Hanefi Avcı'nın makam odasında bulunduğu öne sürülen kasetlerle ilgili Mehmet Eymür'den sonra Ahmet Özal da adliyeye geldi ve ifade verdi.

"Devrimci Karargah" soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Hanefi Avcı'nın Eskişehir'deki makam odasında yapılan aramalarda 24 ses kaseti bulunmuştu.

Yapılan incelemede ses kasetlerinde 1994-98 yılları arasında yapılan telefon dinlemelerinin olduğu ortaya çıktı.

Bu kasetlerle ilgili bugün önce Mehmet Eymür İstanbul Adliyesi'nde ifade verdi. Ardından 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal da ifade vermek için adliyeye geldi.
Haberin devamı ↓reklam

Adliyeye Çırağan Caddesi'ndeki savcı ve hakimlerin kullandığı kapıdan giriş yapan Özal, Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık'ın odasına çıktı.

Özal, Savcı Kadir Altınışık'a 'mağdur' sıfatıyla ifade verdi.

'MUHSİN BEY'İN ARKADAŞININ'

Ahmet Özal, ifadesinin ardından adliyeden ayrıldığı sırada basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Gazetecilerin 'Ne tür dinlemeleri sordular?' diye soru yönelttiği Özal, 'Büyük çoğunluğu, çok saçma sapan dinlemeler. Bazılarını hatırlayamadım bile. Yani yurtdışından konuştuğum Almanya'dan bir arkadaşımla sohbet var. Ağırlıklı, siyasi konuşmalar var. Özellikle uzun yılları kapsayan dinlemeler' dedi.

Özal, 'dinlemelerin kaç yılına ait olduğu' sorusuna da, siyasete girmeye çaba gösterdiği ve parti kurmaya çalıştığı yıllar ağırlıklı olduğunu belirterek, 'ilginç' bulduğunu belirttiği bir dinleme kaydını da şöyle anlattı:

'İsmi hatırlayamadım, bana söylenilen orada, çünkü bu konuşmayı yapmıştım kendisiyle. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun, bu Hacettepe'de kaybolan kanla ilgili, Meclis'e soruşturma önergesiyle ilgili girişimde bulunacağını söylediği konuşma. Bir arkadaşın, yani Muhsin Bey'in arkadaşının...'

Gazetecilerin, 'Babanızın suikastıyla ilgili mi?' diye sorduğu Özal, 'Hayır suikastıyla ilgili değil. Ölümüyle ilgili bir araştırma başlatılmak istediğini bana bildiren bir arkadaş ki; Muhsin Bey ile rahmetliyle bu konuları konuşmuştuk zaten. Onlar dikkatimi çekti. Onun dışında da çok kayda değer bir şey yok' diye yanıt verdi.

'BABAMIN OĞLU DİNLESE ŞİKAYETÇİ OLURUM'

Sorulan, 'Kaç dakikalık dinleme, kaç kayıt var?' sorusuna karşılık Özal, uzun ve farklı farklı bir sürü konuşma olduğunu, konuşma sayısını da 15 veya 20 olarak tahmin ettiğini aktardı.

Özal, 'Kayıtları dinleyince ne hissettiniz?' sorusuna yönelik de, 'Çok hoşuma gitmedi. Sonuçta bu dinlemeler kanuna aykırıdır. Eğer biz demokratik bir ülkede yaşamak istiyorsak, özür dilerim, benim babamın oğlu dinlese şikayetçi olurum. Zaten Türkiye'nin sıkıntısı da bu. Bu dinlemelerin arkasından insanlara şantajlar yapılmış, tehditler edilmiş' dedi.

Türkiye'de bugün Anayasa tartışmalarının yapıldığını ve bu tartışmaları bırakmak gerektiğini anlatan Özal, 'Şu anda aslında adli reform lazım Türkiye'ye. Ciddi bir adli reform lazım. Bence partiler buna konsantre olsunlar. Sonuçta Türkiye ve hiçbir ülke Anayasa ile idare edilmiyor, kanunlarla idare ediliyor. Anayasa, ikinci maddedir' diye konuştu.

