CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, İdlib konusunda Rusya ile yürüttükleri sürecin devam ettiğini belirterek, "Heyet yarın ülkemize gelecek. 5 Mart'ta bizim en kötü ihtimalle Sayın Putin ile bir araya gelmemiz söz konusu olabilir. Bu bir araya gelişte de biz telefonun ötesine geçip yüz yüze bu görüşmeleri yapma konumunda olacağız" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-Azerbaycan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin 8'inci toplantısı dolayısıyla Azerbaycan'a yapacağı resmi ziyaret öncesinde Esenboğa Havalimanı'nda basın açıklaması düzenledi. Erdoğan, Azerbaycan'a son olarak 15 Ekim'de Türk Konseyi Zirvesi vesilesiyle gittiğini hatırlatarak, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'i ise en son 30 Kasım’da Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi'nin (TANAP) Avrupa bağlantısının açılış töreni için Türkiye'de ağırladıklarını belirtti. Erdoğan, "Sayın Aliyev ile farklı vesilelerle telefonda da görüşüyor, istişare ediyoruz. Malum bu arada Azerbaycan seçimleri de gerçekleşti. Bu ziyarette bütün bunları da değerlendirme imkanı bulacağız. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki üst düzey ziyaret yoğunluğu, stratejik ortağımız Azerbaycan ile münasebetlerimizin geldiği seviyeyi de göstermesi bakımından büyük önem arz ediyor" dedi.

'TERCİHLİ TİCARET ANLAŞMASI TARİHİ BİR ADIM OLACAK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar konsey toplantılarında aldıkları kararlarla TANAP ve Bakü Tiflis Kars Demiryolu Projesi gibi stratejik projeleri hayata geçirdiklerini söyleyerek, "Azerbaycan ile 2019 yılında ticaret hacmimize baktığımız zaman bir önceki yıla göre yüzde 25 oranında artarak 4,4 milyar doları buldu. Ancak hala 2015 yılında yakaladığımız 5 milyar dolar seviyesinin gerisindeyiz. İkili ticaretimizi 2023 yılına kadar 15 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Bugünkü konsey toplantısı vesilesiyle Tercihli Ticaret anlaşmasını imzalayarak bu hedef doğrultusunda tarihi bir adım atacağız. Ülkemizin Azerbaycan'daki doğrudan yatırımlarına baktığımız zaman 11 milyar doları buluyor. Azerbaycan'ın Türkiye'deki yatırımları ise bu yıl sonunda 20 milyar dolara yaklaşacağını düşünüyoruz. Türk müteahhit firmaları bugüne kadar Azerbaycan'da 14,2 milyar değerinde toplam 414 proje üstlendiler. Bundan sonra da Azerbaycan'ın imar ve kalkınmasına katkı sunmaya devam edeceğiz. Aynı şekilde savunma sanayi alanında iş birliğimiz günden güne Azerbaycan ile artıyor. Rahmetli Haydar Aliyev'in 'Tek millet, iki devlet' sözleriyle tanımladığı ikili münasebetlerimizi inşallah yeni anlaşmalarla her alanda güçlendireceğiz" diye konuştu.

'İDLİB'İ SÜRATLE ÇÖZMEMİZ GEREKİYOR'

Açıklamasının ardından soruları da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesinden sonra İdlib ile ilgili yol haritasında bir değişiklik olup olmadığının sorulması üzerine, Türkiye ile Rusya arasında gerek İdlib, gerekse Libya konusunda devam eden bir süreç olduğunu kaydetti. "Özellikle tabii bir defa İdlib'i süratle çözmemiz gerekiyor" diyen Erdoğan, kendisinin Putin ile en üst düzeyde yaptığı görüşmelerin yanında Dışişleri, Milli Savunma, İçişleri Bakanları ile Milli İstihbarat Teşkilatı'nın Rusya'daki mevkidaşlarıyla yaptığı görüşmelerin sürdüğünü söyledi.

Libya ayağında da aynı şekilde Rusya ile görüşmelerin devam ettiğini belirten Erdoğan, "Malum Hafter denilen orada gayri meşru bir kişilik var. Bu gayri meşru kişiliğin yanında Abu Dabi yönetimi yer alıyor, bütün parasal kaynaklar oradan ve tabii maalesef Rusya'nın da orada 'Wagner' diye bir güvenlik ekibi var, sayısal olarak 2 bin 500 kişilik bir kuvvet bu. Bunun parasal kaynağının Abu Dabi yönetimi olduğunu bizler şu anda biliyoruz. Bunun dışında yine Hafter'e Sudan'dan, değişik yerlerden ayrıca destekler var" ifadelerini kullandı.

