Üst düzey bir emniyet yöneticisinin verdiği bilgiye göre sol elinden alınan swap örneklerinde barut tanecikleri çıktı, intihar olasılığı ağır basıyor.

ÖNCEKİ gün arabasının içinde başından vurulmuş olarak bulunan emekli emniyet müdürü Hasan Eryılmaz’ın cesedi üzerindeki ilk inceleme Ankara Adli Tıp Kurumu’nda yapıldı. İlk bulgular, ceset üzerinde darp izi olmadığını, merminin sol kulak üzerinden girip sağ şakaktan çıktığını ortaya koydu. Eryılmaz’ın cesedini ağabeyi Memduh Eryılmaz teşhis etti. Ağabey Eryılmaz, savcıya, “Olayı duyar duymaz Çankırı’dan Ankara’ya geldim. Eğer olay cinayet ise faillerden şikayetçiyim” dedi. Ceset üzerinde yapılan muayaneye göre tek el, bitişik atış yapıldı.

Elinde barut çıktı

Emniyet üst düzey yöneticilerinin verdiği bilgiye göre, Eryılmaz’ın sol elinden alınan swap örneklerinde barut tanecikleri çıktı. Ölümüne yol açan tek mermi de kendi tabancasına ait. Mermi çekirdeği otomobilinin tavanında bulundu. Emniyet yetkililerine göre intihar olasılığı ağır basıyor. Üst düzey bir emniyet yetkilisi, “Mermi, sol kulağının üstünden girip, kafasının sağ üst tarafından çıkmış, cipinin tavanına saplanmış. Solak olup olmadığını bilmiyorum ama bizler silahı olduğu yerden sağ elimizle alır, sol elimize veririz. Bir de sağ eliyle ateş ettiği takdirde, solundan geçen trafikteki insanlara isabet etme tehlikesini önlemek istemiş ya da sağ eliyle vites, telefon tuttuğu için silahı sol eline almış olabilir” dedi.

Aynı yetkiliye göre Eryılmaz’ın ölümüne yol açan merminin girişi, başının altından çıkışı ise üstten. Cinayet olasılığının neden düşük olduğunu şöyle izah ediyor: “Cinayet olsa katil daha yukarıda olacağı için üstten girip alttan çıkardı. Kendi silahından tek mermi eksik, otomobilde boğuşma emaresi yok. Katilin çömelerek ya da yatarak ateşmesi gerekiyor ki buna ihtimal vermiyorum. İntihar edecek kişinin psikolojisini iyi bilmek gerekir. Kapalı alanda intihar edip cinayet süsü vermek isteyebilir. Aşk ya da para meselesi olabilir. Ailesine telefon edip gerçekten de “Birileri önümü kesmeye çalışıyor” deyip demediğini bilmiyoruz.

Telefon kayıtları henüz incelenmedi. Böyle bir telefon konuşması olmasa da ailesi olayın daha iyi araştırılması için böyle söylemiş olabilir. Bunu çok iyi anlıyorum, zaman zaman ailelerin bu tür iddialarıyla karşılaşıyoruz. Ayrıca aileler intiharı yakıştıramıyor. Emniyet, daha önce Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay’ın intihar etmesinden sonra kamuoyunu bilgilendirmekte geç kaldı. Bugün hâlâ sıkıntılarını yaşıyoruz. Bu nedenle Eryılmaz’ın ölümüyle ilgili bilgileri bir an önce paylaşması gerekiyor ki, aynı sıkıntılı durum bir kez daha yaşanmasın.”


İntihar değil cinayet

Bir başka üst düzey Emniyet yetkilisi ise uzun yıllar birlikte çalıştığı Hasan Eryılmaz’ın ölümünün intihar değil, cinayete bağlı olduğuna inanmak istediğini söylüyor. Cinayetin işlenme biçimi üzerine tahminde bulunuyor. “Alacak verecek meselesi olabilir. Birden fazla araç ve şahıs, merhumu takip ediyor. Bir araç oyalarken, diğerindeki cinayeti işliyor. Kapıyı açıyor, elindeki silahla öldürdükten sonra kapıyı kapatıp gidiyor.”

Cenaze Kocatepe Camisi’nde

Hasan Eryılmaz’ın cenazesi bugün 09.30’da İncek’teki evinin önüne götürülecek. Hasan Eryılmaz’ın cenazesi, öğle vakti Kocatepe Camisi’nde kılınacak namazın ardından İncek köyü mezarlığında toprağa verilecek.

Pol-Der’li solcu polis

HASAN Eryılmaz, 12 Eylül öncesi, Asayiş ve Siyasi şubelerinin henüz ayrılmadığı dönemde, Ankara Emniyeti 1’inci Kısım Cinayet Büro amiriydi. Daha sonra Siyasi Şube müdürü oldu. Bir örgüt evine yapılan operasyonda çıkan çatışmada, dört yerinden vuruldu. Kendisini o dönemlerden itibaren tanıyan bir meslektaşı, “Pol-Der üyesi, sol tandansa yakın bir arkadaşımızdı. Bu nedenle infaz listesindekilere yönelik bir eylem olduğunu sanmıyorum” diyor. 1997’de Ankara Cinayet Büro amiri oldu. 2003’te intihar eden Asayiş Dairesi Başkanı Taner Arda’dan sonra Asayiş Dairesi Başkanı oldu, bir yıl sonra ayrıldı. Tüm arkadaşları, Eryılmaz için “Çok iyi polisti, çok çalışkandı. Tam bir sokak polisiydi, cin gibiydi. Hiçbir kirli işe karışmadı. Emekli olduktan sonra karıştı mı, bilmiyoruz” diyor. Bir arkadaşı da “MİT’teki oğlunu istifa ettirdiğini, birlikte özel iş yaptıklarını duymuştum” diyor.