Öğretmen örnek olması gereken bir insandır. Öğretmen önce kendisi örnek olacak ki, örnek insanlar yetiştirsin. Oysa, KPSS Eğitim Bilimleri sınavındaki kopya skandalı Türkiye'de öğretmenlik mesleğine kara leke sürdü.
KPSS sınavını değerlendiren yazar Mehmet Altan yazısında kopya çeken öğretmenden, yalanla dolanla "Öğretmen" olan birinden çocuklara hayır gelir mi? diye sorduğu yazısında ağır eleştirilere bulundu. Altan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ilkokulda türban konusunda "Bıktım artık bunları konuşmaktan" dediğini de hatırlatarak KPSS'ye bakışını şu satırlarla okuyucularına sundu:
YALAN DOLANLA ÖĞRETMEN OLANDAN HAYIR GELMEZ
Hâlbuki çözülmesi gereken o kadar çok ağır sosyal sorunlar var ki...
Kopya skandalı yüzünden iptal edilip tekrar yapılan KPSS “Eğitim Bilimleri Sınavı” sonuçları dün açıklandı.
Öğretmen adaylarının kopyaya tevessül ettiği bir toplumsal yapı...
Yalanla dolanla “öğretmen” olan birinden çocuklara ne hayır gelir?
***
(...)
Garip bir şekilde sınava katılım oranı da düşüvermiş. Tekrarlanan sınava katılım oranı yüzde 80...
Geçen defa 280 bin kişinin girdiği sınava bu kez sadece 235 bin 134 aday katılmış...
KALİTE SORUNU VAR
Kopyacılık yanında bir de kalite sorunu var... KPSS Eğitim Bilimleri Sınavı sonuçlarına göre 120 sorudan en fazla 111 net yapan varmış... Adayların toplam 120 soruya verdikleri doğru ve yanlış cevaplardan hesaplanan net soru sayısı ortalaması yaklaşık 65 olarak gerçekleşmiş...
120 soruya ortalama 65 doğru cevap veren öğretmenlerin yetiştireceği çocuklarla “Bilgi Çağı”yla karşılaşacağız... Yönetimin bu konuya eğilmesi gerekirken biz çok başka noktalardayız...
 
Öğretmen kopya çeker mi?
Öğretmen atanmak için kopyadan medet uman birinin eğitim kalitesinden fayda umulabilir mi?
Dün bu sorunun dolaylı bir cevabına Taraf’ta Yasemin Çongar’ın yazısında rastladım...
NASIL GÜVENECEĞİZ
Leyla Welkin, Gaziantep doğumlu bir Amerikalı. Çocukluğu boyunca, ana babasının memleketi ABD ile Gaziantep arasında mekik dokumuş; sonra Amerika’ya yerleşip psikolog olmuş, kültürlerarası psikoloji ve eğitimde uzmanlaşmış; son yirmi yedi yılını, travma sonrası psikoterapi yaparak geçirmiş. Çongar’a, Türkiye’de yaşanan “cinsel şiddet cehennemi”ne ait gözlemlerini aktaran Leyla Welkin şöyle diyordu:
“Tecavüz kelimesini kullanmayacağım, çünkü ‘tecavüz’ insanın aklına, karanlığın içinden gelen bir yabancının saldırısını getiriyor. Oysa istatistikler, dünyada da, Türkiye’de de ‘tecavüz’ dâhil cinsel şiddet mağdurlarının yüzde 80’den fazlasının, ev halkının ya da akrabalarının, ya da bir öğretmen, bir komşu, güvenilen bir tanış gibi bir yakının saldırısına uğradığını gösteriyor.”
Bu da “kopyacı öğretmen” üreten yapının sıkı sıkıya üzerini örttüğümüz bir başka yüzü. Gerçeklerin üstünü örtmeye başladığınızda “kopyacı öğretmenler” de çoğalıyor toplumda.
 
"Dün çok konu vardı, işsizlik oranları, Erdoğan'ın G-20 temasları, Irak’ta hükümetin kurulması..." gibi konulara değinen Altan;
-Rutin gündemi dün de baştan sona izledim ama aklıma en çok bu soru takıldı:
“Öğretmen kopya çeker mi?”