Oyuncu Özge Borak’ı “Küçük Kadınlar”ın setinde ziyaret ettim. Diziyi, tiyatroyu, Ata Demirer’le rol aldığı ve şubatta vizyona girecek olan “Eyyvah Eyvah 2”yi konuştum. Eşi Bülent Şakrak’la boşanacaklarına dair çıkan söylentileri de sordum. Konu hakkında konuşmak istemedi ama boşandıkları doğruymuş. Hatta röportajın yayınlandığı bugün çiftin boşanma davası var!
“Küçük Kadınlar” Kanal D’den Star’a geçti. İşin ilginci, izleyicisini kaybetmedi. Bunun sırrı nedir?

- Ben bu diziye 2’nci sezonda dahil oldum. İlk sezonda da çok başarılıydılar. Dahil olmamın en büyük sebeplerinden biri de bu zaten; çok başarılı, tutmuş ve insanlar tarafından beğenilmiş olması. Kaldı ki sadece kanal değil, günü ve saati de değişti. Buna rağmen seyirci kitlesinden hiçbir şey eksilmedi. Ekip iyi. İnsanlar birbiriyle çok güzel anlaşıyor. Sorunsuz setlerden biri. Bunun başarıda çok büyük etkisi var. Senaryo tabii çok önemli. İnsanlar acı çekmeyi çok seviyorlar herhalde. Daha doğrusu şükretmeyi seviyorlar. “İyi ki biz bu durumda değiliz” diyorlar.

Baştan gençlik dizisi gibi başladı. Ama bugün kadın erkek, çoluk çocuk herkes seyrediyor.

- Enteresan tabii. Çünkü özüne bakarsanız, erkek kadrosu çok kalabalık değil. Çok tanınmış yüzlerin olduğu bir iş olarak da başlamadı. Buna rağmen başarı yakalandı. Şaşırtıcı taraf da o. Kadın kadronun yoğunlukta olduğu ve dram ağırlıklı olan bir işi, erkeklerin de izlemesi çok enteresan. Ne mutlu bize ki herkes seyrediyor.

ERKEK FATMA GİBİ BİR DURUŞUM VAR

Tutmuş bir işe sonradan dahil olmak zor mu?

- Aslında zor. Kim olursa olsun başlamış bir işe sonradan dahil olmak risk. İnsanlar bir şeye alışmış oluyor ve o şekilde gitmesini istiyor. Daha önce başka dizilerde de yaşanılmış şeyler bunlar. Biri çıkıp yerine başkası geldiğinde, onu kabullenemeyebiliyor izleyici. Böyle bir risk her zaman vardır. Ben de baştan “Acaba ne olur” diye düşündüm, neyse ki sorun olmadı.

Bir de zaten sizinki farklı bir karakter oldu.

- Evet. Asıl birinin yerine, aynı karaktere girmek çok daha risklidir. Büyük risk ama yapan arkadaşlarımız var. Ben öyle bir teklifle gelinseydi teşekkür ederdim ve kabul etmezdim.

Bir de sert bir görüntünüz var...

- Evet, bir “erkek Fatma” olarak başladım diziye. Sonra topuklulara döndüm.

Normalde de öyle görünüyorsunuz ama…

- O kadar olmasa da vardır biraz öyle duruşum. Savunma mekanizmam öyle çalışıyor galiba. Sertlik ve ciddilik değil de, erkeksi tavırlarım var. Çünkü ağabeyle büyüdüm ben. Çocukken hep futbol oynadım. O yüzden erkek gibi bir tarafım var.

Erkek gibi büyümenin avantaj ve dezavantajları nedir?

- Ben hiç şikayetçi değilim. Her ikisini dengelemeyi bildiğim sürece bir sorun yaşamıyorum. O da lazım çünkü.

Mesleğiniz sayesinde bütün kadınları canlandırma şansınız var, bu çok güzel değil mi?

- Yoo, erkek de oynayabilirim. Ben okurken bir sonraki sayfaya geçmek için sayfayı tutup titretiyorsam; her karakteri oynamak isterim.

ANİ PROGRAMLARIN HASTASIYIM BEN

Hobilerinizi sorsam...

- Dolu. Mesela pul koleksiyoncusuyum. En son olimpiyatlarına bile gittim. Yazın sörf yaparım. İçinde su olan her şeyi seviyorum. Bu sene kurs aldık, dalgıç da olduk. Dil deliliği vardır bir de bende. Çok severim dil öğrenmeyi. İspanyolca kursuna gitmiştim bir yıl. 2 kur aldım. Gitsem aç kalmam, o derece biliyorum. Tek başıma zaman geçirmekten sıkılmam. Çünkü yapacak çok şeyim olduğunu düşünüyorum.

Peki ya eşinizle birlikteyken neler yaparsınız?

- Biz boşanıyoruz. O yüzden bu konuda konuşmak istemiyorum.

Bu kadar yoğun tempo içinde hobilerinize nasıl vakit bulabiliyorsunuz?

- Ben ani programların da hastasıyım. Hobilerden bahsetmişken; gezmek en büyük zevkim. Eğer mecburi bir işim yoksa, hani evde çamaşır asıyorsam, ıslak bırakır çıkarım. “Haydi gidiyoruz” densin, “Nereye” demem, çantamı alır, ayakkabılarımı giyerim anında. O kadar severim ani programları. Bu kadar yoğunluğun arasında söylediklerimin hepsini yapamıyorum. Ancak yazın zaman bulabiliyorum bunları hayata geçirebilmek için.

“EYYVAH EYVAH”IN HİKAYESİNE İNANDIM

Tiyatro var mı bu sene?

- Tiyatro bu sene de devam ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda oyunumuz sürüyor. Yeni bir oyunumuz daha olacak. Onun dışında “Eyvah Eyvah 2” vizyona girecek şubat ayında. Çok bizden bir iş oldu. Hikayeye inandığım için çok sevdim.

Ata Demirer’le evlenin de şu adamı mutlu edin artık, olmaz mı?

- O kadar kolay olmayacak belki ama güzel ve hareketli bir hikaye. Gerçekten çok güzel bir senaryo ve ekip. Bu emeğin karşılığını bekliyoruz.

GEÇMİŞTE TİYATRO YAPMAK İSTERDİM

Sizi TV’de görenler tiyatroya da gelip izliyorlar. Ekranlar aslında iyi şeylere vesile oluyor, farkında mısınız?

- Aslında doğru. Ama asıl çok eskilerde, insanların son derece güzel kıyafetler içinde salonları doldurduğu o güzel dönemlerde tiyatro yapmayı isterdim. Maalesef öyle bir dönemde değiliz artık. Ama yine de tiyatroyu hiçbir zaman bırakmayan bir seyirci kadrosu var. Kaldı ki dediğiniz gibi televizyonun işe yaradığı noktalardan biri; hiç olmazsa merak uyandırıyor. “Bu kişi gerçekte nasıl görünüyor” diye geliyorlar ve tiyatro oyununu da izlemiş oluyorlar.