Bakanlara Kurulu, bugün Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığındaki ilk toplantısını yaptı. Toplantıda Başbakan Yardımcıları arasındaki görev dağılımı da yapıldı.

Dağılımdaki en büyük sürprizlerden biri de, daha önce Başbakan Yardımcılığı'na bağlı olan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Başbakanlık makamına bağlanması oldu.

DİNİ DİPLOMASİ ATAĞI

Davutoğlu'nun sürpriz bir kararla, Diyanet'i kendisine bağlaması, Ankara kulislerinde "dini diplomasi atağının işareti" olarak yorumlandı.

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, son dönemde Ortadoğu'daki mezhep çatışmaları, Suriye ve Irak'ta artan IŞİD etkinliği konusunda açıklamalar yapmıştı. Diyanet'in öncülüğünde, Ortadoğu'daki dini liderler Türkiye'de bir konferansta biraraya getirilip, "uzlaşma" ve "tolerans" mesajları verilmişti.

Şimdi Diyanet'in Başbakanlığa bağlanması ile Ortadoğu'da mezhep ve din çatışmalarından dolayı akan kanı durdurmak amacıyla, Türkiye'nin "dini diplomasiye ağırlık vereceği" yorumları yapıldı.


İşte Başbakan Yardımcılarının yeni görevleri

ATATÜRK DÖNEMİNDE CUMHURBAŞKANI'NA BAĞLIYDI

Modern Türkiye tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı değişik kurumlara bağlandı. Atatürk, kendi Cumhurbaşkanlığı döneminde Diyanet'i kendisine bağlamıştı.

Atatürk sonrasında ise Diyanet bir bakan aracılığıyla, Başbakan'a bağlanmıştı.

Özal'ın Başbakanlığı döneminde, o zamanın Diyanet işleri başkanı ile bağlı bulunduğu bakan arasında anlaşmazlık yaşanınca, Diyanet Başbakanlık makamına bağlanmış, ancak daha sonra yeniden Başbakan Yardımcılığına bağlı bir kurum haline getirilmişti.

DAVUTOĞLU ÇÖZÜM SÜRECİNİN YOL HARİTASINI AÇIKLADI

Başbakan Ahmet Davutoğlu, hükümet programında çözüm sürecinin kararlılıkla devam edeceğini vurguladı, çözüm sürecinin de yol haritasını da açıkladı; Yol haritası dört ana unsurdan oluşuyor;
-Terörün bitmesi
-Silahsızlandırma
-Toplumsal hayata kazandırma
-Demokratik siyasete katılımın önünü açma.

"KÜÇÜLME DEĞİL BÜYÜME, PARÇALANMA DEĞİL, BÜTÜNLEŞME..."

Davutoğlu'nun hükümet programındaki kilit cümlesi şöyle: "Çözüm süreci bölünmenin değil birleşmenin, küçülmenin değil büyümenin, parçalanmanın değil bütünleşmenin, kalıcı bir bölgesel güç olabilmenin yegane temelidir."