Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, HT Ekonomi’nin dün manşetten verdiği IMF heyetinin, Türkiye ziyareti sırasında Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği ile (GYODER) görüşerek ‘’Konutta balon var mı?’’ sorusuna yanıt aradığına ilişkin haberi üzerine yaptığı açıklamada, Türkiye’nin şu anda konut sektörüyle, konut finansmanıyla ilgili oldukça sağlam bir durumda olduğunu ve IMF raporunda bu konuda ne yazdığının çok da önemli olmadığını söyledi. Uluslararası İşbirliği Platformu’nun düzenlediği “Boğaziçi Bölgesel Ortaklık Zirvesi’’ sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Babacan, IMF heyetinin 6 ayda bir gerçekleştirdiği rutin görüşmeler çerçevesinde pek çok konuyu ele aldığını anımsattı.

BİZ DOĞRU NEYSE ONU YAPIYORUZ’
‘IMF’nin konuyla ilgili olumlu ya da olumsuz henüz bir rapor yazmadığının’ belirtilmesi üzerine ise Babacan, “Şu anda konut sektörüyle, konut finansmanıyla ilgili oldukça sağlam bir durumdayız. Olumlu rapor yazdıkları ülkelerde konut piyasasının ne hale düştüğünü de gördük. ABD ile ilgili konut finansmanı rakamları 5 trilyondan 10 trilyon dolara çıkarken, o kuruluşlar hangi raporları yazmışlar, hangi uyarıları yazmışlar ona da bakmak lazım. Biz işimizi sağlam götürüyoruz. Birçok ülkede doğruları göre göre yapamıyorlar. Biz doğru neyse gözümüzü kırpmadan yapıyoruz’’ diye konuştu. Tobin vergisi tartışmalarına da değinen Ali Babacan, Brezilya örneğinde bu verginin işe yaramadığını söyledi. Babacan, “Türkiye sıcak paraya yüzde 1 vergi koysun diyorlar. Brezilya örneğinde de görüldüğü gibi işe yaramayacak politikalarla bu iş olmaz” dedi. Babacan, “Burada temel politika makro ihtiyati tedbirlerle ve uygulamalarla bu işi götürmektir. Uzun vadeli bakacaksınız. Ekonomide moda akımlarına, günlük akımlara yer yok. Yaptılar da ne oldu? Geçen sene Avrupa’da para harcama modasına kapılsaydık, bugün Türkiye hangi durumda olurdu, onu da düşünmek lazım’’ dedi.

EKONOMİDE POPÜLİZME YER YOK
Ekonomide popülizme yer olmadığının altını çizen Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün dünya genelinde bu sermaye hareketlerinin biraz popülizmi yapılıyor. Bazı ülkeler bazı kararlar alıyor. Bakıyorsunuz hiçbir sonuç alamayacaklar. Soruyoruz, ‘Siz bunu niye yaptınız? Bir işe yaramıyor’ diye, ‘Çok baskı geldi biz de yaptık, hiç olmazsa iki ay kimsenin sesi çıkmaz’ diyorlar. Türkiye’de böyle şeyler yapamayız. Sağdan soldan yeni fikirler geldi diye, iki ay ortalığı yatıştıralım, hiç olmazsa kimsenin sesi çıkmasın gibi bir adım atamayız. Atacağımız adımların sonuç alıcı adımlar olması lazım.’’