* Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,

" (K.IRAK'TAKİ REFEDANDUM) Sonucuna bakmaksızın yok hükmünde kabul ediyoruz, gayrimeşrudur diyoruz"

"Bir gece ansızın gelebiliriz"

"Silopi'de boşuna şu anda Silahlı Kuvvetler orada gerekli adımları atmadı. Taviz yok"

" Kuzey Irak Yerel Yönetimi, bakalım petrolünü hangi kanallarla nereye akıtacak veya nereye satacak? Vana bizde. Vanayı kapattığımız anda o iş de bitti" 

"Artık giriş-çıkış, bunlar da kapatılacak"

" (AB ÜYELİĞİ) Ama şunu herkes bilsin ki Avrupa Birliği ile Türkiye arasında artık bir tiyatro oyununa dönen bu mücadelede, havlu atan taraf biz olmayacağız. Bu konuda karar vermesi ve bunu tüm dünyaya ilan etmesi gereken taraf, Avrupa Birliği'dir. Versinler kararlarını."

" (ARAKAN'DA YAŞANANLAR) Şu anda tamamen Myanmar'da 'Budist terörü' var. Şu anda Erdoğan'a yüklenecekler, varsın yüklensinler. Öyle yogayla mogayla bilmem neyle filan bu işi geçiştiremezsiniz, ortada bir vakıa var.


Haber: Özgür ALTUNCU - Gülseli KENARLI - Kamera: İdris TİFTİKCİ / İstanbul
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen Uluslararası Ombudsmanlık Toplantısı'na katıldı. 
Erdoğan toplantıda yaptığı konuşmada AB üyeliği sürecine değindi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği sürecinde samimiyetle ve süratle hayata geçirdiği düzenlemeler belki bizi tam üye yapmaya yetmedi ama demokratik standartlarımızı bir hayli yükseltti. Bunun için AB ikircikli bir tutuma girdiğinde biz çıktık 'Kophenag kriterlerinin adını gerekirse Ankara kriterleri yapar yine de yolumuza devam ederiz' dedik. Açık ve net söylüyorum şu anda gidiş oraya. Bunlar hala bizi böyle oyalama oyalama yaptıkları sürece artık vakit yaklaşıyor. Başka çare yok. İşte bakın Almanya seçimleri bir derstir. Çünkü artık insanlar her şeyi çok açık net görüyor. Biz bir çok şeyleri fakat ters düz ettiler. Şimdi de ortaya çıktı. Bizim demokrasiyle, halklarla, haklarla, özgürlüklerle ilgili standartlarla konusun hiçbir sıkıntımız yok. Hiçbir ülkenin halkıyla, halklarıyla bizim sorunumuz olmaz. Bizim sorunumuz olsa olsa oralardaki yönetimlerledir, oralardaki yönetimlerin idare tarzıyladır. Çünkü eğer bize karşı yapılan bir şey varsa susacağız diye bir durum yok. Gereken neyse bunun cevabını vermek zorundayız. AB veya bir başka kurum talep etmese dahi biz bu reformalar kendimiz için, milletimiz için hayata geçirmekte kararlıydık, nitekim öyle de yaptık. Biz bütün bu reformlar birileri istedi, birileri sipariş etti diye yapmadık, milletimizi buna layık olduğu için bu reformları yaptık. Bizim itirazım ne biliyor musunuz? Maç oynanırken kuralların değiştirilmesinedir. Penaltının kuralı belli, maç oynanıyor, penaltının kuralı değişiyor. Böyle şey olur mu? İşte bunlar bunu yaptılar bize" dedi 

