Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA / İstanbul
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “O kardeşlerimizi evlerine, topraklarına inşallah oradaki durumlar hal yoluna girdiği zaman zaten kendileri de gidecektir. Ama biz kovamayız, onları bombaların altına gönderemeyiz. Çünkü bizim kardeşlik anlayışımız bu" dedi. 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile birlikte Mevlid-i Nebi Haftası açılış programına katıldı.  Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'ndeki programa Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak da katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan programda yaptığı konuşmasında, “Özellikle böyle anlamlı bir gecede tabii ki şu anda Suriye'de büyük bir mücadelenin içinde olan gerek Mehmetçiklerimize gerekse Suriye Milli Ordusuna, Rabbimden yardım niyaz ediyorum. Yüce Allah hepimizi Hz. Nebi'nin şefaatine nail eylesin" dedi.

“AMA BİZ KOVAMAYIZ, ONLARI BOMBALARIN ALTINA GÖNDEREMEYİZ"
Erdoğan, "Arakanlı, Suriyeli, Türkistanlı mazlumlar bizim kardeşimizdir. Hani birileri diyor ya 'Suriyeliler gitsin', asla biz bunlara eyvallah edemeyiz. Bizim Peygamberimiz unutmayın muhacirdi. Medine Müslümanları Ensar'dı. Şimdi Allah bizlere Ensar olmayı nasip etti. Bombalardan kaçan Suriyeli kardeşlerimize de muhacir olmayı nasip etti. Bunu birileri anlamayabilir ama biz bunun idraki içerisindeyiz. O kardeşlerimizi evlerine, topraklarına inşallah oradaki durumlar hal yoluna girdiği zaman zaten kendileri de gidecektir. Ama biz kovamayız, onları bombaların altına gönderemeyiz. Çünkü bizim kardeşlik anlayışımız bu" diye konuştu. 

“MÜSLÜMANLAR OLARAK GERÇEKTEN SANCILI GÜNLER YAŞIYORUZ"
Erdoğan, “Hiç kimse bizim aramıza ayrılık tohumları ekemez. Biz vahdete inanırsak, fitne projeleri bu topraklarda boy veremez. Biz Allah'ın ipine, Resulü Ekrem Efendimizin Sünnet-i Seniyyesine sıkıca sarılırsak hiçbir güç bizi birbirimize düşüremez. Müslümanlar olarak gerçekten sancılı günler yaşıyoruz. Mezhepçilik fitnesinin, ırk, renk, dil, kabile taassubunun kalplerimizi ve zihinlerimizi esir aldığı bir dönemden geçiyoruz. İnsanı insan yapan değerler, tarihte belki hiç olmadığı kadar ağır bir saldırı altındadır. Ferdi ihtirasların, toplumsal hastalıkların, adaletsizliklerin, baskı ve şiddetin bütün insanlığın üzerine adeta karabasan gibi çöktüğü bir bunalım çağındayız. Yüz yıllardır barış ve esenlik diyarı olan İslam beldelerinden bugün sadece yetimlerin, kadınların, evladını bir kör kurşuna kurban vermiş yüreği yanan anaların feryatları yükseliyor" dedi. 

“MÜSLÜMANLARI DEĞİL, BATILI SÖMÜRGECİLERİ ZENGİNLEŞTİRİYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Medeniyetlere beşiklik etmiş kadim şehirlerimiz, halkına zulmeden diktatörlerin elinde büyük bir enkaz yığınına dönüşüyor. İslam ülkelerinde palazlandırılan terör örgütleri, camiden namaz kılan müminleri, pazarda alışveriş yapan masumları, okula giden çocukları acımasızca katlediyor. İslam medeniyeti bir tarafta DEAŞ, Boko Haram, Eş-Şebab, FETÖ, PKK, YPG gibi katil sürülerinin diğer tarafta cehaletin mezhep ve meşrep taassubunun cenderesinde adeta kültürel bir soykırıma maruz kalıyor. Günümüzün haçlıları olan Neo Nazi terör örgütleri, dünyanın en gelişmiş sözüm ona en demokratik ülkelerinde Müslümanlara hayatı dar ediyor. Rabbimin bizlere bir lütfu olan doğal kaynaklarımız, o topraklar üstünde yaşayan Müslümanları değil, batılı sömürgecileri zenginleştiriyor. Gün geçmiyor ki ibadethanelerimize yönelik bir saldırı haberi almayalım. Gün geçmiyor ki müminlerin onurunu ayaklar altına alan bir hadise görmeyelim. Gün geçmiyor ki, Peygamber Efendimizin mübarek şahsı manevisine yönelik bir edepsizliğe, ahlaksızlığa şahit olmayalım" şeklinde konuştu. 

“GÜVEN, İNSANCA BİR HAYAT SÜRDÜRÜLEBİLMESİNİN TEMEL ŞARTLARINDAN BİRİSİDİR"
Erdoğan, “Her insan; canının, inancının, neslinin, malının ve haysiyetinin emniyette olduğu, hak ve özgürlüklerinin korunduğu bir ortamda yaşamak ister. Güven, insanca bir hayat sürdürülebilmesinin temel şartlarından birisidir. Toplumun temeli olan aile, güven üzerine bina edildiği gibi, büsbütün toplum da güven üzerine kurulur ve varlığını sürdürür. Güven duygusunun zedelenmesi ise toplumu ayakta tutan bu temeli sarsar. Güvenilir olmayı, güven aşılamayı, güven içinde yaşamayı bizlere öğreten de yine Allah'ın Resulü 'dür. Allah'ü Teâla, mukaddes kitabımız Kuran-ı Kerim'de, Peygamberimizin bizler için 'en güzel örnek' olduğunu belirtiyor. Onun hayatı sadece biz ümmeti için değil, kendisinden sonra gelen tüm insanlık için de en güzel örnektir" diye konuştu. 
 
Görüntü Dökümü:
---------------------
-Erdoğan'ın açıklamaları
-Detaylar