Suriye'ye tank sevkiyatı

TÜRKİYE'nin çeşitli illerindeki birliklerden sevk edilen tankların taşındığı TIR'lardan oluşan askeri konvoy, Gaziantep'in İslahiye ilçesine ulaştı.
Farklı kentlerdeki askeri birliklerden sınıra sevk edilen tankların taşındığı TIR'lardan oluşan konvoy, güvenlik önlemleri eşliğinde İslahiye'ye ulaştı. İslahiye- Hassa yolunda Hatay yönünde ilerleyen konvoydaki tankların, Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan geçirilerek, Suriye'deki üs bölgelerinde konuşlandırılacağı öğrenildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------
- İslahiye çevre yolu
- Askeri konvoyun geçişi
- Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Kadir ÇELİK / GAZİANTEP ()

============================

Leyla'nın annesinden mahkeme başkanına: Farz edin ki Leyla sizin kızınız (2)

TUTUKSUZ SANIKLAR İFADE VERDİ
Ağrı 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada ilk olarak tutuksuz sanıklar ifade verdi. Leyla'nın amcası Musa Aydemir, uydu görüntüsü takibi için dilekçe verdiğini söyleyerek, "Uydu görüntüsü izlenmesi için dilekçe vermiştim. Teknoloji gelişmiş faydası olur diye. Beyanların aksine yeteli arama yapmadıkları için sürekli jandarmanın peşindeydim. Ben emniyet ve MİT'ten de destek istenmesini istedim. Ama farklı prosedürler varmış diye olmadı" dedi.
Leyla'nın babası Nihat Aydemir'in kuzeni tutuksuz sanık Mehmet Ali Aydemir ise ifadesinde şunları söyledi:
"Kaçırılma günü oturduğum yerden birşey görünmüyordu. Jandarmadan kaçtığım tanık beyanlarında var ama ben aksine 18 gün boyunca köpekleriyle jandarma garajımda kaldı. Ben kimseye 'çocuğu kırık camlı araba götürdü' demedim. Beyanları kabul etmiyorum." 
LEYLA 5 DAKİKA İÇERİSİNDE KAYBOLDU
Duruşmada Leyla'nın ablası Arzu Aydemir de ifade verdi. Ailecek bayramlaşmaya gittiklerini söyleyen Arzu Aydemir, "Köyde taziye vardı. Bizimkiler gittikten sonra eve geldiler topluca kahvaltı yaptık. Babam başka köye gitmişti. Yusuf amcam biz kahvaltı yaparken geldi. Bir süre sonra amcam Yusuf Aydemir dışarı çıktı. Peşinden oğlu Ümeyir çıktı. O çıkınca Leyla da çıktı. Ben de Leyla için ocağa süt koymuştum. Babam geldi, gideceğimizi söyledi. Sonra annemle dışarı çıktık Leyla'yı almak için. Leyla yoktu aramaya başladık. Bir süre sonra annem ağlayıp dövünmeye başladı. Süt kaynamadan Leyla kayboldu. Ortalama 5 dakika sürede kayboldu" diye konuştu.
GİZLİ TANIK: MUHTEMELEN ÇOCUĞU SATACAKLARDI
Duruşmada mahkeme başkanı gizli tanığın verdiği ifadeyi okudu. Gizli tanığın ifadesinde şunlara yer verildi:
"Leyla evinin önünde Yusuf’un yanındaydı, Ümeyir denilen küçük çocuk ta oradaydı. Bir süre sonra sadece Yusuf’un yanında Ümeyir vardı. Yusuf kendi evlerinin karşısındaki evin ahşap kapısına yaslanmış, elleri cebinde tedirgin hareketleri ile çevreyi kontrol ediyordu, sonra Şükran Aydemir dışarıya çıktı, Leyla’yı sordu. Yusuf köy içine doğru gittiğini söyledi, Şükran köy içerisinde çocuğu aramaya başladı. Sonrasında dövünüp, bağırıp, çağırmasından çocuğa bir şey olduğunu sandım, ancak çocuk ortada yoktu. Bu sebeple Şükran’ın çocuğun başına bir şey geldiğini anladığı için bu şekilde dövündüğünü düşündüm. Leyla’yı Yusuf’un yanında görmem ile Şükran’ın evden çıkıp Yusuf’a Leyla’yı sorması arasında en fazla 10 dakika geçmiştir, bu kadar bile olmayabilir. Ben köy içinde dolaşıyordum, bu sebeple onları gördüm, beni gördüklerini sanmıyorum. Olay esnasında köy içi boştu, herhangi bir araç, insan yoktu. Aile içerisinde susmaları yönünde bir karar alındığını ben de duydum. Çünkü hiç kimse bu konu ile alaklı tek kelime konuşmuyor, hal ve hareketlerinden bu olayın kimin yaptığını herkesin bildiğini düşünüyorum. Ayrıca aramalara bende katılmıştım. Aramalarda Yusuf sanki anahtarlarını düşürmüş gibi bir yere bakarak arıyordu. Arama yapıyor gibi gözükmek için böyle davrandığını düşünüyorum, Leyla’nın kaybolduğu haberinden sonra Yusuf sarhoş gibiydi, çökmüş bir haldeydi. Hem çocuğa bir şey olmayacağının, köy içerisinde bir yerde olduğunu söyleyip bu halde olması onu Leyla’nın kaybolmasından dolayı bu halde olmadığını gösteriyordu. Çünkü telaş yapanlara sakin oldun diye söylüyordu. Hatta Leyla’nın cesedinin bulunduğu gün Musa ile Yusuf muhtarın oğlunu dövdü ve ceset bulunduğunda Yusuf askere küfür ederek milleti galayana getirmeye çalıştı. Ancak Nihat Yusuf’a birkaç tokat atarak onu susturdu, çok kalabalık bir ortamdı, en küçük bir çatışmada onlarca insan ölebilirdi. Bu halde ise Leyla ikinci planda olacak ve katilleri rahatlayacaktı. Bu hareketlerin de planlı olabileceğini düşünüyorum. İlk başta söylediğim gibi bu işi kim yapmış, kimler yardım etmiş bilmiyorum, görmedim. Ancak Leyla kaybolmadan önce Yusuf’un yanındaydı, 5 dakika sonra Leyla’nın Yusuf’un yanında olmadığını ve Yusuf’un çevreyi kontrol edere şekilde sağa sola baktığını, Leyla’nın annesi Şükran’da birkaç dakika sonra Yusuf’un yanına geldiğini ve Leyla’yı sorduğunu gördüm. Bildiklerim bundan ibarettir. Son olarak ise de Leyla Nihat’ın en sevdiği kızıydı, bundan dolayı Nihat’a ders vermek için Leyla’yı seçtiklerini tahmin ediyorum. Bir de muhtemelen çocuğu satacaklar. Çocuk küçük olduğu için tekrar anne babasını bulması mümkün olmayacaktı, bu benim tahminim, ayrıca köyde dönen dedikodular."

GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR
HABER: Hümeyra PARDELİ / AĞRI ()

==============================

Kayseri'de yasa dışı bahis çetesinin üyeleri adliyede 

KAYSERİ'de düzenlenen yasa dışı bahis operasyonunda gözaltına alınan ve banka hesaplarına yaklaşık 50 milyon TL sanal para transferi yapıldığı belirlenen 10 şüpheli, adliyeye sevk edildi.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında, Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı Ahlak Büro Amirliği ekiplerince yasa dışı bahis oynatan kişilerin yakalanması için çalışma başlatıldı. Ekiplerin 2 ay süren çalışması sonucu, yasa dışı bahis üzerinden 5 ayda 50 milyon TL para kazandığı belirlenen şüphelilere operasyon düzenlendi. Kayseri ve İstanbul'da 11 ayrı adrese yapılan eş zamanlı operasyonda, M.U., M.Y., A.K., Ö.K., C.Y., S.B., M.Ş., Y.A., M.A. ve Y.A. gözaltına alındı.
Şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin ardından sağlık kontrolünden geçirilerek adliyeye sevk edildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
----------------
-Şüphelilerin sağlık kontrolüne getirilişi
-Diğer detaylar

Haber-Kamera:Yasin DALKILIÇ-Muhammed KISIR/KAYSERİ, ()

=============================

Hafif ticari araç, TIR'a çarptı: 5 yaralı

SİVAS'ta, hafif ticari aracın TIR'a arkadan çarpması sonucu meydana gelen kazada, 5 kişi yaralandı.
Kaza, saat 08.00 sıralarında, Sivas- Ankara yolu Köklüce mevkisinde meydana geldi. Tayfun Göcek'in kullandığı 06 GB 3454 plakalı hafif ticari araç, kontrolden çıkıp, Halil Tulaz yönetimindeki 44 AZ 556 plakalı TIR'a arkadan çarptı. Kaza ihbarı üzerine, bölgeye sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Kazada sürücü Tayfun Göcek ile hafif ticari araçta bulunan Fatma ve Ahmet Çıracı ile Kadun ve Enes Bekçi yaralandı. Yaralılar, sağlık görevlilerince ambulanslarla Sivas'taki hastanelere kaldırıldı. Tedaviye alınan 5 yaralının sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı. 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Kaza yeri araç fotoları
-Yaralıya müdahale (Amatör kamera)

