Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında adil yargılamayı etkilemeyi teşebbüs iddiasıyla soruşturma başlatıldı.

TRT Haber'in haberine göre, Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığının kaldırılması için hazırlanan fezleke Adalet Bakanlığı'na gönderildi.

Soruşturma Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatıldı. Kılıçdaroğlu, Kasım ayında Silivri Cezaevi önünde bir açıklama yapmıştı. Silivri Cezaevi'ni toplama kampına benzeten Kılıçdaroğlu, Ergenekon davasına bakan mahkeme heyeti hakkında ''Onlara yargıç demeyi içime sindiremiyorum'' demişti. Bu açıklama üzerine Silivri Cumhuriyet Başsavcısı Ali İşgören soruşturma başlattı.

Fezleke iki madde üzerine hazırlandı: Mahkeme üyelerine hakaret ve adil yargılamayı etkilemeyi teşebbüs iddiası...

Eğer Kılıçdaroğlu'nun TBMM'de dokunulmazlığı kaldırılırsa hakkında bir iddianame hazırlanabilir ve CHP lideri yargılanabilir.

KILIÇDAROĞLU NE DEMİŞTİ?

Kılıçdaroğlu 9 Kasım 2011 tarihinde cezaevi önünde yaptığı açıklamada, " Bunların kaçma imkanları yok. Zaten kaçamazlar ; ülkelerini seviyorlar. Bunlar ' Biz yargılanmayalım' demiyorlar. Zaten yargılanıyorlar. Bunlar parlamentoya gelip, yeminlerini ederek Anayasa'nın 90. maddesinde öngörülen Anayasa'nın diğer maddelerinde öngörülen kurallar içinde görevlerini yapmak istiyorlar. Ama bu görevler maalesef bazı yargıçlar tarafından engelleniyor. Onlara yargıç demeyi içime sindiremiyorum. Çünkü yargıç vicadanıyla hareket eden kişi demektir. Toplumun beklentilerini duygularını bilen ve saygı duyan demektir.Vicdan herşeyin üstündedir. Vicdanıyla hareket etmeyen bir yargıç, yargıç olabilir mi ? Anayasanın 90. maddesi var. Türkiye Cumhutiyeti'nin imzaladığı uluslararası sözleşmeler var. Bunları görmemezlikten gelip, ' Ben bildiğimi okurum. Benim bildiğim ve benim söylediğim doğrudur' mantığıyla yola çıkarsanız, adalet dağıtamazsınız. 21. yüzyılın Türkiye'sinde bir toplama kampının bahçesindeyiz.

Bu toplama kampında birden fazla üniversite kuracak birden fazla üniversitede ders verecek kapasitede insanlar var. Burada gazeteciler var; bilim insanları var; kitap yazarları var. Bunların tek bir ortak paydası var. İktidara muhalkif olmak. İktidara muhalif olmanın bedeli,21. yüzyılın Türkiye'sinde Silivri'de toplama kampında olmaktır. Bu bir demokrasi ayıbıdır. Bu demokrasi ayıbını ortadan kaldırmamız lazım. Türkiye'ye yakışmıyor "
diye konuşmuştu.