CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçtaroğlu' da Başbakan Erdoğan'a yüklendi. Kılıçdaroğlu, türban konusundan faili mesullere, teröre kadar bir çok konuya değindi. İşte Kılıçdaroğlu’nun Meclis Grup Toplantısında yaptığı konuşmasından satır başları:

Cumhuriyet düşüncede genç olmak, uygarlık kültürünü topluma yaymak, ahlaki değerlere sahip çıkma, uygarlaşma çağdaşlaşma demektir. Hepimizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.

 

“FAİLİ MEÇHULLER ARAŞTIRILSIN DEDİK AKP’NİN OYLARIYLA REDDEDİLDİ”

 

Birey çok önemlidir. Bireyin kör kurşuna yenik düşüp faile meçhule kurban gitmesini kabul etmeyiz. Bu iktidarın faili meçhullerin hesabını sormak gibi bir kaygısı olmadığı görülüyor.

 

Faili meçhuller araştırılsın dedik ama AKP milletvekillerinin oylarıyla bu talebimiz reddedildi. Diyorlar ki “Faili meçhulleri araştırmak parlamentonun görevi mi.” Böyle bir parlamentoyu biz kabul etmiyoruz.

 
“SEVSİNLER SENİ”

 
Başbakan Diyarbakır’da “Bir gece yarısı ensesine kurşun sıkılarak katledilenleri faili meçhullerin acısını çok iyi biliri” demişti.

 
Sevsinler seni. O acıyı hepimiz yüreklerimizde hissetmeliyiz. Ama bu acıyı samimi olarak hissedenler TBMM’de el kaldırır ve araştırılmasını isterler.

 

Sayın Başbakan samimim konuşmuyor. Başbakan’a metin hazırlanıyor ‘camdan oku’ deniyor. Sayın Başbakan aslında “Faili meçhullerin acısını sömürmeyi biz çok iyi biliriz’ demek istiyor.

 

Bunların gerçek yüzlerini halka göstermek hepimizin görevidir. Buradan liberal aydınlara sesleniyorum. Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyup düşünün yıllar yılı faili meçhulleri siz yazdınız. AKP faili meçhullerin araştırılmasını istemezken ne düşündünüz. Sizi vicdanınızla baş başa bırakıyorum.

 

DENİZ FENERİ DAVASI

 

Sayın Başbakan Kızılay’da yaptığı konuşmada “yatacak yerleri yok” demişti. Hükümetin Deniz Feneri davasına sahip çıktığına inanıyor musunuz?

 

Alın terinden biriktirip Deniz Feneri’ne verenlerin parasını cebine atanların yatacak yeri var mı? Sayın Başbakan asıl senin yatacak yerin yok. o insanların alın terini sömürenlerin yatacak yeri var. AKP’nin kucağında yatıyorlar.

 

Bütün bu kepazeliğin üzerine AKP’li belediyeler bunlara ihale veriyor. İnsanda biraz utanma, onur olur. Almanya’da mahkum olacaksın Türkiye’de ihale alacaksın. Ve asıl faillerden biri de TV’de “Benim arkamda Başbakan var” diyecek ve Başbakan’dan tık çıkmayacak.

 

ÇİFTÇİLERE ÇAĞRI

2002’de sayın Başbakan Uşak’ta konuşmuş “Mazot fiyatlarını yüzde 50 indireceğiz” demiş. İnmiş mi fiyatlar. Hayır. Bütün çiftçi kardeşlerimizin görevi kendisine sahip çıkmayan bir başbakanı sandığa gömmektir.

 

15 Mart 2003 sözde Ermeni soykırımı ABD Temsilciler Meclisi’nde görüşüldü ve karar alındı. Bunu üzerine şöyle diyor “Ben ABD’ye gitmeyeceğim.”

