CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısında HSYK istifalarını değerlendirip Başbakan’ı suçladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'de grup toplantısında Başbakan'ın HSYK üyelerinin istifasının ardından yaptığı konuşmayı eleştirdi "Adaleti kendi miülkü haline getirdi" dedi.

Kılıçdaroğlu konuşmasında şunları söyledi;

“HSYK üyeleri neden görevlerinden istifa ettiler. Demokrasilerde en saygın kurumlardan biri istifa kurumudur.

Diyorlar ki “17 ağustostan bu yana HSYK işleyemez hale gelmiştir.” Başbakan da diyor ‘Geç bile kaldılar.’ Bir Başbakan’a hiç yakışıyor mu. Demokrasiden nasibini almamış Başbakan’ın söylemi. 'Elinizi kolunuz bağlayan mı vardı' diyor.

Bu da hukuk bilmezliğin ifadesidir. Hukuk ve yasa bilmiyorsan konuşma ama ikisini de bilmiyor ve konuşuyorsun bu da cehaletin ifadesidir. Oturduğu yerin arkasında ‘Adalet mülkün temelidir’ yazar. Orada mülk devlet demektir.

Anlaşılıyor ki başbakan mülkü kendi mülkü olarak anlıyor. Nasıl bir hukuk sitemidir ki yasa dışı dinlenen telefonları Sayın Başbakan kürsüye çıkıp kendine siyaset malzemesi yapar? Nasıl bir demokrasidir ki konuşmaları yapanlar ertesi gün kendisini Silivri’de bulur? Bunlar bir şekilde siyasi iktidara servis ediliyor. Kişinin dokunulmazlığı yok bu ülkede. Bu mudur demokrasi.

Eğer Türkiye’de eksen kayması tartışması başlayacaksa, bu tartışma yargı süreciyle başlayacaktır. Anaysa değişikliğinden sonra herhalde AKP’nin gençlik ve kadın kolları dışında bir de yargı kolları olacak. İki somut örnek vereceğim. Anayasa Mahkemesi’ne üye seçeceksiniz önce birini seçiyorsunuz, sonra ona uygun koşullar yaratıyorsunuz. 1 ay denizcilik müsteşarlığı yaptırıp Anayasa Mahkemesi’ne atadılar. Kafalarında bir aday belirlemişler.

İlla o adayı oraya taşıyacaklar. İkinci örnek TBMM’de yaşandı. Bir üye buluyorlar ama yaşı tutmuyor. “Olsun yasayı ona göre hazırlarız” diyorlar. Özgeçmiş bile dağıtmıyorlar. Bu kimdir gerek yok ki. Karar verilmiş bile. Ve ilahi adalete bakın. Son iki kişi 1’er oy alıyor. Sonra MHP’li Başkanvekili ayrılıyor, AKP’li Başkanvekili gelip bildiği gibi çözüyor. Bunun ne hukuka, ne demokraside ne de ahlakta yeri yoktur.

Cumhurbaşkanına burada çok önemli, bir görev düşüyor. Hülle ile Anayasa Mahkemesi’ne atama yapmak kimseye yakışmaz. Sayın Cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesi’ne atama yaparken toplumun ve her kesimin duyarlılıklarını dikkate almak zorundadır."