Cumhurbaşkanı Gül, Lizbon'daki NATO zirvesinin, Türkiye'nin saygınlığını artırarak sonuçlandığına dikkat çekti. Her bir oturumda en çok Türkiye'nin konuşulduğunu belirten Gül, "İsteklerimizi karşılamayıp diretselerdi sorun büyürdü." dedi. Cumhurbaşkanı, Fransa'ya rağmen kendi tezlerinin kabul görmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirirken, önemli bir ayrıntının daha altını çizdi: "Batılı liderler, Kıbrıs ve AB sürecinde Türkiye'ye haksızlık yapıldığını itiraf etti."

Portekiz'deki kritik NATO zirvesinde ele alınan füze savunma sistemi konusunda Ankara'nın bütün isteklerinin karşılanması başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere Türk heyetinde sevince yol açtı.

Zirvenin ardından gece geç saatlerde Lizbon'a birlikte geldiği gazetecilere sıcağı sıcağına değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı, sürecin Türkiye'nin saygınlığını artırarak sonuçlandığına dikkat çekti. Kabul edilen stratejik konsept için de, "Arzu ettiğimiz çerçevede çıktı, bundan büyük memnuniyet duyuyoruz.'' ifadesini kullandı.

Her bir oturumda en çok Türkiye'nin konuşulduğunu belirten Gül, "Ben 3 kez konuştum. Afganistan, NATO-AB ilişkileri, füze sistemi gibi bütün konularda herkesin konuştuğu ülke Türkiye idi. Türkiye olmasa zirve 10 dakikada biterdi." dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, neşeli bir şekilde, Avrupa'da Türkiye'nin olmadığı yerde hareket olmadığını vurgularken, tüm kaygılarının giderildiğine işaret etti. Gül, Kıbrıs sorunundan AB sürecine, enerji meselesinden güvenliğe kadar birçok konuda başta NATO Genel Sekreteri Rasmussen olmak üzere Batılı liderlerin Türkiye'ye haksızlık yapıldığını itiraf ettiklerinin de altını çizdi.

Bizzat NATO Genel Sekreteri tarafından dile getirilen haksızlıklardan biri, Bosna'da en fazla asker bulunduran ülke olmasına rağmen Türkiye'nin AB güvenlik kurumlarının karar mekanizmasında yer almaması.

Zirve öncesi kaygıları olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, en büyük endişesini şöyle açıkladı:

"İsteklerimizi karşılamayıp diretselerdi sorun büyürdü. Biz de süreci engellemek zorunda kalırdık. Bu da bizi NATO'yu tıkayan ülke konumuna düşürürdü.

Ama sorun çözülünce bu kaygılar geride kaldı. Süreç, Türkiye'nin saygınlığını artırarak sonuçlandı.
"

Diplomatik kaynakların verdiği bilgiye göre, hem Kıbrıs hem de füze meselesinde itiraz sesleri Fransa'dan yükseldi.

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin, son dakikaya kadar İran'ın füze sisteminin muhatabı olarak zikredilmesinde ısrar ettiği, ancak sonunda itirazını geri çektiği öğrenildi. Zirveden çıkan sonuç, Sarkozy'nin bu tezine karşılık Türkiye'nin "İsim belirtmeye gerek yok. Burada kimin NATO'ya karşı düşman amaçlı kullanılacak balistik füze kapasitesi varsa, onların hepsi kastediliyor. Bugün füzesi olanın yarın olmayabilir veya bunun tersi olabilir." görüşünün kabul gördüğünü ortaya koydu.

Yine Fransa'nın, toplantıda Kıbrıslı Rumların NATO-AB ilişkilerini tıkanmasına yol açan tutumunu AB'yi belli değerleri olan 27 üyeli bir aileye benzeterek savunduğu öğrenildi. Buna karşılık Türkiye'nin ise "bu ailenin neden yanlış yapan bir üyesini uyarmadığı ve AB'nin bir ülkenin sorunlarını çözmeden üye alınmaması gibi temel bir değerinin Güvenlik Konseyi'nde dosyası olan Kıbrıs konusunda neden hatırlanmadığını ifade ettiği öğrenildi.

İRAN'DAN TÜRKİYE'YE AÇIK ÇEK

İran konusunda Türkiye'nin neden Batı'dan farklı düşündüğü sorumuza da Gül, kapsamlı bir cevap verdi: "İran'ın kendi risk değerlendirmesine göre balistik füzeler edinmesi bizi endişelendirmez. Bize düşman olacaksa bunlara gerek yok. Komşuyuz, topla bile saldırabilir. Ama nükleer konuda bizim de Batı gibi kaygımız var.

Şu anda İran nükleer silah yapıyor diyemeyiz. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu da bunu diyemiyor. NPT'ye taraf olduğu için daha şeffaf olması isteniyor, İran da şeffafım diyor. Tartışma burada. Biz sadece İran'ın değil, bölgede kategorik olarak nükleer silaha karşıyız diyoruz.

Ayrıca bu sorun sıcak bir çatışmaya dönüşürse, yani Irak trajedisi gibi bir de İran olayı yaşanırsa, komşu olarak bundan en çok biz etkileniriz. Güvenlik sorunu olur, göç olur, ekonomi etkilenir, vb. Burası bizim mahalle, Latin Amerika'daki bir konudan bahsetmiyoruz. Tabii ki bu sorunun büyümesini önlemek için gece gündüz çalışacağız.

Yanlış olan, buna seyirci kalmamız olur." NATO dışişleri bakanları toplantısının sona ermesinden sonra Cumhurbaşkanı'nın sohbetine katılan Ahmet Davutoğlu da Türkiye'ye ve dile getirdiği tezlere karşı büyük bir anlayış gördüğünü, birçok ülkenin Türkiye'nin AB katılım sürecinin hızlanması gerektiğini söylediğini ifade etti.

Zirve boyunca bir yandan da İran ile Güvenlik Konseyi ile Almanya arasında yapılması planlanan müzakereler konusunda temaslarını sürdüren Davutoğlu, müzakere tarihinin belli olduğunu, yer konusunda İran'ın Türkiye'ye açık çek verdiğini ifade etti.

Alınan bilgilere göre, şayet Türkiye bu toplantının İstanbul'da yapılmasında ısrar ederse İran, konuşulan Viyana veya Cenevre gibi diğer şehirlere gitmeyebileceğini iletti.