İstanbul'un ikinci tarihi yarımadası olarak nitelendirilen Küçükçekmece Gölü'ne uzanan yarımadada 2 yıl önce bulunan antik Bathonea kentindeki kazı çalışmaları devam ediyor.

Kocaeli Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Şengül Aydıngün başkanlığında yürütülen İstanbul Tarih Öncesi Çağlar Araştırmaları (İTA) projesi kapsamında Küçükçekmece Gölü'nün çevresinde bulunan antik Bathonea kentinde İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu incelemelerde bulundu.

Vali Mutlu, çalışmaları daha da derinleştirerek, İstanbul'a önemli bir gezi alanı oluşturulacağını kaydederek, "Önemli bir ören yeri olabilecek diye düşünüyorum. Önemli bir arkeolojik çalışma yürütülüyor. 2 bin 500 yıl öncesine kadar uzanan yerleşimlerle ilgili, gerek Bizans-Roma, gerek Osmanlı dönemine ait pek çok kalıntının ortaya çıkarıldığı ve bugün için de dünyanın en önemli 10 arkeolojik kazısından birisi olarak da ilan edilmiş çok değerli bir çalışma alanında gezimizi yaptık" diye konuştu.

Bathonea kentine ait kalıntıları gezdikten sonra Yarımburgaz Mağaraları'na giden Mutlu, "Bu mağara da oluşumu itibariyle mağara turizmi açısından çok önemli bir değer ifade edebilen İstanbul'un önemli mekanlarından birisi. Ancak, bugüne kadar değerlendirme imkanımız olmamış. Buranın da tabiki, gezi yolları, dinlenme alanları itibariyle nitelikli bir hale dönüşmesi ve İstanbul'un farklı bir gezi alanı haline getirilmesi de düşünülmeli" dedi.

"13.-14. yüzyıla ait olabilir"

Kazılardan çıkarılan iskeletler hakkında bilgi veren Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı'ndan Dr. Ömer Turan, Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı olarak kazıya 2 yıldır dahil olduklarını aktararak, "Geçen sene belli bazı kemik parçaları geldi alanlardan. Bu sene ise kazı alanları genişledikçe, bu bölgenin genel olarak bir mezarlık alanı olduğunu farketti. Fakat bu mezarlık alanı bayağı dağılmış ve evvelden de bayağı oynanmıştı. Sonra kazıları derinleştirdikçe kemiklere ulaştık. Bu kemikler artık bizim için kemik olmanın ötesinde arkeolojik bir bulgu. Arkeolojik olduğu için de, arkeologlarla birlikte belli bazı kurallar çerçevesinde kemikleri önce gün yüzüne çıkarıyoruz. Çıkarılıp, bütün kayıtları alındıktan sonra da kemikler buradan çıkarılacak ve bize burada kimlerin yaşadığını, gömüldüğünü, onların kültürleri hakkında bilgi verecek" diye konuştu.

Turan, kazı alanının 13'üncü, 14'üncü yüzyıl olarak tarihlendiğini ifade etti.

"Defineciler arkeologlardan önce davranıyor"

Projede görevli Hollanda Lahey Üniversitesinden Ümran Yüğrük Planken de, definecilerden yakınarak, "Maalesef kaçak kazıcılar, defineciler arkeologlardan önce davranıyorlar. Bir tek avantajımız, onlar bize yol göstermiş oldular. Biz onların bıraktığı izlere göre buradaki çalışmalarımızı yönlendirdik" dedi.

Vali Mutlu'yu bilgilendiren Yüğrük, kazı çalışmalarının yapıldığı alanlardan birinin saray gibi büyük bir yapı kompleksinin alt yapısı olduğunu belirterek, "Ancak, ikinci evrede, saray fonksiyonunu kaybettikten sonra sarnıç amaçlı kullanıldığını düşünüyoruz şu anki bilgilerimize göre. İstanbul'un her zaman su sıkıntısı var. İstanbul'a su taşıyan kanallardan birisi biliniyor, birisi bilinmiyor. Bizim tahminimiz, bu konunun uzmanı olan profesörümüzün de yorumuna göre, bu kayıp olan, bilinmeyen İstanbul'un su yolunun ucunu yakalamış durumdayız" şeklinde konuştu.

MÖ 7'nci yüzyılda kurulan Byzantion ile çağdaş olabileceği düşünülen Bathonea kentinin bir liman kenti olduğu da tahmin ediliyor.