Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan, 9 Türk'ün hayatını kaybettiği Gazze'ye yardım götüren filoya İsrail'in düzenlediği saldırıyla ilgili olarak, "İsrail'e hatalarını kabul ederek buna göre davranması çağrısında bulunuyoruz. Eğer İsrail bizim resmi özür talebimiz ile yaralılara ve ölenlerin ailelerine tazminat beklentilerimizi karşılamış olsaydı şimdi bu aşamada olmazdık" dedi.

Büyükelçi Apakan, merkezi Cenevre'de bulunan BM İnsan Hakları Konseyi'nin BM'ye sunduğu 1 yıllık faaliyet raporunun değerlendirildiği BM Genel Kurulunda düzenlenen toplantıda, Konsey'in Mavi Marmara saldırısıyla ilgili aldığı kararla ilgili konuştu. Apakan, Konseyin 15/1 sayılı sözkonusu kararının, Konsey'in kurduğu bağımsız, uluslararası veri bulma komisyonunun, 9 kişinin öldüğü Gazze'ye yardım götüren filoya yaptığı saldırıyla ilgili hazırladığı raporu onayladığını hatırlattı.

Son derece saygıdeğer üyelerden oluşan veri bulma komisyonunun, 20'den fazla ülkenin vatandaşlarından oluşan 112 tanıkla Cenevre'de, Londra'da, İstanbul'da ve Amman'da görüştüğünü kaydeden Apakan, komisyonun hazırladığı raporda, İsrail'in askeri ve diğer personelinin Mavi Marmara gemisindeki yolculara sadece orantısız güç uygulamakla kalmayıp, tamamen gereksiz ve aşırı güç kullandığı, bu davranışın güvenlik ya da başka nedenlerle mazur görülemeyeceği, bunun insan hakları ve uluslararası hukukun ciddi şekilde ihlali anlamına geldiği sonucuna vardığını belirtti. Komisyonun raporunda İsrail'in "taammüden adam öldürme, işkence ve insanlık dışı muamele, kasten acı verme ve yaralama" suçlarını da işlediğini vurguladığını ifade eden Apakan, raporun Gazze'deki ablukanın yasal olmadığını da yeniden teyit ettiğini kaydetti.

"Uluslararası toplumun büyük çoğunluğunun, olayları adil şekilde analiz eden, güçlü gerçeklere ve yasal belgelere dayanan bu raporun bulgularını ve sonuçlarını desteklediğini görüyoruz" diyen Apakan, Türkiye'nin, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun tarafından kurulan BM Soruşturma Komisyonu'nun çalışmalarını da desteklediğini, bu kapsamda 1 Eylülde kendi ara raporunu Komisyon'a sunduğunu anımsattı. Türkiye'nin ara raporunun otopsi raporları ve tanıkların ifadelerini de içerdiğini ve tarafsız bir çalışmanın ürünü olduğunu ifade eden Apakan, İsrail'in ise hala kendi ara raporunu Komisyon'a vermediğini söyledi.

SON TARİH MART 2011

Apakan, şöyle konuştu:

"İsrail'e hatalarını kabul edip buna göre davranması çağrısında bulunuyoruz. İsrail bizim resmi özür talebimiz ile yaralılara ve ölenlerin ailelerine tazminat taleplerimizi karşılamış olsaydı şimdi bu aşamada olmazdık. İsrailliler ne kadar çabuk sorumlu bir şekilde davranırsa ilişkiler o kadar hızlı normale döner."

Türkiye'nin gelişmeleri çok yakından takip etmeye devam edeceğini vurgulayan Apakan, İsrail'in önümüzdeki haftalarda takınacağı tutuma göre Türkiye'nin bu meselenin, diğer ilgili ülkeler ve gruplarla danışma içinde, Genel Kurul'da nasıl ele alınacağına ilişkin yeniden değerlendirme yapacağını kaydetti.

Daimi Temsilci Apakan, İsrail'in BM İnsan Hakları Konseyi'nin kabul ettiği sözkonusu raporun sonuçlarını ve tavsiyelerini Mart 2011'e dek yerine getirmemesi halinde, bu meselenin Konsey'in en önemli gündem maddelerinden biri olacağını da belirterek, Türkiye'nin gelişmeleri yakından izleyeceğini söyledi.

ABD VE İSRAİL TEMSİLCİLERİ

Bu arada, toplantıda konuşan ABD ve İsrail temsilcileri ise BM İnsan Hakları Konseyi'nin İsrail'e karşı hep önyargılı ve tek taraflı bir tutum takındığını iddia etti.

ABD temsilcisi Rick Barton, Konsey'in Mavi Marmara saldırısıyla ilgili veri bulma komisyonun hazırladığı raporu onayladığı kararda, raporun BM Genel Kurulunda da görüşülmesine yönelik aldığı tavsiyeye karşı çıktıklarını belirtti. Bu konuda BM Genel Sekreteri Ban'ın kurduğu BM Soruşturma Komisyonu'nun çalışmasını desteklediklerini söyleyen Barton, ABD'nin, BM Soruşturma Komisyonunu, uluslararası toplumun Mavi Marmara olayını gözden geçirmesinde asıl merci olarak gördüğünü vurguladı.

ABD, İnsan Hakları Konseyi'nde 29 Eylülde onaylanan veri toplama komisyonunun Mavi Marmara saldırısıyla ilgili hazırladığı rapora karşı "hayır" oyu kullanmıştı.