Mavi Marmara baskını ile soğuyan Türkiye-İsrail ilişkileri son günderde epey bir yakınlaşma yaşadı. İsrail'deki yangına Türkiye'nin uçak göndermesinden sonra Netanyahu'nun teşekkür etmesi ve dün Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile Mavi Marmara baskınını soruşturan BM Komisyonu’nun İsrailli temsilcisi Yosef Ciechanover’in görüşmesi, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi yolunda atılan adımlar olarak gösterildi... Biz de HABERTÜRK.COM olarak uzmanlara ''Yangın sonrasında iki ülke arasında neler olur?'' diye sorduk.

''TÜRKİYE FIRSATI İYİ DEĞERLENDİRDİ''
Zaten bu tür olayların sorunların giderilmesi için fırsat olduğunu belirten Dış Politika Uzmanı Dr. Mensur Akgün, ''Daha önce Öcalan krizinden sonra Yunanistan’la olan deprem diplomasisi de buna benzer bir olaydır. Bu tür tatsız olaylar ülkeler arasındaki ilişkileri normalleştirmek için fırsatlar doğurur. Sonuçta yangında bir sürü can kaydı yaşandı, bunu fırsat olarak ifade etmek elbette yanlış ama diplomasi açısından öyle değerlendirilebilir. İki ülke, arasındaki ilişkileri normalleştirmek için bir fırsat olarak görülebilir. Türkiye bu fırsatı iyi değerlendirdi. İlişkileri normalleştirmek için bir adım attı. Verdiği gizli sinyallerden, İsraili’inde Türkiye’yi tatmin edecek bir açıklama yapacağını düşünüyorum. Zaten kendi içinde sıkıntılar yaşayan, ABD ile problemleri olan İsrail bir de Türkiye’yi karşısına almak istemeyecektir. Umarım İsrail açısından da iyi değerlendirilir'' dedi.

''İSRAİL ENİNDE SONUNDA TÜRKİYE'NİN DEDİĞİNE GELECEK''

''Türkiye -İsrail ilişkilerindeki bozulma, İsrail'in bölgede attığı her biri istikrarsızlaştırıcı adımların sonucudur'' diyen Habertürk Dış Haberler Müdürü Ceyda Karan, Türkiye'nin bölgesinde ekonomik kalkınma için siyasi istikrar yönünde gelişmeler arzulayan bir ülke olduğunu, bu nedenle de İsrail'le karşı karşıya gelmesinin kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

''Davos krizinin durduk yerde çıkmadığını unutmamalıyız. Davos; İsrail'in, Suriye ile Türkiye arabuluculuğunda dolaylı müzakerelerden doğrudan masaya oturmaya başlamasına ramak kala Gazze'ye savaş açması yüzünden meydana geldi. Elbette İsrail Cumhurbaşkanı Peres'in paneldeki sert çıkışından. Sonraki süreçte Türkiye hep aynı mesajları yolladı. Ama İsrail'den büyükelçimize yapılan 'alçak koltuk' hakareti geldi. Ve son olarak Mavi Marmara. Bir devletin vatandaşlarını uluslararası sularda kimisinin kafasına yakın mesafeden kurşun da sıkarak katlederseniz, sizinle barışmak için şartları olur. Ben yazın da yazmıştım. İsrail eninde sonunda Türkiye'nin 'dediğine gelecek' diye. Türkiye bölgede İsrail için vazgeçilmez bir ülke. İsrailli yöneticiler bunu anlayıp Türkiye'ni talep ettiği özür ve tazminatı temin ederse ne ala. Buna dair analiz yapmak için de basında yazılıp çizilen İsrail'in 'insani özürünün' niteliğine bakmamız gerekecek. Lakin her halükarda, İsrail'in herhangi bir biçimde özür ve tazminat noktasına gelmesi dahi önemli bir gelişmedir. Türk basınında İsrail asla bunu yapmaz diyenlerin oturup düşünmesinde fayda var...''

''NETANYAHU'YA ADIM ATMAK İÇİN FIRSAT VERDİ''

''İsrail Başbakanı Netanyahu,  Türkiye ile anlaşmanın, aradaki sorunları sona erdirmenin yollarını arıyor. Tabii bir fatura ödemeden bu imkansız. Çünkü İsrail hükümetinde çok uç noktalar var’’ diyen USAK Genel Koordinatörü Doç. Dr. Sedat Laçiner, bu yangının Netanyahu’ya adım atmak için fırsat verdiğini söyledi.

''Türkiye taleplerinde kararlı. Tazminat ve özür olmaksızın ilişkilerin normalleşemeyeceğinde ısrarlı’’ diyen Laçiner, ''Netanyahu buna hazır. Hükümeti de rahatsız etmeden yumaşatarak yapmanın yolunu arıyor.  İç dengelerle ilgili. Tutumlardaki değişiklik, yumuşama sağlayabilmek için bir zemin oluşturur’’ dedi.

''GERİ ADIM ATMAK İÇİN BAHANE ARIYORLARDI''

HABERTÜRK yazarı Özcan Tikit, ''Bu adımlar umarım Türkiye'nin taleplerinin yerine getirilmesiyle sonuçlanır. Türkiye öteden beri gerilimleri düşüren bir rol oynuyordu. Mavi Marmara gemisine yapılan kanlı baskın İsrail'in hatasıydı. Dolayısıyla gerilim yükseltilmesi de Tel Aviv'in tercihiydi. Bu aptalca tavrın kendilerine zarar vermeye başladığını gördükleri için de epeydir geri adım atmak için bahane arıyordu. Son yangın olayı da bu almada bir vesile oldu diyebilirim.  İlişkilerin düzelmeye başlaması bölgenin yararına bir gelişmedir'' dedi.

Tikit, sözlerine şöyle devam etti:

''Hem İsrail, hem Türkiye hem de Suriye bu gerilimden bir fayda sağlanamayacağını anlamıştı. İsrail-Filistin sorununda gelinen nokta, İran'la Batı arasında gerilen ilişkiler Türkiye'nin eskiden olduğu gibi bölgedeki tansiyonu  düşüren bir rol üstlenmesini gerektiriyordu.

 Ankara'daki etkinliğini kaybedince hem Ortadoğu'dan hem de Avrasya'dan kopmaya başladığını gören, Obama yönetiminin ve AB'nin Filistin sorununa yaklaşımında yaşanan stratejik değişiklikle dünyada yalnızlaşma tehlikesiyle karşı karşı kalan İsrail Türkiye'nin öneminin farkına varmıştır.

 Türkiye, krizin diplomatik yoldan aşılması için sürdürdüğü bu tavrı korumalı ve tüm talepleri karşılanmadan adım atmamalıdır. Bir barış olacaksa bunun Başbakan Erdoğan'ın da belirttiği şekilde özür ve tazminatı içermesi gerekiyor. Yoksa bölgede saygınlığımız kalmaz.''