DÜNYA Doğayı Koruma Vakfı (WWF) Gıda ve Tarım Programı Müdürü Arzu Balkuv, insanlığın büyük oranda aynı gıdalar ile beslendiğini belirtti. Tek tip beslenmenin hem insan sağlığına, hem doğaya hem de çiftçiye zarar verdiğini belirten Balkuv, “Tüketici olarak yediklerimizi ne kadar çeşitlendirirsek, çiftçi de o kadar çeşit ekecektir” dedi.

WWF’ın yayınladığı ‘geleceğin 50 gıdası’ adlı araştırma raporunda insanlığın yüzde 75’nin, 12’si bitkisel, 5’ ise hayvansal, toplam 17 gıda maddesiyle beslendiği ortaya çıktı. Türkiye dahil, bütün dünya ülkelerinin monokültür beslendiğine vurgu yapılan araştırmada, bitkisel besinlerinde büyük bir çoğunluğunuzda pirinç, buğday ve mısır olduğu belirtildi. Hem insan sağlığı, hem de doğa açısında zararlı olan tek tip beslenme konusunda ise uzmanlar işlenmiş gıdalardan uzak durulması gerektiği konusunda vatandaşları uyardı.

WWF Gıda ve Tarım Programı Müdürü Arzu Balkuv, rapora ilişkin açıklamalarda bulundu. Balkuv, "Bu raporun çıkış noktası ne kadar az sayıda aynı gıdalar ile beslendiğimizi ortaya koymak. Yani insanlık büyük oranda aynı gıdalar ile beslendiğini vurgulamak. Bu anlamda da hem doğa koruma açısından, hem de insan sağlığı açışından beslenme şeklimiz önem arz ediyor. Tük halkı, diğer dünya ülkeleri gibi benzer beslenme şekline sahip. Örneğin; biz çoğu zaman her öğünümüzde makarna veya pilav yiyoruz. Ve bu yediklerimiz çoğu zaman daha işlenmiş türler oluyor. Biz her öğünde makarna tüketmek yerine, makarnanın da siyez buğdayından yapılan halini tüketebiliriz. Ya da beyaz pirinç yerine Tosya pirinci kullanılabilir. Hem daha sağlıklı, hem de daha az rafine edilmiş ödedi.

'ATALIK TOHUMUMUZU KAYBETMEMEMİZ LAZIM'

Türkiye coğrafyasında yaşayan insanların çok şanslı olduğundan bahseden Balkuv, "Birçok bitkinin, gıdanın ana vatanıyız. Örneğin; siyez buğdayı, günümüze kadar gelen, genetiği değiştirilmemiş son derece kıymetli bir buğday türü. Siyez buğdayı şu üretilen endüstriyel buğdaydan çok daha faydalı besinler içeriyor. Aynı zamanda mikro besinler açısında 2 kat daha fazla zengin. Hatta Kastamonu yöresinde bir deyim vardır. ‘Siyezi taşa atsan taştan çıkar’ derler. Bu sebepten bizim siyez gibi binlerce yıllık atalık tohumumuzu kaybetmememiz lazım. Yani sadece bildiğimiz anlamdaki buğdayı veya mısırı tüketmemiz gerekmiyor. Bize ait olan buğdaylardan Kavlıca, Gernik, Karakılçık bunlardan sadece bazıları, ya da pirinç tüketmek istiyorsanız, kabuklu pirinç önerebilirim" diye konuştu.

'YEDİKLERİMİZİ NE KADAR ÇEŞİTLENDİRİRSEK ÇİFÇİ DE O OKADAR ÇEŞİT EKECEK'

İnsanların yediklerini ne kadar çeşitlendirirse, çiftçinin de ürünü çeşitlendireceğini ifade eden Balkuv şöyle devam etti:

“Biz tüketici olarak yediklerimizi ne kadar çeşitlendirirsek çiftçi de o kadar çeşit ekecektir. Bunun doğada yaşanan bütün canlılara faydası var. Mesela bir arı olduğunuzu düşünün. Ve endüstriyel açıdan kilometrelerce aynı ürünün yetiştiğini düşünün, bu durum bir arı için bir nevi çöl demek, çünkü arı gıdasını bulabilmek için kilometrelerce uçması gerekiyor. Fakat siz çeşitli gıdaları bir arada yetiştirirseniz, arı kısa mesafede gıdasını alabilecek olur. Aynı zamanda atalık çeşitlerini tercih edersek, tek tip yetiştiriciliğin yarattığı zararı önlemiş oluruz. Burada tüketicinin yapması gereken atalık çeşitlerimize, yerel ürünlerimizi desteklemek ve tüketmek".

'VATANDAŞIMIZ BİLİNDİK BUĞDAYI TERCİH EDİLİYOR'

İş yerinde tahıl ürünleri satan İzzet Gürel ise, "Vatandaşımız bilindik buğdayı tercih ediliyor. Çünkü bilinmiyor. Tercih edilmediği için de tezgahlarda teşhir etmiyoruz. İsteyen olursa çıkartıp veriyoruz. Fiyat olarak da biraz fark ediyor tabi. Ne zaman müşteri talep ederse, biz de açıkta satmaya başlarız." ifadelerini kullandı.

Vatandaşlardan bazıları uzmanların uyarılarını dikkate alırken, bazıları ise bilinen gıdalardan vazgeçmediklerini söyledi. Pazarda alışveriş yapan Ayşe Arslan, "Farklı tür buğdayları yeni yeni tüketmeye başladım O da diğer buğdayların genetiği ile oynandığını bildiğim için” dedi.

Huriye Aktaş da, "Siyez buğdayını bilmiyorum, normal buğdayı biliyorum" diye konuştu.

Türklerin aynı gıdalarla beslendiği düşüncesine katıldığı kaydeden Feyza Engerek ise, “Aynı tip yemekleri yediğimiz doğru katılıyorum. Kolay olduğu için herhalde aynı yiyecekleri yemeyi tercih ediyoruz" şeklinde konuştu.

Ferhan Engerek de "Tek tip beslemiyoruz. Her şeyi yiyoruz. Sebze de yiyoruz, proteinimizi de alıyoruz, etimizi yiyoruz. Uzmanlara katılmıyorum” diye konuştu.

 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------

-Buğday çeşitlerinin detay görüntüleri

-Muhabir anonsu (esma murat)

-Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) Gıda ve Tarım Programı Müdürü Arzu Balkuv röportaj

- Esnaf İzzet Gürel röportaj

-Vatandaş röportajı sırasıyla

Ayşe Arslan

Huriye Aktaş

Feyza Engerek

Ferhan Engerek

-Siyez buğdayı

İşlenmiş buğday çeşitleri

-Genel ve detay görüntüler