'Millet kan ağladı, Başbakan kavrayamadı'
MHP lideri Bahçeli, eski Ülkücülere ‘geri dönün’ çağrısı yaptı, Başbakan’a şöyle seslendi:
'Millet kan ağladı, Başbakan kavrayamadı' 12 Eylül’de yeşil sahada top oynayan Başbakan Ülkücü şehitlerden elini çeksin...

TOPLANTIDAN KARELER FOTO GALERİDE


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye genelinden gelen ve Atatürk Kapalı Spor Salonu’nu dolduran ülkücü tabana önemli mesajlar verdi ve “İktidara talibiz” dedi. Ülkücü şehitlerin isimlerini tek tek sayarak, “12 Eylül döneminde sadece yeşil sahada top oyanayan Başbakan ülkücü şehitlerden elini çeksin” diye konuştu.

“Millet ve Devlet Bekası İçin Güç Birliği” toplantısında konuşan Bahçeli’nin mesajları özetle şöyle:

SEYİT ONBAŞI’NIN GÜLLESİ İNECEK: Türklüğün kalbi bugün burada atıyor. Mazlum İslam âlemi buradan yiğit bir ses bekliyor. Dik duruşun vakarı, inancın asaleti, imanın kudreti bu salondan fışkırıyor. İhanetin kafasına Seyit Onbaşı’nın güllesi gibi düşecek. Şımaran ve cüret kazanan hıyanet sinecek. Hüküm süren eşkıya titreyecek ve inine saklanacak. Birileri top oynarken Ülkücüler ölümle sınandılar. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bugüne kadar hiç bu kadar karanlık ve tehlikelerle dolu bir dönemden geçmedi. İhanet hiç bu kadar başıboş bırakılmadı ve vatan hiç bu kadar sahipsiz kalmadı. Cumhuriyeti yıkmaya, milletimizi parçalamaya ve geleceğimizi karartmaya hazır olan mihraklar emel ve eylem birliği içinde zehir saçmaktadır. Ve Türkiye’yi yöneten AKP iktidarı bunlarla kol koladır ve destek çıkmaktadır. Her tarafı saran çürümüşlük, çöküntü, çözülme ve çöküş hali Erdoğan’ın Başbakanlığında zincirlerinden boşanmıştır. Erdoğan ve yol arkadaşları, yolsuzluk ve hırsızlık yapanların hamiliğini ve bölücülerin kılavuzluğunu yapmaktan asla utanmamışlardır.



KERVANA CHP DE KATILDI: Her sorun alanı hükümetçe kaşınmış, kanatılmış, kangren haline getirilmiştir. Başörtüsü sorunu bunlardan birisidir. Şimdi de bu kervana ana muhalefet CHP’de katılmış ve AKP’nin yanında yer ve pozisyon almıştır. Terörle mücadele ve cesaret kazanan etnik tahrikler AKP’nin en karanlık tarafı olmuştur. Sekiz yıl içinde, terör sıfır noktasından hızla tırmanmış ve hain eylemleriyle ölüm saçmıştır. Analar ağlamasın sloganı, dağdaki caniyi gözetirken, Mehmetçiği umursamamıştır. Analar AKP’yle daha çok ağlamış, ağıtlar daha çok yakılmış; gelinler, bacılar, evlatlar, babalar feryat etmiştir. Başbakan için terör bir provokasyondur. 8 yıllık icraatlarına bir tepkidir. Milletimiz kan ağlamış, ama Başbakan hala meseleyi tam olarak kavrayamamıştır.

SUÇÜSTÜ YAKALANDI: Referandum öncesinde, AKP’nin İmralı canisiyle ve terör şebekesiyle pazarlık yaptığını söylediğimizde Başbakan kendini kaybetmişti. Ağzından hakaretler dökülmüş ve bizim bu iddiamızı şerefsizlikle suçlamıştı. Kandil’deki bölücü elebaşlarının kirli beyanatları gazetelerde çarşaf çarşaf yer buluyor. Bizim iddiamızı şerefsizlikle suçlayarak reddeden Başbakan, bundan sonra şereften nasıl bahsedecektir? Türk’e düşmanlık gösterenlerin, bölünmeyi bekleyenlerin Başkent Ankara’da siyasi kongrelerinin yapıldığı salonda, Başbakan’ın partisinden milletvekilleri ayakta ihanet marşlarına saygı duruşuna geçmişlerdir. AKP demek, teslimiyet demektir. AKP demek, Türk’ün daha çok ağlaması demektir.