Haber: Uğur YİĞİT/SİVAS, ()

=============================

'Kafatası kırıcı' gibi 14 farklı meydan okuma oyunu tespit ettik'

Anadolu Üniversitesi bünyesinde kurulan Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (SODİGEM) Müdürü Prof. Dr. Levent Eraslan, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un da uyardığı (Kafatası kırıcı meydana okuma) oyunu gibi çocuklar ve gençler arasında yayılan meydan okuma oyunlarıyla ilgili yaptığı açıklamada, "Böylesi meydan okumalar çocukların hem fiziki hem de psikolojik olarak örselenmesine neden olmaktadır" dedi. 
Son günlerde sosyal medyada çocuklar ve gençler arasında yayılan 'Skull Breaker Challenge' (Kafatası kırıcı meydana okuma) isimli oyun hakkında bilgi veren SODİGEM Müdürü Prof. Dr. Levent Eraslan, yaptıkları çalışmalar sonucunda 14 farklı meydan okuma oyunu tespit ettiklerini ancak oyunların daha da yaygınlaşmamaları adına bu oyunların isimlerini söylemek istemediklerini belirtti. Gençlere seslenen Eraslan şunları kaydetti: "Sosyal medyanın iyi ve güzel yanlarını günlük hayatınızda lütfen kullanın ama böylesine kendinize zarar verici, sizi hem fiziki hem de psikolojik olarak örseleyici meydan okumalardan vazgeçelim. Bu meydan okumaların çeşitlerini burada dillendirmek istemiyorum. Ama bunun 14 farklı çeşidini tespit ettik. Özellikle ergen grup olan 14-18 yaş grubunun çok sıkça kullandığı meydan okumalar. Biz de bakarken hayrete düştüğümüz derecede ilginçliklerin olduğu meydan okumalar mevcut. Bir de böylesi meydan okumaların ifade edilmesi yaygınlaşmasına neden oluyor. Biz de o nedenle SODİGEM olarak buna çok dikkat ediyoruz. İsim vermeden anlatıyoruz. Verdiğimiz 'sosyal medya güvenli dijital kullanım' seminerlerinde de bunları anlatıyoruz. Böylesi meydan okumalar çocukların hem fiziki hem de psikolojik olarak örselenmesine neden olmaktadır. Bu yüzden hem sosyal medya sağlayıcılarının bunu yayınlamamalarını hem de gençlerin böylesi olaylara dönük herhangi bir eylemde bulunmamalarını öneriyoruz."
"AİLELER VE ÖĞRETMENLER BU OYUNLAR HAKKINDA BİLGİ SAHİBİ OLSUN"
Meydan okuma oyunlarıyla ilgili uyarılarda da bulunan Prof.Dr. Levent Eraslan, ailelerin ve öğretmenlerin bu oyunlar hakkında bilgi sahibi olmaları gerektiğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Özellikle sosyal medyanın günlük hayatta yaygınlığının artmasıyla beraber bunun faydalarının yanında zararları da ortaya çıktı. Biz böyle uygulamalara 'Challenge' yani meydan okumalar diyoruz. Bunun 2 boyutu var. Birincisi, bir iddia üzerine yapılan bir çekişme ve bu çekişmenin kayda alınması. Bu son o kafa kırma oyununa kadar YouTube dolaşım aracıydı. Şimdi ise TikTok ile bu başladı. Bu ne demek? Bu, gençlerin ergenlik döneminin verdiği yarışma ve rekabetçi hırs, çatışma hallerini sosyal medyada paylaşmaları. İddialaşıyorlar. Burada adını vermek istemiyorum o kadar ilginç uygulamalar var ki sonu ölümle sonuçlanabilecek meydan okumalar var. Meydan okumada kaybedenler sosyal medyada dalga konusu olmakta ve insanlar onlara küçümseyici ifadeler kullanabilmekteler. En son Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk hocamın ifade ettiği, 'Skull Breaker Challenge' (Kafatası kırıcı meydan okuma) isimli oyun, çok ilginç bir şekilde çocukların birbirlerine fiziki olarak zarar verdikleri, ciddi anlamda fiziki yaralanmalar, travmalar, beyin kanamaları ve hatta ölüme yol açacak şiddete sahip bir uygulama. Fonda da bir müzik, TikTok uygulamasıyla yapılmakta. Buradan anne, babalara ve öğretmenlere seslenmek istiyoruz. Lütfen çocuklar arasında böylesi yaygınlaşan, moda haline gelen uygulamalara karşı bilgi sahibi olalım. Çünkü çocuklar, bunları kendi sosyal medya ortamlarında gerçekleştirmekte. Bazen sınırı aşmakta, ciddi yaralanma ve ölümlere yol açmakta." 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
----------------
-Prof.Dr.Levent Eraslan'ın p telefonundan oyunları izlerken,
-Eraslan'ın açıklaması
-SODİGEM tarafından hazırlanan raponların fotoğrafları

