ABD bağımsızlığını ilan ettiğinden bu yana, başkanlık görevini yürütenlerin neredeyse 10’da biri uğradıkları suikastlerde öldürüldü ya da yaralandı. Ocak 2009’da göreve geldiğinden bu yana geçen iki buçuk yıllık süre içinde ise 10’dan fazla kişi ABD Başkanı Barack Obama’yı öldürmeyi planladığı iddiasıyla tutuklandı.

 Bu suçlamayla tutuklanan son kişi, “onu bir köşeye sıkıştırarak vurmak istediğinin öğrenilmesinin ardından” tutuklanan New York Polis Departmanı’ndan emekli polis memuru Michael Bowden’du.

 ABD tarihinde, dört başkan suikast sonucu öldürüldü, beş tanesi de aynı şekilde yaralandı. Başkanların 11 tanesi ise suikast girişimlerinden yara almadan kurtulmayı başardı. En son 30 Mart 1981 tarihinde, Ronald Reagan kendisine düzenlenen suikast girişiminde vurularak yaralanmış ancak hayatta kalmayı başarmıştı.

 

Ölüm tehditlerini başkanlık seçimleri süresince almaya başlayan Obama, başkan olmasının ardından tehditlerle yatıp kalkan bir insan haline geldi.

 YÜZDE 400 ARTIŞ

Ağustos 2009’da ABD’li yazar Ron Kessler’ın yayımladığı kitaba göre, Obama günde 30 ölüm tehdidi alıyordu. Kessler, “In the President's Secret Service” adlı kitabında, göreve gelmesinin ardından Obama’nın aldığı ölüm tehditlerinin, yerine geçtiği George Bush’un maruz kaldığı tehditlere oranla yüzde 400 arttığını belirtti. Buna göre, Obama bir yıl içinde yaklaşık 30 bin ölüm tehdidine maruz kalıyordu.

 

Gizli Servis’teki kod adı ‘Renegade’ (dininden dönen, hain, kaçak) olan Obama için yapılan ölüm planlarının bazıları kamuoyuna açıklandı. Ancak Obama’ya karşı ciddi bir tehdit oluşturdukları gerekçesiyle tutuklanan insanların sayısının artması, bu planların onu hedef alan kişileri cesaretlendirmesini önlemek amacıyla gizli tutulmaya başlandı.

 En akılda kalan ölüm planı, 2008 yılında Tennessee eyaletindeki tutuklanan iki ırkçı beyaza aitti. İki adam, yaptıkları plana göre ilk önce bir silah dükkânını soyacak, ele geçirdikleri silahlarla 88 siyah ABD’liyi vuracaktı (88, ‘Heil Hitler’ selamının kodu. Ayrıca, Nazi Almanya’sındaki SS subaylarının kullandığı nişanı barındırıyor).

 İlk toplu katliamın ardından, bu sefer 14 siyahın ‘kafasını uçuracak’ (beyaz ırkçılar tarafından kullanılan 14 kelimelik bir sloganı temsil eder) ve son olarak da Obama’ya suikast düzenleyecekler. Her iki kişi de 2010 yıl içinde Obama’yı öldürmeyi planlamaktan suçlu bulundu.

 Kessler’e göre, Obama’yı hedef alanlar bir tek beyaz ırkçılar değildi. Kitabında,  Obama’nın yemin töreninde Somali merkezli El Şahab militanları tarafından hedef alınmak istendiği iddiası bile yer alıyor.

 “ÖLÜM TWEETLERİ”

Obama’ya yönelik “ölüm bildirilerinin” rastlandığı popüler sosyal paylaşım ağlarından biri olan Twitter, ABD’de ünlü kişilerin de gözaltına alınmasına neden oldu. Vermont eyaletinde yaşayan komedyen Chris King, 8 Ekim tarihinde Twitter’da “İçim içimi yiyor. Ve size açık bir şekilde başkanı öldüreceğimi söylüyorum” mesajını geçti.

 

Yetkililer, Twitter üzerinden attığı tehdit mesajları, psikolojik durumu ve silah bulundurmasından dolayı King’in tehdit oluşturduğuna ikna oldu ve onu tutukladı.