'REJİM GÜÇLERİNE RUSYA DESTEK VERİYOR, TESPİTLERİ ELİMİZDE'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün bu konuların değerlendirmesini Rusya ile yürüttüklerini kaydederek, şöyle konuştu:

"Sayın Putin ile en üst düzeyde zaman zaman bu görüşmeleri yaparak yol haritamızda nerede, ne tür değişiklikler var, bunları değerlendirmek bakımından devam ediyoruz. Bakıyorsunuz işte, Rusya, İdlib'de rejim güçlerine en üst düzeyde desteği veriyor. Hava kuvvetleri noktasından desteğini veriyor. Bunun tespitleri elimizde. Her ne kadar inkâr etse de bu tespit bizde var. Dolayısıyla bizim burada 911 kilometre sınırımız varken, biz böyle bir mücadelenin içinde olmayacağız, onlar mı olacak? Bu mücadelenin içerisinde olmaya mecbur değil, mahkûmuz. Aynı şekilde tüm bu tacizler, bütün bu sınırımıza olan yüklenmeler, bu neyle izah edeceğiz? Şu anda İdlib'den yola çıkan 2, hatta 3 milyona varan, eğer bizim sınırlarımıza doğru gelen varsa, buna eli bağlı mı duracağız? Şu anda 3,5- 4 milyon Suriyeli ülkemizde. Bu konuda hiçbir ülkenin kalkıp da bir duyarlılık gösterdiği yok. Ama biz insani, vicdani her türlü değer yargılarını göz önüne alarak bu değerlendirmeyi yapıyoruz. Sayın Putin ile çok açık, devamlı, net paylaştık. Moskova'daki görüşmelerde arkadaşlarımız aynı şekilde paylaştılar. Bundan sonraki süreçte de yine aynı şekilde buna devam edeceğiz."

'5 MART’TA PUTİN İLE BİR ARAYA GELEBİLİRİZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 Mart'ta İdlib konusunda yapılacak Dörtlü Zirve ve Rusya'dan Türkiye'ye gelecek heyet ile ilgili yöneltilen soru üzerine, şunları kaydetti:

"Heyet yarın ülkemize gelecek, fakat bu hafta sonu yapılan görüşmeler ile ilgili ise Sayın Macron, aynı şekilde Merkel ve Sayın Putin arasında tam bir ittifak söz konusu değil. Fakat bizim Sayın Putin ile burada belirlediğimiz 5 Mart'ta, bizim en kötü ihtimalle Sayın Putin ile bir araya gelmemiz söz konusu olabilir. Bu bir araya gelişte de biz telefonun ötesine geçip, yüz yüze bu görüşmeleri yapma konumunda olacağız. Böyle bir durum söz konusu. İstanbul olabilir, bakarız."

'BÜTÜN TEDBİRLERİMİZİ ALDIK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, koronavirüs tehlikesi nedeniyle Sağlık Bakanlığı'nın Bilim Kurulu ile yaptığı çalışma sonucunda aldığı her kararı uygulamaya mecbur olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Nitekim İran ile ilgili attığımız adım da bunun bir neticesidir. Çünkü oradan bir koronavirüsün ülkemize sıçraması, Allah göstermesin bizde ciddi boyutlara ulaşabilir. Şu ana kadar biz bütün tedbirlerimizi aldık. Nitekim Çin'den gelen insanları, onlar için bir hastane tahsis ederek o süreci atlattık. Ama bundan sonraki süreçte de biz bu hassasiyeti aynen korumak durumundayız. Bu Irak olur, İtalya olur, neresi olursa olsun, nasıl ki onlar değişik ülkelerden gelenlere karşı bu tür tedbirleri alıyorlarsa, aynı tedbirleri almak durumundayız. Bundan sonraki süreçte de böyle bir şey nereden belirlenirse, Sağlık Bakanlığımız nereden bunu tespit ederse, ona göre adımımızı atarız. Burada tereddüt göstermeye hakkımız yok."

'LİBYA’DA İKİ TANE ŞEHİDİMİZ VAR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Muhalefet, 'Libya'da şehitlerin isimleri neden açıklanmıyor, neden tören yapılmadı, Suriye Milli Ordusu hangi sıfatla Libya'ya gitti' diye soruyor ve şehit haberi verirken kullandığınız 'birkaç tane şehit' ifadesine muhalefet tepki gösteriyor, bunlara cevabınız ne olacak?" sorusu üzerine, şunları söyledi:

"Yalan haber üretmeyi bırakın. Muhalefetin bu söylemleri beni çok ilgilendirmiyor. Biz rakam olur, sayısal olarak o dediğiniz türde bir ifadeyi de kullanmış oluruz. Beni muhalefet mi yargılayacak? Muhalefet önce kendini yargılasın. Ne diyor muhalefet, 'gidip Esed ile görüşeceksiniz' diyor. Bu nasıl muhalefet ya? Milyonlarca insan ülkesini terk ediyor. Kalkıp da Bay Kemal bunların hesabını sormuyor. Kalkıp bize akıl vermeye..., o aklı sen kendine sakla da bir işe yarasın hiç olmazsa. Kendimize ait iki tane orada Libya'da şehidimiz var, şimdi bu rakamı ben açıkladım. Bay Kemal ne yapacak bunu? Suriye Milli Ordusu'ndan şu anda bizim eğitici kadrolarımızın altında orada bulunanlar var. Evet var. Yine Bay Kemal şunu da sorsun ya? Hafter'in yanında Wagner'in ne işi var? Veyahut da Sudan'dan, şuradan buradan gelenlerin ne işi var?" 

Açıklamaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye hareket etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Erdoğan'ın konuşması

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ 

Haber-Kamera: Aslıhan ALTAY KARATAŞ- Muhammet BAYRAM/ANKARA, ()-