Haber-Kamera: Hakan TÜRKTAN-Caner AKSU/ESKİŞEHİR ()

===========================

Serebral palsi hastası Çetin Yıldız yürümek için destek bekliyor 

İZMİR'de, 3 yaşında serebral palsi olduğu anlaşılan 8'inci sınıf öğrencisi Çetin Yıldız (15), yürüyebilmek için sayısız ameliyat geçirdi. Yoğun ve zorlu tedavi süreçlerinin ardından oldukça ilerleme sağlayan Yıldız'ın tedavisi, maddi imkansızlıklardan dolayı yarım kaldı. Sağlıklı insanlar gibi yürümek istediğini söyleyen Çetin Yıldız için arkadaşları bir konser vermeye hazırlanırken, Yıldız, sanatçı Haluk Levent'in de o konsere gelmesini istediğini söyledi.
İzmir'in Karşıyaka ilçesinde yaşayan ve özel sektörde çalışan Kenan Yıldız ile Nurcan Yıldız çiftinin 3 çocuklarından biri olan Çetin Yıldız, 6 aylıkken dünyaya gelerek, doğum sonrası 3 ay kuvözde kaldı. 3 yaşına gelen oğullarının serebral palsi hastası olduğunu fark eden aile, o günden beri Çetin'in iyileşmesi için maddi imkanlarını da zorlayarak mücadele etti. Ellerini, ayaklarını kullanabilmek için sayısız ameliyat geçiren Çetin, hayata tutunmak için çok çabaladı. Aldığı fizik tedavileri sayesinde ilerleme sağlayan Çetin, masrafların yüksek olmasından dolayı tedaviyi devam ettirmekte zorlanıyor.
Girne Ortaokulu 8'inci sınıf öğrencisi Çetin'in arkadaşları, onun tedavisine katkı sunmak için 5 Mart'ta bir konser düzenlemeyi planlıyor. Karşıyaka'daki Deniz Baykal Kültür Merkezi'nde düzenlenecek olan konsere ünlü isimlerin de gelmesini isteyen Çetin annesi Nurcan Yıldız, oğlunun tedavisi için bunun önemli olduğunu belirtti. Nurcan Yıldız, "Çok mücadele verdik. Çok ameliyat geçirdi. En son geçen eylül ayında kas gevşetme, ayak şekillendirme ameliyatı oldu. Çetin'in doktorları yürüyebileceğini, bunun da düzenli tedavilerle olabileceğini söyledi. Biz bir yere kadar gelebildik. Tedavi süreci ciddi maliyetler gerektiği için her defasında başa dönüyoruz. Şu anda da Çetin'in okul arkadaşları konser düzenleyecek. Burada amaç Çetin'in sesini duyurmak. Konserde Haluk Levent, Hayko Cepkin ve Sertap Erener gibi ünlü sanatçıların eserlerini seslendirecekler. Bizim en büyük isteğimiz burada Çetin'in sesini birilerine duyurabilmek. Çetin'in sesini biri duyup elimizden tutsun, oğlum artık yürüsün istiyorum. Tek isteğim oğlum yürüsün" dedi.
'HALUK LEVENT'İ ÇOK SEVİYORUM'
Çetin'in tam olarak iyileşebileceğini, bunun da çok yoğun bir fizik tedavi gerektirdiğini ifade eden Nurcan Yıldız, "Maddi durumumuz, oğlumun tedavisini ilerletmemizi engelliyor. Çetin'in günde 4 saat fizik tedavi alması gerekiyor. Yüzmesi gerekiyor. Uzay terapisi alması lazım. Bunların hepsi maliyetli. 4 yaşında uzay terapisi yaptık. Çok maliyetli olduğu için bunu sürdüremedik. Bu nedenle bir ilerleme kaydedemedik. Oğlumun bu tedavileri aldıktan sonra ayağa kalkacağına inanıyorum. Doktorlar da Çetin'in iyi durumda olduğunu söylüyor. Oğlumun yürümesi için sadece birazcık desteğe ihtiyacımız var" diye konuştu. Düzenlenecek olan konserin kendisini mutlu ettiğini kaydeden Çetin Yıldız ise, "Çok mutluyum, teşekkür ediyorum. Ben Haluk Levent ağabeyimin bu konsere gelmesini çok istiyorum. Onu çok seviyorum, şarkılarını da çok seviyorum. O görür de gelirse çok mutlu olurum" dedi.
Yürümek istediğini de belirten Yıldız, "Ben yürümek isterdim. Sağlıklı olan ve yürüyen arkadaşlarımızın arasında kendimi çok garip hissediyorum. Yürüseydim futbol oynardım, koşardım. Bir şeyler yapardım" sözleri, annesini duygulandırdı. Masrafların yüksek olmasından dolayı tedaviyi devam ettirmekte zorlanan aile, yardımseverlerden destek bekliyor. 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------
- Çetin Yıldız'dan görüntü
- Yıldız ailesinin evlerinden görüntü
- Çetin Yıldız yürümeye çalışırken görüntü
- Nurcan Yıldız ve Çetin Yıldız ile röp.
- Genel ve detay görüntü

