık Müdürü Rüstem Albayrak, İrem’e zamanında müdahale edilmiş olsaydı bile kurtulma şansının olmadığını da ileri sürdü. Albayrak, “Hastaya doğru teşhis konulsaydı da hiçbirşey yapılamazdı. Olayın tıbbi olarak önemli bir tarafı yok. Olayı küçümsediğim anlamında değil, yanlış anlaşılmasın. Ama olayın silsilesinde kusuru olanlar yok mu? Var, o ayrı bir olay. Ama tıbbi anlamda yapılabilecek hiçbişey yoktu. Beyincik içi kanamalarda hiçbirşey yapılamaz” diye konuştu.


(sb)