ABD Başkanı Barack Obama, Kongre’nin her iki kanadında da kabul edilen bütçe borçlanma tavanını yükselten tasarıyı imzalayarak yürürlüğe soktu. Amerika ve dünya için yeni bir ekonomik krizin başlamasına ramak kala çözülen bütçe borçlanma tavanının yükseltilmesi görüşmeleri, Cumhuriyetçiler açısından tatlı Demokratlar için ise acı bir şekilde sonlandı. Kongre liderleri ve Beyaz Saray arasında süren uzun pazarlıkların ardından önceki gün Temsilciler Meclisi’nde  ise Senato’da kabul edilen borçlanma tavanını yükselten yasa tasarısı Başkan Obama’nın imzası ile kanunlaştı.

    Senato’da 24’e marşı 76 hy ile kabul edilen tasarı iki yıl içinde 2,4 trilyon dolar borçlanma imkanı sağlıyor. Tasarı borçlanma tavanını yükseltirken önümüzdeki 10 yıl içinde kamu harcamalarında 2,1 trilyon dolar kesintiye gidilmesini içeriyor.

    İki aşamalı olan tasarının imzalanması töreninde Obama, henüz sorunların bitmediğini ancak en önemli adımın ise atıldığını ifade etti. Kanunlaşan tasarısını uzun pazarlıklar sonunda masasına gelebildiğine işaret eden Obama, kabul edilen anlaşmanın ‘‘rahatsız edici’’ olduğunu ancak bunun ekonomik felaketten daha tercih edilebilir olduğuna işaret etti. Obama, ülke ekonomisinin ‘‘Washington’da fabrikasyon olarak üretilen krize ihtiyacı yok’’ diyerek Cumhuriyetçi Partilileri imalı ancak sert bir dille eleştirdi.

    KİM KAZANDI KİM KAYBETTİ SORUSUNUN CEVABI AÇIK
    Başkan Obama’nın imzası ile yalnızca bütçe borçlanma tavanı yükseltilmedi. Başkanın imzası ile önümüzdeki 10 yıl içinde bütçe açığını azaltabilmek için yapılacak yaklaşık 2 trilyon dolarlık kesintide kabul edilmiş oldu. Bütçenin borçlanma tavanının yükseltimesi Amerikan tarihinde bugüne kadar hiç olmadığı kadar pazarlık konusu yapıldı.

    Bundan önce onlarca defa (ki, Ronald Regan’ın 8 yıllık başkanlığında tam 17 defa yükseltildi) formaliteden ibaret olan bütçenin borçlanma tavanını yükseltilmesi mevzusu, bu yıl amiyane tabir ile tam bir çingene pazarlığına sahne oldu. Amerikan halkı Washington Post gazetesi tarafından yapılan kamuoyu yoklamasına verdiği tepkide siyasilerin borçlanma tavanı üzerinde yaptığı pazarlığı ‘‘iğrenç’’, ‘‘berbat’’ ve ‘‘kabul edilemez’’ diye tanımladıkları görüldü.

    Bütçe borçlanma tavanı üzerinden yürütülen pazarlık, Amerikan siyasetinde yeni sayfa açmaya gebe görünüyor. Artık iktidara Cumhuriyetçi ya da Demokrat partiden seçilen her başkanın borçlanma tavanını yükseltmek için muhalefet ile ciddi pazarlık ve sınavdan geçeceğine mutlak gözü ile bakılıyor.

    Amerika’nın iç siyasetine kötü bir damga vuran hazinenin borçlanma tavanını yükseltimesi pazarlıklarında galibin Cumhuriyetçi Parti içindeki muhafazakar kesim olan Çay Partililerin olduğu siyasi uzmanların ortak fikri. Çay Partisi, sosyal harcamalarından federal hükümettin kısıtlama yapması isteğini Beyaz Saray ve Demokrat Partililere kabul ettirmesi Başkan Obama’nın liderliğini, Demokratların ise sosyal anlayışına yara açtığı bir gerçek. Temsilciler Meclisi’nde azınlık lideri olan Demokrat Parti milletvekili Nancy Pelosi’nin ifadesi ile kabul
edilen tasarı Demokratlar için, ‘‘Şeytanın yanında patetes kızartması ile sunduğu Şeytan sandviçi.’’ anlamına geliyor.

    OBAMA NEDEN KAYBETTİ?

    Halefi George W. Bush’dan ülke ekonomisini yıkık bir halde devir alan Obama, Amerikalıların büyük umutlarına kısa sürede çareler üretemedi. Hatta birçok Demokrat Partiliye göre, Başkan Obama, Washington’a ‘‘değişim’’ sözü ile geldiğini ancak başkentin ağır taşlarının Kenyalı babanın oğlundan daha ağır çıktığı görüşünde.

Başkan Obama, bütçe açığına çare olarak önümüzdeki 10 yıl içinde 4 trilyon dolarlık bir tasarruf paketini Amerikan halkına reçete olarak sunmuştu. Ancak bu tasarrufun içinde zenginlerden yeni vergiler alınacak, savaş ekonomisi daraltılacak, askeri harcamalar kısıtlanacaktı.

    Başkan’ın sözde güzel olan tasarruf paketine en sert muhalif Çay Partililer’den geldi. Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçi Parti’nin içinde azınlık ancak sıkı bağlarla yerini sağlamlaştırmış olan Çay Partililer, yürütülen borçlanma tavanının yükseltilmesi pazarlığında Obama’ya adeta sözlerini yutturdu. Pazarlıklar sonunda Çay partililer, devletin sosyal harcamalarında kısıtlamaları sağlarken Obama’nın zenginlerden daha fazla vergi alma niyetini de belirsiz bir tarihe ertelemek zorunda bıraktı.

    El-Kaide lideri Usame Bin Ladin’in öldürülmesi ile liderliği zirve yapan Obama’nın bu karizması borçlanma tavanının yükseltilmesi pazarlığı ile ilk defa ciddi yara aldı. Başkan, tasarıyı imzalayarak halka sunduğu kendi tasarruf paketine muhalif bir duruş sergilemiş oldu.

    Hazinenin yeniden borçlanmasına imkan sağlayan tasarının Kongre liderleri ile pazarlığına başlanmadığı günlerde Obama, ülke ekonomisini canlandırmak için yeni bir ekonomik paketten söz ediyordu. Ancak pazarlıklar neticesinde varılan anlaşma yeni ekonomik paketin önümüzdeki yıl seçimlerin sonuna kadar bir daha gün yüzüne çıkmayacağını da belgeledi.