Türkiye’de ölüm nedenleri arasında ilk sırayı yüzde 43 oranıyla kalp ve damar hastalıkları alıyor. Uzmanlar, Türkiye'de yaklaşık 2 milyon koroner kalp hastasının bulunduğunu ve bu hastalardan 130 bininin hayatını kaybettiğini belirtti.

    Bursa Özel Bahar Hastanesi’nden Kardiyoloji Uzmanı Dr. Fahriye Vatansever, uzun ve oldukça soğuk geçen kış aylarından sonra sıcak havaların ve nemin özellikle kalp hastaları açısından bazı riskleri de beraberinde getirdiğini söyledi.

    YAZ AYLARINDA DAHA AZ KALP HASTASI OLUYOR

    Vatansever, aslında sanıldığının aksine kalp hastalıklarının ilk belirtilerinin ortaya çıkması, kalp krizi, kalp yetersizliği alevlenmesi ve hastanelere kalp hastalığı nedeni ile yatış oranları yaz aylarında kış aylarına göre çok daha düşük olduğunu kaydetti.

    Kalp hastalarının büyük bir kısmı sıcak yaz günlerinde, soğuk kış günlerinden çok daha rahat olduğuna işaret eden Uzm. Dr. Vatansever, yakınmaları açısından nispeten rahatlayan kalp hastalarının yaz aylarında dikkatli olması gerektiğini vurguladı.

    Uzm. Dr. Vatansever şöyle devam etti: “Kendini iyi hissetmenin verdiği aşırı güven ile daha uzun ve ağır eforları yapabilme yetisinde oldukları kanaatine vararak bazen fark etmeden de olsa sınırlarını zorlayabilmekte, sıkı diyetlerini gevşetmekte, hatta ilaçlarını kendilerince azaltabilmekte ya da tamamen bırakarak kendilerine zarar verebilmektedirler. Yüksek sıcaklıklar ve yüksek nemin beraberinde getirdiği sıvı kaybı sağlıklı insanları bile zaman zaman zorlarken, kalp yetersizliği olan kişilerde, kalp krizi geçirenlerde, koroner damar hastaları ve tansiyon hastalarında hiç de istemediğimiz kötü sonuçlar doğurabilir. Yazın aşırı sıcaklarda, sıcağa uzun süre maruz kalmakla en sık görülen belirtiler aşırı halsizlik, yorgunluk hatta bitkinlik düzeyindeki tablolardır. Sıcak Çarpması (güneş çarpması) bu durumlardan biridir.”.

    Ortamın ısısının artmasıyla dolaşımdaki kanın büyük kısmı deriye yöneldiği için derinin kan akımı ve kan miktarının arttığını belirten Vatansever, kalp debisi ve atım hacminin azaldığına dikkat çekti.

    Kaslarda kan akımının azaldığını kaydeden Vatansever, bu değişikliklerin güç sarf etmeyi gerektiren her türlü bedensel faaliyet ile daha da arttığını hatırlattı.

    Böyle durumlarda kalbin işinin artması dakikadaki atım sayısını (nabız) da artıracağını vurgulayan Dr. Fahriye Vatansever, yaz aylarında, özel durumlar dışında hemen tüm hastaların haftanın en az beş günü, tercihen her gün, 20- 30 dakikalık hafif tempolu yürüyüş yapmasını tavsiye etti.
    
    "DÜZENLİ EGZERSİZ KALP HASTALARININ ÖMRÜNÜ UZATIYOR"

    Düzenli egzersizin kalp hastalarında ömrü uzattığını hatırlatan Vatansever, sporun efor kapasitesini arttırdığı ve yeni kalp olaylarını azalttığının kanıtlandığını söyledi.

    Uzm. Dr. Fahriye Vatansever, her kalp hastasının bireysel olarak efor kapasitesinin belirlenerek yapabileceği egzersiz yoğunluğunu doktoru ile görüşerek belirlemesinin önemli olduğunu kaydetti.