"BİRÇOK SÖZÜNÜ YERİNE GETİRMEYEREK GÜVENİLİRLİĞİNİ YERLE BİR ETMİŞTİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "AB'nin kuralları belli, fasılların sayısı 15 ve liderler zirvelere katılıyor, müzakereciyiz biz de katılıyoruz. İsim vermeyeceğim şimdi, liderler değişiyor, 'liderler zirvesini' kaldıralım, fasılları da 35'e çıkaralım' diyorlar. Buna itirazın olmayacak da neye olacak. Aç kapa yapılıyor yani fasıllar hem açılıyor, hem kapanıyordu. Dediler 'olmaz'. Ne olacak? Sadece fasıl açılır ama kapanmaz ve liderler zirvesi bundan sonra yapılmaz. Şimdi bunlara itirazın olmayacak mı? Yaptığımız bu ve yapmaya da devam ediyoruz, edeceğiz. Diğer aday ülkeler söz konusu olduğunda gündeme dahi getirilmeyen kuralların konu Türkiye olduğunda adeta icat edilmesini kabul etmedik, etmeyeceğiz. Türkiye AB tam üyelik takvimini harfiyen işletmiştir. Fasıllar konusunda, mevzuat uyumu
konusunda hiçbir eksiğimiz, hiçbir sıkıntımız yoktur. Sadece Avrupa Birliği'nin kendi yükümlülüklerini yerine getirmemesi sorunuyla karşı karşıyayız. Avrupa Birliği, fasılları kapatmayarak, serbest dolaşım hakkımızı adeta gasp ederek, mültecilerle ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeyerek ve daha birçok sözünü yerine getirmeyerek güvenilirliğini yerle bir etmiştir" diye konuştu. 

"ARTIK BİR TİYATRO OYUNUNA DÖNEN BU MÜCADELEDE, HAVLU ATAN TARAF BİZ OLMAYACAĞIZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere'nin Brexit'ine dikkat çekerek, "Yaptı oylamayı ayrıldı. Bunun daha gerisi gelecek. Ama şunu herkes bilsin ki Avrupa Birliği ile Türkiye arasında artık bir tiyatro oyununa dönen bu mücadelede, havlu atan taraf biz olmayacağız. Bu konuda karar vermesi ve bunu tüm dünyaya ilan etmesi gereken taraf, Avrupa Birliği'dir. Versinler kararlarını. Onlar kararını versinler biz kararı rahat veririz, merak etmesinler. Biz bu kararı duyana kadar sabırla bekleyeceğiz" şeklinde konuştu.

"ÖYLE YOGAYLA MOGAYLA BİLMEM NEYLE FİLAN BU İŞİ GEÇİŞTİREMEZSİNİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu Arakan'a Allah aşkına böyle mi sahip çıkılır? On binlerce insan ölüyor, 600 bin insan topraklarından sefil bir şekilde Bangladeş'e yaslanıyor. O derelerden, ırmaklardan geçerken televizyon ekranlarında izliyoruz. Kimsenin sesi çıkmıyor. 'Sadece Myanmar'a kınama yaptık.' Söylenen bu. 'Kınamamızı yaptık, en şiddetli şekilde yaptık.' Peki başka ne yaptık? Yaptırım yok. Bu yaptırımları ortaya çok farklı şekilde koymak lazım ki ona göre onlar da kendilerine bir çekidüzen versinler. Burada çok açıkça bir

soykırım var. Açık söylüyorum rahatsız olabilirler. Dünyaya 'İslami terör' diye konuşanlar, 'Hristiyani terör' diyorlar mı, 'Yahudi terörü' diyorlar mı, 'Budist terörü' diyorlar mı? Demiyorlar. Budistleri böyle iyiniyet elçisi gibi hep gösterirler. Şu anda tamamen Myanmar'da 'Budist terörü' var. Şu anda Erdoğan'a yüklenecekler, varsın yüklensinler. Öyle yogayla mogayla bilmem neyle filan bu işi geçiştiremezsiniz, ortada bir vaka var. Bunu tüm insanlığın bilmesi lazım. Eğer bildiğimizi, bilmeyenlere anlatmazsak dünyada daha çok on binler, yüz binler gider. Biz buna fırsat veremeyiz."

"SURİYE'DE BM'Yİ GÖRDÜNÜZ MÜ, SESİNİ DUYDUNUZ MU?"

Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ile Başbakan Yardımcısı'nın, Çevre ve Şehircilik Bakanı'nın Arakanlı sığınmacıların Bangladeş'te barındıkları kampları ziyaret edeceğini, nasıl kamplar kurulabileceği konusunda inceleme yapacaklarını belirtti. 