Haber: Umut KARAKOYUN-Kamera: Melis KARAKUZULU/ İZMİR, ()

=============================

Eski bakırlar, kadınların elinde süs eşyasına dönüşüyor

YOZGAT'ta, Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu bünyesinde açılan bakır işlemeciliği kursuna katılan kadınlar, eski bakır kapları çeşitli motiflerle işleyerek, süs eşyasına dönüştürüyor.
Halk Eğitim Merkezi bünyesinde açılan bakır işleme kursunda, eski bakır kaplara yeni motifler işleyen kursiyerler, hem meslek öğreniyor, hem de aldıkları siparişlerle ev ekonomisine katkı sağlıyor. Geçmişte mutfakların vazgeçilmezi olarak kullanılan bakır tabaklar, tencereler, tepsi ve helkeler, kursiyerlerin elinde sanat eserlerine dönüştürülüyor. 
Bakır işlemeciliğinin unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasında yer aldığını belirten Usta Öğretici Derya Yılmazer, "Açtığımız kurslarla bu mesleği yaşatmaya çalışıyoruz. Kursumuzu genelde kadınlar tercih ediyor. Kursiyerlerimiz bakır kapları ince ince işleyerek sanat eserine dönüştürüyor" dedi.
Kadınların boş zamanlarını değerlendirmek için kursa katıldığını ve bu işin onlar için bir sosyal aktivite olduğunu anlatan Yılmazer, "Kursiyerlerimiz kendi evlerinden getirdikleri bakır kapları işledikleri gibi, yeni bakır ürünler üzerinde de işleme yapıyor. Dışarıdan sipariş alıp ekonomik gelir elde edebiliyorlar" diye konuştu.
Kursiyerlerden Merve Keklikçi ise 2 yıldır kursa katıldığını belirterek, "Burada hem boş zamanımızı değerlendiriyoruz, hem de evimize katkıda bulunmuş oluyoruz. Yeni ürünlerin yanında genelde evlerdeki eski ibrik, eski bakır tabak ve helke üzerine oyma işleme yapıyoruz. Siz bize eski ürünlerinizi getiriyorsunuz. Biz ise yeni tazelenmiş olarak sadece el emeği karşılığında ürünü yenileyip tekrar dönüşünü sağlıyoruz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-----------------
-Hazırlanmış süs eşyalarından görüntü
-Kursiyerlerin bakır işleme görüntüleri
-Detay
-Kursiyerlerin konuşması
- Bakır işleme kursu usta öğreticisi Derya Yılmazer'in konuşması

Haber-Kamera: Harun GÖKÇEOĞLU/YOZGAT,() 