 

Yine de, ABD Başkanlarına yönelik tehditlerin birçoğu göz ardı ediliyor. 1994 yılında, dönemin başkanı Bill Clinton’ı öldürmek için plan hazırladığını söylen Martin Duran, kimse tarafından ciddiye alınmadı. Duran, 29 Ekim 1994 tarihinde tüfeğiyle Beyaz Saray’a 29 el ateş etti ancak kimseye zarar veremedi. 2001 yılında ise Robert Pickett adındaki bir adam, dönemin başkanı George Bush’u benzer bir saldırıyla öldürmek istedi. Gizli Servis Pickett’ı vurarak etkisiz hale getirdi.

 

Obama’yı öldürmek istediği ortaya çıkan son kişi Bowden ise, New York’ta polis ve itfaiye teşkilatındaki işinden emekli olduktan sonra Güney Carolina eyaletine yerleşti. Bowden, ne öldürme planlarını yazıp çizdi ne de internette düşüncelerini belirtti. Bowden’ın yakalanmasına neden olan şey, gizli servisin aldığı istihbarat oldu. Buna göre, Bowden bir yakınına, “Afrika kökenli ABD’lilere yeterince yardımcı olamadığı için tepkili olduğunu ve Washington’a giderek onu vurmak istediğini” söyledi.

 

Beyaz olan Bowden, Gizli Servis’e verdiği ifadesinde tehdidini inkar etmedi ve, “Eğer fırsatım olsaydı, Obama’yı vururdum. Eğer Obama’yı bir köşeye sıkıştıracak ve onu vuracak fırsatım olsaydı, bunu yapardım” dedi.

 

Polis, 70 yaşlarında olan Bowden’ın Güney Carolina’daki evinde küçük bir cephanelik buldu. Oğlu ise akıl sağlığı çok iyi olmayan babasının, planladığı türden bir eylemi yapabilecek birisi olmadığını savundu.

 

Son örneklere bakıldığında, silahları seven ve akıl sağlığı çok iyi olmayan kişilerin hedef seçtiği anlaşılan Obama, 2012’deki başkanlık seçimleri bitene kadar rahat bir nefes alacakmış gibi görülmüyor.

 

SUİKASTA MARUZ KALAN ABD BAŞKANLARI

 

-          ABD’nin 16’ncı başkanı Abraham Lincoln: İç savaşın sona ermesinden kısa bir süre sonra, 14 Nisan 1865 tarihinde, Konfederasyon aşırısı tiyatrocu John Wilkes Booth tarafından Ford Tiyatrosu’nda vurularak öldürüldü.

 

-          ABD’nin 20’nci başkanı James A. Garfield: Cumhuriyetçi başkan Garfield, göreve gelmesinden sadece dört ay sonra suikasta maruz kaldı. Suikastı işleyen Charles Guiteau, üniversiteye girmeyi başaramamış, lise eğitimini yarıda bırakmış, iş hayatında başarısız olmuş biriydi. Devlet makamında iş sahibi olamadığı gerekçesiyle 2 Temmuz 1881 tarihinde Garfield’ı Washington’da vurdu. Garfield 11 hafta sonra öldü.

 

-          ABD’nin 25’inci başkanı William McKinley: 6 Eylül 1901 tarihinde bir sergiyi gezerken suikasta uğrayan McKinley’in katili, anarşist Leon Czolgosz’du. Czolgosz, dönemin önde gelen anarşistleri Emma Goldman ve Alexander Berkman’ın etkisinde kalmış biriydi. ABD’deki toplum sisteminin çok adaletsiz olduğuna inanan Czolgosz, zenginlerin servetlerini artırırken yoksul halkın sömürüldüğü büyük bir eşitsizlik olduğuna inanıyordu. Czolgosz’u suikasta yönelten en önemli olay, bir yıl önce İtalya Kralı Birinci Umberto’nun bir başka anarşist Gaetano Bresci tarafından öldürülmesi oldu. 

 

-          ABD’nin 35’inci başkanı John F. Kennedy: 20’nci yüzyılın en ünlü suikastının kurbanı olan Kennedy, 22 Kasım 1963’te, Dallas’ta katıldığı geçit töreninde bir keskin nişancının hedefi oldu. Katili olduğu düşünülen, orduda keskin nişancı olarak görev almış Lee Harvey Oswald, tüm ifadelerinde hakkındaki suçlamayı reddetti. Oswald, Kasım ayında Dallas bölge cezaevine aktarılmak için polis merkezinden çıktığında, gece kulübü işletmecisi Jack Ruby tarafından vurularak öldürüldü.