Erdoğan, "Suriye'de son 7 yılda 1 milyonu aşkın insan hayatını kaybettiği, ülke çeşitli devletlerin ve terör örgütlerinin güç savaşlarının arenasına döndüğü halde BM kılını kıpırdatmadı ve kıpırdatmıyor. Suriye'de BM'yi gördünüz mü, sesini duydunuz mu? Savaştan ve baskılardan kaçan Suriyelilerin 3 milyondan fazlası ülkemizde olmak üzere 5 milyonu başka ülkelere sığınmış durumda. BM'nin bu sığınmacıların hayatlarını kolaylaştırmak için de ciddi bir yardım yaptığı söylenemez. Örneğin ülkemizdeki sığınmacılar için BM Mülteciler Komiserliği'nden gelen ne biliyor musunuz? 520 milyon dolar. Peki bizim harcadığımız ne? 30 milyar dolar. AB de doğru konuşmuyor. Söz verdiler, '2016'nın 1 Temmuz'una kadar 3 milyar avro göndereceğiz.' dediler. 'Yıl sonuna kadar bir 3 milyon avro daha vereceğiz.' dediler. AB'den gelen ne biliyor musunuz, o da 820 milyon avro. İşte bunlar böyle. Arakan Müslümanlarının yaşadığı insani dram konusunda da aynı şeyleri görüyoruz. Şu anda dünya oraya hala çok çok yabancı. Daha Arakan'daki saldırılarda ve kaçış yollarında hayatlarını kaybeden insanların sayısını bile tam olarak öğrenebilmiş değiliz" diye konuştu. 

"SADECE BİR ŞAHSIN VEYA AŞİRETİNİN HAYAT ALANI DEĞİLDİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimin referandum kararı, ülkenin içinden geçtiği durum göz önüne alındığında buram buram fırsatçılık kokan bir girişimdir. Irak'ın hem toplum olarak hem de ülke olarak birliğe, beraberliğe bütünleşmeye her zamankinde ihtiyacı bulunduğu bir dönemde ayrılık yönünde adımlar atılması asla kabule edilemez. Bizim herkes gibi Kuzey Irak'taki Kürt kardeşlerimizin de haklarına, hukuklarına, güvenliklerine, müreffeh bir hayat taleplerine sonuna kadar saygımız vardır. Nitekim bu çabalarında daima Kuzey ırak yönetiminin yanında olduk. En sıkıntılı zamanlarında kimse onların yanında olmadığı dönemde kendilerine gerekli hizmeti, desteği vererek onları ayakta tuttuk. Ancak bizim aynı zamanda Irak'ta Arap, Tüken, Ezidi kardeşlerimiz de var. Onlarında haklarına bizim saygımız var. Kuzey Irak tüm bu halkların ortak hayat alanıdır. Sadece bir şahsın veya aşiretinin hayat alanı değildir, bunun böyle bilinmesi lazım" dedi. 

"REFERANDUMU SONUCUNA BAKMAKSIZIN YOK HÜKMÜNDE KABUL EDİYORUZ, GAYRİMEŞRUDUR DİYORUZ"

Erdoğan, "Bu bölgeyi sadece tek bir grubun kontrol altına almaya çalışması, orada uzun yıllar sürecek çatışmaların, yeni acıların, yeni, zulümlerin yeni katliamların habercisi olmaktan öte bir anlam taşımayacaktır.  Kontrolleri altına aldıkları gücü ve imkanları diğer gruplarla paylaşma konusunda  hiç de iyi bir imtihan vermeyen mevcut yönetime olan güvensizlik sözde bağımsızlık ilanı sonrası çok daha artacaktır. Kimse bizden sınırlarımızın hemen yanı başında 350 km, yeni bir kriz ve çatışma alanı oluşmasına göz yummamızı bekleyemez.  Bu konudaki tavrımız açıktır. Buna rağmen yapılan ve Irak'taki cari hukuka da uygun olmayana referandumu sonucuna bakmaksızın yok hükmünde kabul ediyoruz, gayrimeşrudur diyoruz" şeklinde konuştu.

