Türkiye Katolik Piskoposlar Kurulu Başkanı ve İzmir Başpiskoposu Ruggero Franceschini, Vatikan'da Ortadoğu konulu sinod toplantısında yaptığı konuşmada, Anadolu'daki Hristiyanların "aşırı milliyetçiler ile dindar fanatiklerin işbirliği halinde hazırladıkları karanlık tuzaklar"ın kurbanı olduklarını iddia etti.

Başpiskopos Franceschini, Türkiye'de Hristiyanlara yönelik bir dizi saldırıya dikkati çekmesinin ardından, Piskopos Luigi Padovese'nin İskenderun'da boğazı kesilerek öldürülmesine de değinerek, "Bu önceden planlanmış bir cinayetti. Piskopos Padovese'yi milliyetçiler ve köktendinciler öldürdü" dedi.

Türkiye'de görev yapan İtalyan uyruklu Katolik piskoposlardan biri olan Franceschini, Papa 16. Benediktus başkanlığında yapılan toplantıda, İskenderun'daki cinayetin akli dengesi bozuk birinin işi olmadığını savunarak, "Cinayeti organize edenler, tahammülü imkansız iftiralar üretmeyi de ihmal etmediler. Bu cinayet karanlık güçler tarafından önceden planlanmıştır. Zavallı (Piskopos) Luigi, ölümünden bir kaç ay önce, Papaz Andrea Santoro, Ermeni gazeteci (Hrant) Dink ve Malatya'daki dört Protestanın öldürülmesinin, karanlık güçlerin yani aşırı milliyetçiler ile dindar fanatiklerin işbirliği halinde hazırladıkları karanlık tuzakların işi olduğunu belirtmişti" diye konuştu.

Başpiskopos Franceschini, Papa 16. Benediktus'a Türkiye'deki Hristiyan azınlığa sahip çıkma çağrısında da bulunarak, "Türkiye'deki küçük kilise kimi kez görmezlikten gelinebiliyor. Kiliseden ne mi istiyoruz? Eksik olan şeyin tamamlanmasını istiyoruz: Bir çoban ve ona yardımcı olarak birilerini yollamasını, bunu mümkün kılacak imkanları hazırlamasını ve tüm bunları makul olan en kısa sürede yapmasını istiyoruz" dedi.

Türkiye Katolik Piskoposlar Kurulu Başkanı ve Papalık Anadolu Temsilcisi Piskopos Padovese, 3 Haziran'da uzun süredir kendisinin özel şoförlüğünü yapan Murat Altun tarafından boğazı kesilerek öldürülmüştü. Cinayet sonrasında tutuklanan Altun'un akli dengesinin yerinde olmadığı ileri sürülmüştü.

Papa 16. Benediktus Haziran ayında Kıbrıs Rum Kesimini ziyareti sırasında, İskenderun'daki trajediye de değinerek, "Cinayeti Türkiye'ye ve Türklere mal etmek doğru olmaz" demişti.