'ARŞİVİNDEN ÇIKTIĞINI SÖYLEDİLER'

Bir gazetecinin, 'O dönemde dinlendiğinize dair herhangi bir bilgi gelmiş miydi size?' sorusuna karşılık,'Hayır, gelmemişti. Bu soruşturmayla öğrendim, şimdi, ilk defa öğrendim' ifadesini kullanan Özal, 'Bu dinlemeleri kimin yaptırdığına dair somut bir şey söylüyorlar mı ifadede?' sorusuna karşılık da, 'Ben onu bilmiyorum, kimin yaptırdığını. Ama Hanefi Avcı'nın arşivlerinde çıktığını söylediler' şeklinde konuştu.

'ŞOV DÜZENLEDİLER'

'Hanefi Avcı ile tanışıyor musunuz?' sorusu da yöneltilen Özal, şunları söyledi:

'Hayır tanışmadım. Yüz yüze hiç konuşmadım kendisiyle. Bir defa bir telefon konuşması oldu aramızda, sizler hatırlarsınız. Bundan 1.5 sene önce, Hanefi Avcı Edirne Emniyet Müdürüyken biliyorsunuz, beni Edirne'ye aldırmıştı. Hatta bu mesele, Perşembe günü internete düştü, benim de içinde olacağım bir konuyla ilgili. Ben, Perşembe akşam üzeriydi Avcı'yı telefonla aradım, o zaman kendisini tanımıyorum, Edirne Emniyet Müdürü olarak biliyorum. 'İnternete bir şeyler düşmüş, varsa bir şey, benimle ilgili bir konu, ben hemen atlayıp Edirne'ye geleyim, bugün' dedim. 'Efendim gerek yok, Pazartesi, Salı uğrarsınız' dedi. 'Sizinle ilgili bir şey değil, belki bilginize başvuracağız' dedi. 'Tamam' dedim. Cuma günü babamın doktoru Cengiz Arslan'ın oğlu Atilla Arslan'ın cenazesi vardı, cenaze namazından sonra 4 arabayla aldılar bizi, yani Pazartesi'yi beklemediler. Yani, 'Ben kendim geleceğim' dememe rağmen. Yani belli ki, bir şov düzenlenmişti. Zaten oradan da beraat ettim, alakamız olmayan bir konu olduğu için.

Bu dönemler, hep nedense dikkat edin, Edirne çıkışında, ben şunu söyledim: 'Ne zaman bir şey yapmaya kalksam siyasi olarak, başıma bir şeyler geliyor' Ve oradan çıktığım gün de aynen şunu söyledim: 'Kim ne yapıyorsa yapmaya devam etsin, ben siyasete giriyorum' demiştim oradan çıkışta. Ekranlarda, arşivlerde bulursunuz onu. Yani Türkiye'de bazı oyunlar oynanıyor, ama kime ne oynanıyor artık yavaş yavaş bunlar ortaya çıkacaktır.'

Ahmet Özal, soru üzerine 1990'lı yılların sonundan itibaren dinlendiğini ve sadece cep telefonunun dinlendiğini tahmin ettiğini belirterek, kendisinden başka hangi isimlerin dinlendiğini bilmediğini de sözlerine ekledi. Avcı'da bulunan kasetlerde eski Başbakan Mesut Yılmaz, eski MİT Kontterör Daire Başkanı Mehmet Eymür gibi 50'yi aşkın kişinin dinleme kayıtları bulunduğu öne sürülüyor. Gazeteci Mehmet Ali Birand ve Fatih Altaylı savcılara geçen hafta "mağdur " sıfatıyla ifade vermişti. Altaylı, yasadışı olarak dinleme yapıldığı gerekçesiyle şikayetçi olmuştu.