"MAKARAM SARI BAĞLAR, KIZ OYNAR GELİN AĞLAR, YAPTIĞI İŞ BU"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Irak'ın toprak bütünlüğü ve toplumsa birliği doğrultusunda çalışmayı sürdüreceğiz. Dün akşam İran Cumhurbaşkanı ile görüşmem oldu, uzunca görüştük. Bir gün önce gönderdiği heyetle uzunca görüşmeler yaptım. Neticesinde, bugün referandum yapıyorlar. Bir defa Irak'ın federal yapısı bunların yaptığı referandumu kabul etmiyor, anayasa mahkemesi gerekli kararını zaten verdi. Boşu boşuna, makaram sarı bağlar, kız oynar gelin ağlar, yaptığı iş bu" dedi. 
Erdoğan ardından salonda bulunan tercümanlara "Tabi tercümeyi doğru yapamadınız biliyorum ama" dedi. 

"VANAYI KAPATTIĞIMIZ ANDA O İŞ DE BİTTİ"

Erdoğan,  "Şu anda bir şeyin bilinmesini özellikle istiyorum, siyasi olarak, ekonomik, ticari olarak, güvenlik noktasından bütün adımları atıyoruz, atacağız, Silopi'de şu anda boşuna silahlı kuvvetler, gerekli adımları atmadı. Taviz yok. Şu anada İran, aynı durumda. Aynı zamanda Hava Kuvvetlerimiz aynı durumda ve sınırlarda sadece Irak tarafına geçişe müsaade var, bu hafta içerisinde diğer tedbirleri de hemen açıklayacağız ve o adımlar da atılacak. Artık giriş-çıkış, bunlar da kapatılacak. Farklı tedbirlerimiz var, ayrı. Onları da ayrıca devreye sokacağız ve bütün bunlarla birlikte bundan sonra Kuzey Irak Yerel Yönetimi, bakalım petrolünü hangi kanallarla nereye akıtacak veya nereye satacak? Vana bizde. Vanayı kapattığımız anda o iş de bitti. Devlet yöneten bütün bunları A'dan Z'ye düşünmek durumunda. Şimdi hep söyledik ya bizler duygusal kararlar almadık. 10 düşündük bir adım attı. Bunları da uluslararası diplomasiyi işleterek yaptık. Bakın İsrail dışında şu anda Kuzey Irak bölgesel yönetimin aldığı kararları destekleyen bir başka ülke yok. Sadece İsrail" ifadelerini kullandı.

"BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİZ"

Erdoğan, "Biz adımlarımızı kararlı bir şekilde atmaya deva edeceğiz ve Kuzey Irak yerel yönetiminin bu adımdan geri adım atması şart, olmazsa olmaz. Federal devlet zaten kesinlikle kabul etmiyor, meclis aynı şekilde. Yine aynı şekilde Suriye'de bir veya birden fazla terör devleti kurulmasına izin vermeyeceğiz. Öle kuzey Suriye'de PYD, YPG, oralarda devlet kuracaklarmış... Bunların hepsi onlar için kuru bir rüya. başka bir şey olmaz. Başkaları için sadece stratejik birer halemden ibaret olan bu hamlelerin devletimizin ve milletimizin beka meselesi olduğunu buradan bir kez daha ifade ediyorum. 911 km bizim Suriye sınırımız var. Biz burada böyle bir yapılanmaya asla müsaade etmeyiz. Dedim ya bir gece ansızın gelebiliriz. Bunu Fırat Kalkanı Harekatında yaptık. Şimdi burada da bu tür gelişmeler müsaade etmemiz mümkün değil. Siyasetin ve diplomasinin üzerinde bir öneme sahip olan Irak ve Suriye konusunda ülkemiz için tehdit oluşturan konularda, gerektiğinde kullanmaktan çekinmeyeceğimiz tüm opsiyonlar, seçenekler önümüzdedir, masa üzerindedir. Suriye'de, Cerablus, Rai, Rabık, El-Bab, buraya kadar uzanan o 2 bin km alanı  nasıl DEAŞ'tan temizlediysek, Şimdi aynı amaçla yeni bir adım daha atıyoruz. Gerektiğinde de Irak'ta bu tür adımları atmaktan geri durmayacağız" diye konuştu.