KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ziya Akçetin robotik cerrahinin prostat ameliyatlarında hastaya sağladığı yararları anlatıyor.

Da Vinci prostatektomisi özellikle radikal prostatektomi sonrası görülen ereksiyon bozuklukları ve idrar tutamama gibi iki ana ameliyat komplikasyonunun en aza indirgenmesini sağlamıştır. Görüntünün üç boyutlu ve büyütülerek konsola aktarılması, üroloğun rahat bir oturma pozisyonunda, hiçbir el titremesi olmaksızın girişimini gerçekleştirebilmesini sağlamakta ve bu şartlar ereksiyondan sorumlu olan nörovasküler demetin (sinirlerin) çok daha iyi bir şekilde korunmasını mümkün kılmaktadır. Sinirlerin daha iyi korunuyor olması, ereksiyonun devam etmesini sağlamak yanında ameliyat sonrası dönemde idrar kontrolünün daha çabuk sağlanmasına imkan vermektedir. Bu yöntemle kan kaybı çok az olmakta, hatta çoğu olguda hastaya kan nakli yapılmamaktadır. Ameliyat sonrası dönemde hastada daha küçük yara izleri kalmakta ve kozmetik sonuçlar iyi olmaktadır. Hastanede kalış süresi çok kısalarak hastaların iş ve sosyal yaşamlarına bir an önce dönmeleri mümkün olmaktadır.

Robot destekli da Vinci ameliyat sistemi, hassas hareket kabiliyeti, keskinlik ve kontrol kolaylığı sayesinde ürolojide yalnızca radikal prostatektomi değil, aşağıdaki diğer girişimlerde de kullanılabilmektedir:

da Vinci Piyeloplasti
da Vinci sakrokolpopeksi
da Vinci Sistektomi
da Vinci Nefrektomi
da Vinci Parsiyel Nefrektomi
da Vinci Üreteral Reimplantasyon

Niçin da Vinci prostatektomisi?

2000’li yıllarda radikal prostatektomide laparoskopik radikal prostatektomi açık radikal prostatektomiye göre daha çok kabul görmeye başladı. Başlarda en önemli gerekçe olarak kesinin ve ameliyat izinin azlığı gösterilmekte idi. Bu hem doğru, hem de yanlış bir tespitti. Deneyimli açık cerrahlar, oldukça küçük bir kesi üzerinden radikal prostatektomiyi gerçekleştirebiliyorlar ve laparoskopik cerrahlara kafa tutuyorlardı. Ancak onkolojik uzun dönem sonuçları, idrar kaçırma ve ereksiyon kaybı gibi parametreler incelendiğnde yavaş yavaş laparoskopik prostatektomi öne çıkmaya başladı. Robotik cerrahi ise her iki yöntemin de olumlu yanlarını birleştirerek radikal prostatektomilerde ABD’de 2005 yılında %20’den, 2009 yılında %85’e yükselerek tartışılmaz en sık uygulanan yöntem haline geldi.

da Vinci’nin Ürolojide sunduğu avantajlar:

• Prostat kanseri ameliyatlarında sinir - damar demetinin çok iyi görüntülenebilmesi ve korunabilmesi
• Prostat ve çevresindeki dokuların diseksiyonunun ayrıntılı bir şeklide yapılabilmesi
• Üretrovesikal anastomozun (İdrar kesesi ile idrar yolunun yeniden birleştirilmesi) daha iyi ve idrar sızdırmayacak şekilde yapılabilmesi
• 3 boyutlu büyütülmüş görüntü sayesinde kanama kontrolünün çok iyi yapılabilmesi
• Ameliyat sonrası ağrının daha az olması
• Açık ameliyata kıyasla kesinin çok küçük olması
• Hastane yatış süresi ve prostat ameliyatlarında sonda süresinin daha kısa olması