KANDAN MEDET UMUYOR: Anayasa değişikliklere verilen evetler, İmralı canisine siyaset yolunu açacak bir ruhsatta değildir. Kim aksini düşünüyorsa bilsin ki ihanetin ortağıdır, hıyanetin yol arkadaşıdır. Bizi “kandan besleniyorlar” diyerek itham eden Başbakan Erdoğan, asıl kendisinin kandan medet umduğunu söz ve politikalarıyla ispat etmiştir.

TİMSAH GÖZYAŞLARI: Özellikle 12 Eylül’le hesaplaşmak adına üzerimizden kara bir propaganda yapıldı. Şerefli mensuplarımıza her fırsatta “kafatasçı, uluyanlar, faşist, ırkçı, mafya, namaz kılmayanlar” diyerek, aslında kendisinin ve yanında bulunanların sıfatlarını sayan Erdoğan birden bire “Ülkücü kardeşlerim” diyerek sahte nedamet gösterileri yaptı. Hatta rahmetli dava şehidimiz Mustafa Pehlivaoğlu’nun mektubunu okuyarak timsah gözyaşları döktü.

SEN NEREDEN BİLECEKSİN: Erdoğan’a seslenmek isterim; İhtilal mahkemesi önünde tek başına savunmasını yapan ve 4 Haziran 1981’de asılan Cevdet Karakuş’un sevdasını sen nereden bileceksin? 20 Ağustos 1981’de darağacında vedalaştığımız İsmet Şahin’in Türk-İslam davasına kendini adamışlığını nereden bileceksin? 27 Mart 1982’de şerefsiz ellerce boğazına ilmik geçirilen Fikri Arıkan’ın vatan aşkını sen nereden bileceksin? 2 Mayıs 1982’de idam sehpasına vakarlıca yürüyen Cengiz Baktemur’un Türklük şuurunu, sen nasıl anlayacaksın? 13 Ağustos 1982’de yağlı urganla şehit edilen Ali Bülent Orkan’ın ne çektiğini sen nereden bileceksin? 31 Ocak 1983’de henüz yirmi yaşındayken anasının dahi bakmaya kıyamadığı bir çağda, darağacına çıkarılan Ahmet Kerse’nin neleri arkasında bıraktığını sen nereden bileceksin? 5 Haziran 1983’te tekbir getirerek darağacınayürüyen Selçuk Duracık’ın ve Halil Esandağ’ın ülkülerini sen nereden bileceksin?

Ülkücülere ‘dönün’ çağrısı

Kutlu davamızın mücadele tarihinde aramızda bulunmuş, emeği ve hizmeti geçmiş, çeşitli nedenlerleuzak kaldığımız, bütün dava arkadaşlarımı, Türkiye’nin bugün geldiği tarihi yol ayrımında MHP’ye dönmeleri için çağrıda bulunmak istiyorum. Kapımız ve gönlümüz herkese ardına kadar açıktır.

Bahçeli'nin 2023 hedefi

2011 KADER SEÇİMİDİR: 2011 seçimleri Türkiye ve Türk milleti için her anlamda bir kader seçimidir ve Türkiye’nin son şansıdır. Aziz milletimiz nasıl bir gelecek beklentisi içinde olduğuna ve nasıl bir Türkiye’de yaşamak istediğine seçim sandığında yapacağı tercihle karar verecektir. Türkiye’yi 2023 yılında, “Lider Ülke” konumuna taşımayı siz değerli dava arkadaşlarımla birlikte hedefliyoruz. Bu seçimlerden sonra 2023 yılına kadar 25. ve 26. Türkiye Büyük Millet Meclisi dönemleri için de iki genel seçim daha söz konusu olacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin Türkiye vizyonu, “2023: yükselen güç Türkiye” amacında yer ve anlam bulmaktadır. Ekonomi politikalarının merkezine insanı koyan; eşitlik, ahlak ve adalet ilkelerini gözeten bir anlayışla refahın artması için sürekli gayret göstereceğiz. Siyaseti çalkantılardan uzaklaştırarak; insanımızın sorunlara tam olarak eğilmesi, çözüm ve değer üretmesi için çaba sarf edeceğiz. Devleti ve kurumları yeni baştan ele alacağız ve köhnemişliği ortadan kaldıracağız. 2011-2015 yıllarını kapsayan birinci MHP dönemi, “onarım ve toparlanma” dönemi olacaktır. 2015-2019 yılları da “Yeniden inşa ve Ayağa Kalkma” dönemi olacaktır. 2019-2023 yıllarını kapsayan üçüncü iktidar yılları ise “Lider Ülke Türkiye” hedefine ulaşma dönemi olacaktır.