Bugün ögleden sonra İstanbul’un en önemli anıtsal mimari örneklerinden Haydarpaşa garı kendi kendine yanmıştır.

Bu ülkenin ögrencileri; kendi kendine yanabilen binaları çok iyi bilmek ve başka hangi yerlerin kendi kendine yanabileceğini tahmin etmek zorundadırlar. Çünkü yarın doğup büyüdüğümüz şehirlerde hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş bir yer daha kendi kendine yanmaya dahil olabilir.Kendi kendine yanabilen yerler; ormanlar, tiyatrolar, sinemalar, kültür merkezleri, kültür ocakları ve ticari olarak dönüştürülmeye ranta açık alanlardır. Bu gibi yerler kendi kendilerine yandıklarında, çoğunlukla tatil günü , ölüm ve yaralanmaya neden olmadan yanarlar . Zaten yanmışlardır, bir de neden can kaybına neden olup daha ağır bir hukuki takibata uğrayalım diye düşünürler. Ülkemizde ticari ranta açık olmayan yerler yanmazlar.


HABERİ İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN!

Haydarpaşa garı 1908 o günkü siyasi irade tarafından İstanbul Bağdat demiryolunun başlangıç noktası olarak Alman mimarlara, Alman ve İtalyan işçilere yaptırıldı. O yıllarda dünyanın dogusunda yer alan bu iki çok şaşalı şehirden bahsediyoruz. Bugün Bağdat’ın ne halde oldugunu peki ya İstanbul ne durumdadır. Büyük anıtsal binaları kendi kendine yanabilen bir büyük şehir var mıdır? Paris’de d'Orsay garından d'Orsay müzesine dönüştürülmüş olan anıtsal gar binası kendi kendine yapabilir mi? Böyle bir binayı Paris belediyesi otel yapmaya kalkabilir mi?
Bugün haydarpaşa garının yanmaya başladığı vakitten itibaren internet üzerinden Türk gençleri, forumlarda,bloglarda , sözlüklerde ve düşüncelerin paylaşıldığı bütün ortamlarda Haydarpaşa garının kundaklanmış oldugu ihtimalini seslendiriyorlar. Mimarlar odası son iki yıldır garda yapılan çalışmaların yalan yanlış ve kanunsuz oldugu ve garın kaderine terkedildigi açıklamalarını yapıyor.Görülüyor ki Türkiye’nin yetişmiş mimarları İstanbul’un en önemli anıt eserlerinden birini korumak icin yetersiz kalmıştır. İstanbul belediyesi bu eseri koruyamamıştır. İstanbul valiliği bu eseri koruyamamıştır. Siyasi irade bu eseri korumakta yetersiz kalmıştır.
Bugünden itibaren İstanbul’un Bağdat’ a uzanan demiryolu kolu, hayali Osmanlı İmparatorluğu’nun bu çok önemli mirası herbirimizin hayatında evinin yolu,okulunun yolu, sevdiğinekavuşmanın ya da sevdiğine tekrar kavuşmak için uğurlamanın yeri olan bu anıt binanın kaderinin ne olacağı hemen açıklanmalıdır.
Tarihi Haydarpaşa garı bir müzeye dönüştürülmelidir.İster bu ülkeye yakışır bir sanat müzesi, ister bir modern bir sanat müzesi , ister mimari ya da ister sanayii müzesi yaparsınız. Haydarpaşa garı üzerinde ulaştırma bakanlığının ,istanbul belediyesinin ve hepimizin saygı duyması gereken siyasi iradenin dışında hiç kimsenin hiç bir kötü niyetlinin ya da rant bekleyenlerin gölgesi olmamalıdır.
Ögrenciler bugün Türkiye Cumhuriyeti başbakanı İtü'lü ögrencilerin tutuklanmasıyla ilgili olarak " Yumurta atarak protesto olmaz, eğer bir antitez getiriliyorsa bunu saygıyla
karşılarız" diyor. Öyleyse ögrenciler antitezlerini seslendirmelidirler. Müze olsun benim önerim, siz isterseniz başka bir şey önerin ama hepimiz bilmeliyiz ki; anıtsal eserleri kendi kendine yanabilen ve anıtsal eserleri otele dönüştürülen bir şehir ne bir metropoldür ne de bir şehir.Ondan ancak tatil köyü olur.