Kadın platformu üyeleri, ''25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'' kapsamında, Çakmak Caddesi'ndeki Kültür Sokağı'nda stant açtı.

''Tecavüze sessiz kalma, bu suça ortak olma'' yazılı pankartla süslenen stantta açılan imza kampanyasında, kadınlar, ''kadına tecavüz ve aşağılamayı bir kez daha açığa çıkardığını'' ileri sürdükleri ''Fatmagül'ün Suç Ne?'' adlı dizinin yayından kaldırılmasını istedi.

Platform üyeleri, TBMM Başkanlığına hitaben yazdıkları ve erkeklerin de destek verdikleri dilekçede, söz konusu dizinin, kadına yönelik cinsel şiddet ögeleri içerdiğini savunarak, şu ifadelere yer verdiler:

''Söz konusu dizinin yayınlanmasından sonra kadınlara yönelik cinsel suçlarda büyük bir artış görülmüş, tecavüz suçu adeta meşrulaştırılmıştır. Gerçek hayatta yaşanan tecavüz olaylarında söz konusu filmin senaryosuyla birebir benzeşen unsurların olması da bu durumun bir kanıtıdır.

Biz kadınlar, hayatlarımızı karartan, bedenlerimizi denetim altında tutmak için yapılan en ağır ve şiddetli saldırı olan tecavüzü besleyen ve meşrulaştıran bu dizinin, karikatürize ederek bu suça ortak olan programların yayından kaldırılmasını, son zamanlarda artan tecavüz olaylarının önlenmesi için gerekli her türlü tedbirin alınmasını talep ediyoruz.''

TÜRK PSİKOLOGLAR DERNEĞİ: TECAVÜZ BİR SUÇTUR. KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ REYTİNG MALZEMESİ OLARAK KULLANMAK, TECAVÜZÜ PORNOGRAFİK OLARAK SUNMAK, MİZAH VE KOMEDİ MALZEMESİ YAPMAK DA BU TECAVÜZE ORTAK OLMAKTIR

Türk Psikologlar Derneği, tecavüzün bir suç olduğunu belirterek, ''Kadına yönelik şiddeti reyting malzemesi olarak kullanmak, tecavüzü pornografik olarak sunmak, mizah ve komedi malzemesi yapmak da bu tecavüze ortak olmaktır'' görüşünü bildirdi.

Dernekten yapılan yazılı açıklamada, şiddetin kadın beden ve ruh sağlığını tehdit ettiğine işaret edilerek, Türkiye'de kadına yönelik şiddetin sürekli tırmandığı, ortalama günde üç kadınının sadece şiddet nedeniyle hayatını kaybettiği vurgulandı.

Birçok kadının şiddet nedeniyle ruhsal ve bedensel sorun yaşadığı belirtilen açıklamada, ''Şiddet fiziksel, cinsel, duygusal, sosyal ve ekonomik alanlarda çeşitli biçimleriyle var olur ve hızlanırken medya da sürekli olarak, kadına yönelik şiddeti özendiren, sıradanlaştıran, normalleştiren, toplumsal cinsiyet rollerini pekiştiren, kadına yönelik şiddete ortak olan programlara, reklamlara, dizilere, filmlere, yarışmalara yer vererek bu suça ortak olmaktadır. Fatmagül'ün Suçu Ne dizisindeki tecavüz sahneleri bir reyting toplama aracı olmuş, ilk bölümü bir hafta içinde defalarca gösterilmiş, futbol maçlarında, internet sitelerinde bir tezahürat, espri konusu haline gelmiştir'' ifadesine yer verildi.

En son bir televizyon kanalında tecavüzün bir futbol maçı gibi ele alınıp, komedi malzemesi getirildiğine değinilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

''Ne yapımcılar, ne sunucu, ne de konuklar arasından buna yönelik bir tepki verilmemiştir. Bizler bunu dehşete düşerek izledik. Kadına yönelik şiddet kadınların ruhsal ve bedensel sağlığını tehdit eder. Tecavüz şiddetli bir ruhsal ve bedensel travmadır. Etkileri yıllarca, kuşaktan kuşağa sürebilmektedir. Bir kadının bu kadar canını yakan bir olayın komik bir tarafı yoktur. Tecavüz bir suçtur. Kadına yönelik şiddeti reyting malzemesi olarak kullanmak, tecavüzü pornografik olarak sunmak, mizah ve komedi malzemesi yapmak da bu tecavüze ortak olmaktır.

Bu programlar nedeniyle tecavüze uğrayan, şiddet gören kadınlar bir kez daha mağdur edilmektedir. Kadına yönelik şiddet konusunda politikalar geliştirilmeli, önlemler alınmalı, kadın sağlığı hizmetleri geliştirilmelidir. Şiddet gören kadın etiketlenmek, aşağılanmak ve alay edilmek yerine devletin koruması altına alınmalıdır. Kadın ve erkek eşitliği temelinde kadın hakları geliştirilmeli, bu devlet politikası olmalıdır. Buradan tüm kurumlara ve sorumlulara şiddete-tecavüze ortak olunmamasını söylüyoruz. Bu ve benzer programlarla ilgili olarak gerekli kurumların harekete geçmesini talep ediyoruz. Bizler Türk Psikologlar Derneği olarak bu durum karşısında tüm yetkililere, kurumlara, medyaya sesleniyoruz; Kadına yönelik şiddete ortak olmayın, şiddeti teşvik etmeyin.''