Haber-Kamera: Beyza Nur GÜLER-Mertcan Öztürk/İstanbul, ()
Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu (INCB) tarafından oluşturulan ve Türkiye'de her sene Üsküdar Üniversitesi öncülüğünde paylaşılan “Dünya Raporu bu yıl yine tüm ülkelerle eş zamanlı olarak açıklandı. Raporu açıklayan Prof. Dr. Sevil Atasoy, "Eroin kaçakçılığı denendiğinde Türkiye'nin adı mutlaka geçiyor. Dünya'da en fazla eroin yakalayan ülkelerin başında Türkiye geliyor. Türkiye'de yakalanan eroin Avrupa ülkelerin tamamında yakalanan eroinden çok daha fazla" dedi.
Birleşmiş Milletler Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu 2019 Dünya Raporu; Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı, 2005-2010 ile 2015-2022 dönemleri Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Kontrol Kurulu Üyesi ve önceki Başkanı olan Prof. Dr. Sevil Atasoy tarafından tüm dünya ile eş zamanlı olarak kamuoyu ile paylaşıldı. Toplantıda Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan da yer aldı. 

DÜNYADAKİ HAŞHAŞ ÜRETİMİ ARTIŞINDA TÜRKİYE'NİN PAYI BÜYÜK
Raporun Türkiye ile ilgili bölümünden önemli bilgileri paylaşan Sevil Atasoy, "2019 INCB raporunda Türkiye bazı yerlerde adından söz edilen bir ülke. Örneğin, dünya genelindeki morfince zengin haşhaş hasadı 44 bin hektarda yaklaşık 61 bin hektara yükseldi ve bu yükselişte Türkiye'nin önemli bir payı var. Ülkemiz bir önceki yıla göre yüzde 90 artış gerçekleştirdi ve hala elinde dünyanın en büyük, morfince zengin konsantre haşhaş kapsül stokunu bulundurmakta,  Avustralya ve Fransa ile birlikte dünya morfin ihtiyacını yüzde 88'ini karşılamakta" dedi.

TÜRKİYE DÜNYADA EN FAZLA EROİN YAKALAYAN ÜLKELERİN BAŞINDA
Türkiye'nin dünyada en fazla eroin yakalayan ülkelerin başında yer aldığını vurgulayan Atasoy, "Balkan yolu hala Afganistan'dan İran'a buradan Türkiye ve Balkan ülkeleri  üzerinden Batı ve Orta Avrupa'ya Afyon, morfin ve eroin taşınmasında kullanılan başlıca güzergah olmayı sürdürüyor. Ülkemizin de içinde bulunduğu bölgenin bir diğer sorunu uluslararası denetimde olmadan sentetik opioid tramadol kaçakçılığı ve kullanımında gözlenen artış. Bu artışa bölgenin bazı yerlerindeki, çatışma, fakirlik, ekonomik fırsat yokluğu katkı sağlıyor. Eroin kaçakçılığı denendiğinde Türkiye'nin adı mutlaka geçiyor. Dünya'da en fazla eroin yakalayan ülkelerin başında Türkiye geliyor. Türkiye'de yakalanan eroin Avrupa ülkelerin tamamında yakalanan eroinden çok daha fazla" ifadelerini kullandı.

ESRAR REÇİNESİ KULLANANLARIN SAYISI ARTIYOR
Ekstazinin Türkiye için giderek başka maddelerin yerini alan bir uyarıcı olduğunu dile getiren ve esrar sorununa da değinen Atasoy, "Ekstazi yakalayan ülkelerin içinde ikinci sıradayız. Ekstazi içinde anfetamin ya da metanfetamin bulunan bir uyarıcı. Avrupa haritasına baktığımız zaman, bizim için metamfetamin çok ciddi bir sorun oluşturuyor. Avrupa'da ise az ülkede görülüyor. Türkiye'de yakalanan metamfetamin miktarı hemen hemen diğer Avrupa ülkelerinde yakalanan kadar. Türkiye'de bitki halinde yakalanan cannabis yani esrar ise, aslında azalıyor. Bitkiyi kullananlar azalıyor ama buna karşılık reçinesini kullananlar artıyor" şeklinde konuştu.

"TÜRKİYE'DE AŞIRI DOZ NEDENİ İLE ÖLÜMLERDE CİDDİ ARTIŞ VAR"
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan da raporun birinci bölümünün tematik konusu hakkında "gençlerde uyuşturucu madde kullanımındaki gelinen nokta ve alınması gereken önlemler" başlığı altında görüşlerini paylaştı. Tarhan, "Uyuşturucu madde kullanımı dünyanın içe kanayan yarası gibi. Bir yara içe kanadığı zaman çok anlaşılmaz. Mesela düşünün, yapılan araştırmalarda bir anne baba çocuğun madde kullandığını ortalama 2 yılda anlıyor. Gençler arasında şu anda oldukça yayın. Mesela 2011'de 105 tane madde kullanımı, aşırı doz dolayısıyla ölüm varken, 2019'da bu rakam 945'e çıkmış. Bu Türkiye'nin istatistiği" şeklinde konuştu.

"BAĞIMLI OLAN BİR GENÇ İLE AŞIK OLAN BİR GENÇ AYNI KİŞİLİK BOZUKLUKLARINI GÖSTERİR"
Konuşmasında ebeveynlerinin çocuklarının bağımlı olduğunu nasıl anlayabilecekleri konusuna da değinen Tarhan, "Diğer taraftan da şu anda Amerika'daki bir çok psikiyatri kongrelerindeki ana konu 'opiad' krizi. Yani Ağrı kesici olarak kullanılan, morfin türevlerinin, yarı sentetik olarak morfinden üretilen maddeler hekimler tarafından reçete ediliyor. Fakat hasta bir süre sonra bunu hekime baskı yapıp reçete ettiriyor ve hasta da bağımlı oluyor. Biliyorsunuz bir madde bağımlılıkları bir de sanal bağımlılıklar var. İki bağımlılıkta da bağımlı olan kişinin davranışı şöyle; bağımlı olan bir genç, aşık olan bir genç ile aynı kişilik değişimini yaşıyor. Aynı şekilde durgunlaşıyor, dalgınlaşıyor, içine kapanıyor ve hep o ilgi duyduğu şeyi düşünüyor. Kişinin günlük yaşam aktiviteleri bozluyor, iş verimi düşüyor. Bir taraftan bakıyorsunuz, sık sık hasta oluyor" dedi

KORONA VİRÜSÜNDEN KORKUYORLARSA, MADDE KULLANIMINI BIRAKSINLAR"
Tarhan, sözlerine şöyle devam etti:
"Şunu da söyleyebilirim koronavirüsten ölüm oranları madde kullananlar arasında büyük oranda daha yüksek olması beklenir çünkü madde kullanan kişilerin bağışıklık sistemleri zayıflıyor. Böyle bir salgın varken madde kullananlar, ileri yaşta hasta, bağışıklık sistemi bozuk grup ile aynı statüde diyebiliriz. Bu nedenle madde kullananlar koronavirüsten korkuyorlarsa madde kullanımı bırakmak için de bu bir fırsat belki."

Görüntü Dökümü:
------------------------
-Tarhan'ın açıklaması
-Atasoy'un açıklaması
-Genel ve detay