    Yürüyüşlerin sıcak saatlere bırakılmaması ve yeterli sıvı alımının önemine dikkat çeken Kardiyoloji Uzmanı Vatansever, “Yürüyüş yerine kısa süreli bisiklet gezileri veya yüzme de doktorunuzla görüşerek uygulayabileceğiniz aktivitelerdendir. Uzun süreli yüzme ve denizde dibe dalma kalp hastaları için uygun değildir. Yine tok karnına denize girilmemelidir. Tatilinizi deniz kıyısında geçiriyorsanız kumda yatıp, güneşlenmeyiniz. Yine eğer varis ve buna bağlı kronik venöz yetmezliğiniz (bacak toplardamar hastalığı) varsa kuma bacaklarınızı gömmeyiniz, belinize kadar deniz içinde yürüyüş yapabilirsiniz. Kalp ve damar hastaları için deniz tatili yerine serin dağ veya yayla havası daha uygun olacaktır.” dedi.

"STRES KALBİN YÜKÜNÜ ARTIRIYOR"

Stresin getirdiği kandaki adrenalin artışı, nabız ve tansiyonu yükselterek kalbin iş yükünü ve kan ihtiyacını arttıran en önemli faktörlerden olduğunu vurgulayan Vatansever, yazla birlikte gerçek anlamda tatil yapmak, kalabalık şehirlerin ve yoğun işlerin getirdiği streslerden uzaklaşmanın kalbin yükünü azaltacağını dile getirdi.

    Elverişsiz havalarla paralel giden depresyonun, moral bozukluğunun kalp hastalıklarını tetiklediğine vurgu yapan Uzm. Dr. Vatansever, bol güneşli, temiz havalarda doğayla daha yakın temas içinde olmanın psikolojik olarak da tazelenmenin kalp hastalarını bedenen olduğu gibi ruhen de gençleştireceğini kaydetti.

    "KALP HASTALARI DİYETLERİNİ BOZMASIN"

    Kalp hastalarının her zamanki diyetlerini bozmamalarını isteyen Dr. Vatansever, yazla birlikte artan taze yeşil sebze ve meyvelerden bol bol tüketerek ağır, katı yağ ile yapılmış yemeklerden uzaklaşmanın uzun, güzel yaz ünlerinin bulunmaz fırsatları olduğunu belirtti.

    Kalp hastalığına çoğunlukla yüksek tansiyonun da eşlik ettiğini anlatan Kardiyoloji Uzmanı Vatansever, yaz aylarında özellikle tansiyon düşüşü yaşayan hastalarda tansiyon ilaçlarında doz düşüşüne gidilebileceğini hatırlattı.     
    
    Dr. Vatansever şunları kaydetti: “Bu konuda doktorunuza danışınız. Diğer önemli bir konu da yine birçok tansiyon ve kalp yetmezliği hastalarının kullandığı idrar söktürücü ilaçlardır. Yaz aylarında terleme yolu ile de vücuttan su ve tuz kaybı olduğundan su tüketimi arttırılarak, idrar söktürücü (lasix, desal, aldactazide vb.) ilaçların dozları da doktorunuzun bilgisi dâhilinde azaltmak gerekebilir. Son olarak kalp hastalığı yazla birlikte tatile girmez bu nedenle doktorunuzla görüşmeden kalp ilaçlarınızı azaltmayınız, bırakmayınız. İdeal olanı yaz sıcakları yüksek derecelere ulaşmadan, uzun tatile, seyahate çıkmadan kalple ilgili kontrollerinizin yapılmasıdır. Yukarıdaki öneriler pek çok kalp hastası için geçerli olmakla birlikte çok çeşitli ve değişik ciddiyette kalp hastalığı olduğunu ve yaz için hastalığınıza ve size uygun en doğru önerileri sizi ve hastalığınızı yakından tanıyan doktorunuzun verebileceği unutulmamalıdır.”