=============================

Annesine 'Sizi son bir kez göreyim' diyerek veda etmiş

Antalya'da trafik kazasında hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Karun Küklü'nün (20) annesi Şükran Küklü (40) ile vedalaşırken, "Sizi son kez görmeye geldim" dediği ortaya çıktı. Oğlunu genç yaşta trafik kazasında kurban veren baba Mehmet Küklü (46), gençlere trafikte hız yapmamaları tavsiyesinde bulundu.
Antalya'da oturan Mehmet ve Şükran Küklü'nün iki çocuğundan biri Karun Küklü, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki Girne Amerikan Üniversitesi'nde Sağlık Yönetimi Bölümü 2'nci sınıfta öğrenim görüyordu. Ara dönem tatili için Antalya'ya ailesinin yanına gelen Karun Küklü, kız kardeşi Melisa, annesi Şükran ve babası Mehmet Küklü ile hasret giderdi. Koyu Beşiktaş taraftarı Küklü'nün kullandığı 07 CGR 07 plakalı otomobil, 18 Şubat akşamı Muratpaşa ilçesinde kontrolden çıkarak refüjdeki ağaca çarptı. Olay yerinde hayatını kaybeden Küklü'nün cenazesi, Uncalı Mezarlığı'nda dün öğle namazının ardından kılınan cenaze namazından sonra Kurşunlu Mezarlığı'na defnedildi. Kazada araçta bulunan ve yaralanan diğer 3 arkadaştan 2'sinin tedavisi hastanede sürüyor.
ANNEYE VEDA SÖZLERİ
Antalya Toptancı Hali'nde çalışan Mehmet Küklü, oğlunu toprağa verdikten sonra evinde dua okutarak taziyeleri kabul etti. Gözüyaşlı baba Küklü, üniversitesinin tatil olmasının ardından oğlu Karun'un yanlarına geldiğini söyledi. Mehmet Küklü, şöyle konuştu:
"Annelerin acısı daha da büyük oluyor. Baba bir şekilde acıya katlanıyor. Kardeşler de katlanamıyor. Oğlum Kıbrıs'ta üniversite okuyordu. Yarı dönem tatili için yanımıza geldi. Burada eğlendi, sohbet etti. Bursa'ya babaannesi ve anneannesini ziyarete gitmek istedi. Orada bir hafta tatil yaptı. Buradan giderken annesine 'Sizi son bir kez göreyim' demiş. Annesi de 'Oğlum sen neden son kez göreyim diyorsun? İkinci dönemde de gelir bir daha dönersin' demiş. Oğlum da 'Yine de ben son kez göreyim' demiş ve annesine sımsıkı sarılmış. Oğlum öleceğini sanki önceden hissetmiş. Bursa'daki arkadaşlarıyla toplu olarak bir fotoğraf çektirmiş. Aslında hiç fotoğraf çektirmeyi sevmezdi. Bugüne kadar hiç çekilmeyen bir fotoğraftı o."
'SÖYLENECEK SÖZ KALMADI'
Oğlunun Bursa'daki aile büyüklerini ziyaret ettikten bir hafta sonra Antalya'ya geldiğini anlatan Mehmet Küklü, "Geldikten iki gün sonra benden otomobili istedi. 3 arkadaşıyla birlikte gezeceklerini söyledi. Genç olduğu için yaşasın hayatını, gezsin dolaşsın istedim. Ama maalesef trafik kazasında hayatını kaybetti. Diğer iki arkadaşı komada, diğeri ayakta tedavi gördü. Söylenecek bir söz kalmadı artık. Allah herkese sabır versin" diye konuştu. 
HIZ YAPMAYIN UYARISI
Gençlerin çok hızlı araç kullandığını söyleyen baba Küklü, kazanın ardından güvenlik kameralarına bile bakamadığını anlattı. Gençlere önemli uyarılarda bulunan Mehmet Küklü, "Gençlerin trafikte biraz daha yavaş gitmesi gerekiyor. Heyecanlarının azalması lazım. Önce kendinizi düşünün. Oğlum o gece emniyet kemerini takmış ve alkol kullanmamış. Aşırı hız yaptığı için virajı alamayınca ağaca çarpmış ve hayatını orada kaybetmiş" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
--------------
- Kaza sonrası olay yerinin cep telefonu görüntüsü
- Olay yerinden fotoğraf
- Kaza yerinin gündüz çekilen olay yeri
- Zarar gören ve ağaç
- RÖP: Baba Mehmet Küklü ile röportaj
- Baba cep telefonundan fotoğraf incelerken
- Muhabiri Aslı Duran'ın anonsu
- Yaşamını yitiren gencin fotoğraflar

HABER: Aslı DURAN -KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN /ANTALYA, ()