 

“OFER’LE GİZLİCE GÖRÜŞTÜN”

 

Bir süre sonra ABD’ye gittiğini görüyoruz. Sayın Başbakan sana omurgalı diyebilir miyiz? Diyor ki ben Ofer’le Davos’ta görüştüm. Oysa hepimiz biliyoruz ki Bilkent Otel’de Ofer’i mutfak kapısından alıp gizlice konuştun.

 

Sayın Başbakan senin kimin samimi kimin omurgasız olduğunu sorgulama hakkın yok.

Peygamberin çirkin karikatürlerini çizerler çıkar efelenirsin sonra gider kuzu kuzu oyunu veririsin. Peygamber sevgisi sende bir günlük mü? Kimse benim maskemi indirmesin diyorsun. Ama ben senin maskeni indireceğim.

 

DOKUNULMAZLIKLAR

 

Daha 2002 yılında sordular dokunulmazlıkla ne olacak diye, “İlk 1. yılda düşünüyoruz” dedi. Kıvırmaya bak. 8 yıl oldu. Ne değişti dokunulmazlıklarda. Sen önce bunların hesabını ver.

 

Malum Habur işi. 20 Ekim 2009’da başbakan diyor ki “20 kişi sınırı geçti. Bu son derece olumlu bir gelişmedir. Bir gün sonra Erzurum’da tam bunun tersini söylüyor.

 

Ben sana Anadolu Ajansı’ndan çıktı aldım. İstersen git oku. Okurken yüzün kızarır mı bilmeme ama ben sana söylüyorum. Gazeteciler Başbakan’a GAP’ın kaldırılmasıyla ilgili bir soru soruyor. Başbakan “GAP’ın kaldırılması diye bir durum söz konusu değildir şeklinde cevap veriyor.

 

Sayın Başbakan o kararın altında senin imzan var. Bir başbakan düşünün ki imza attığı kararda ne yazdığını bilmiyor.

 

“BAŞBAKAN’I ÇELİK DÜZELTTİ”

 

Sayın Başbakan Kızılcahamam’da konuşuyor “73 milyonun teminatı benim” o teminatsa yandık.

 

Allah’tan bir yardımcısı var Hüseyin Çelik çıkıp “Hiçbir şahıs kimsenin güvencesi olamaz. Çünkü her şahıs fanidir” diyor. Doğru söylüyor. Çünkü kişilerin teminatı şahıslar değil kanunlardır.

 

“RECEP BEY’DEN İNCİLER KİTABI’NI HAZIRLIYORUZ”

 

Arkadaşlarıma talimat verdim. Recep Bey’den İnciler diye bir kitap yazacağız. Çok kalın olursa Recep Larousse diyeceğiz.

 

Bu insan ülkeyi yönetiyor ve bize kalkıp demokrasi dersi veriyor. Sen kimsin.

 

Sözünün arkasında durmayan. Dediğini 24 saat geçmeden yalanlayan biri omurgalı olabilir mi? Ne söylediysek arkasındayız. Benim adım Recep Tayip Erdoğan değil.

 

“SAYIŞTAY RAPORLARI NEDEN GÖNDERİLMİYOR”

 

Meclis’te Sayıştay kanunu görüşülüyor. Ama 7 aydır Sayıştay’daki raporlar gönderilmiyor.

 

Sayıştay Başkanı’nın masasındaki raporlar için neden bir şey yapılmıyor. Meclis Başkanı neden bir şey demiyor.

 

“BU MU DİNE SAYGI”

 

Yerel basını da takip ediyoruz. Başbakan Çine Barajı açılışı için Aydın’a gidiyor. Kalabalık olması için uğraşan AKP’li il başkanı diyor ki "Namazın kazası var, ama Çine Barajı açılışının yok."

 

Bu mu inançlara, dine saygı. Huzurevindeki yaşlılar Başbakan’ın açılışına götürülüyor. Eğer Başbakan adam gibi adamsa bu il başkanını hemen görevden alır. Ama yapar mı yapmaz.