Alperen'in babasından beraat kararına tepki

İZMİR'in Çiğli ilçesinde anaokulu servisinin minibüsünde unutulması sonrasında hayatını kaybeden 3 yaşındaki Alperen Sakin'in ölümüyle ilgili olarak, 'ihmal suretiyle görevi kötüye kullanmak' suçlamasıyla yargılanan 3 maarif müfettişi, beraat etti. Konuyla alakalı konuşan baba Serkan Sakin, "Adaleti nerede arayacağımızı bilemez hale geldik. Karara itiraz edeceğiz" dedi.

Çiğli'nin Köyiçi Mahallesi'nde, 15 Ağustos 2017 tarihinde meydana gelen olayda, Buket- Serkan Sakin çiftinin oğulları Alperen Sakin, Çiğli Özel Sevgi Yumağı Anaokulu'na götürülmek üzere servis minibüsü şoförü Taner İşgören (47) ile rehber personel Dilara K.'ye teslim edildi. Öğrenciler indirildiği sırada Dilara K., ağlayan bir öğrenciyi alarak, okula girdi. Serviste uyuyan Alperen'i fark etmeyen sürücü, aracı okulun yanında bulunan ve otopark olarak kullanılan boş arsaya çekti. Sıcak havada serviste unutulan küçük çocuk, yaşamını yitirdi. Olayın ardından, anaokulunun sahibinin de aralarında bulunduğu 6 sanık hakkında 'taksirle adam öldürmek ve delilleri yok etmek' suçlarından dava açıldı. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14'üncü Ceza Dairesi'nce yapılan yargılamada, Taner İşgören 6 yıl 8 ay, kreş sahibi Yurdagül İşgören'e 7 yıl 6 ay, Arzu Gülmez'e 2 yıl 6 ay, Dilara K.'ye 5 yıl, Bekir Gül'e 3 yıl 20 gün ve Ahmet Somun'a ise 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Alperen Sakin'in ölümüne ilişkin Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdürü Mesut U. ile şube müdürleri Hüseyin B. ve Şener Ş. hakkında da 'görevi ihmal'den açılan davada da sanıklar 1'er yıl 3'er ay hapis cezasına çarptırıldı, hükmün açıklanması geri bırakıldı.
Anaokulunu denetlemekle görevli olan 3 maarif müfettişi B.K., N.K.A. ve S.S. hakkında ise, 'ihmal suretiyle görevi kötüye kullanmak' suçundan, Karşıyaka 1'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Bugün görülen karar duruşmasına tutuksuz sanık B.K., Alperen'in ailesi ve taraf avukatları katılırken, diğer tutuksuz sanıklar N.K.A. ve S.S. salonda yer almadı.

'18-19 AY ÖNCEKİ DENETİMLERDEN SORUMLU TUTULMAK İSTENİYORLAR'
Tutuksuz sanıklar N.K.A. ve S.S'nin avukatı, olay tarihinden 18-19 ay önce yapılan denetimden dolayı müvekkillerinin sorumlu tutulmak istendiğini vurgulayarak, "Müvekkillerin yaptıkları denetim ile ölüm olayı arasında herhangi bir illiyet bağı yoktur. Ölen öğrenci, denetim yapıldığı tarihte okulda değildir. Müvekkillerin beraatına karar verilmesini talep ederiz" dedi. Kendisine söz verilen B.K. ise, anaokulunda kendisinin denetim yapmadığını, yerini bile bilmediğini vurgulayarak, görevinin çalışma organizasyonunu sağlamak olduğunu dile getirdi.
Kararını açıklayan mahkeme başkanı, her 3 sanık hakkında beraat kararı verdi.

'DÜĞÜN ORGANİZASYONU MU YAPIYORSUNUZ'
Baba Serkan Sakin, konuyla alakalı olarak yaptığı açıklamada, "Birisi çıkmış, görevinin organizasyon yapmak olduğunu söylüyor. Ne organizasyonu bu, düğün organizasyonu mu? Burada söz konusu olan şey benim çocuğumun canı. Kreş müdürü B.G. daha önce ifadesinde, 'Denetimlerde maarif müfettişleri gelmeden önce ya sabahleyin ya da bir gün önce okula veya bana telefon ederler, kendilerini alıp alamayacağımızı sorarlar. Biz de araba göndeririz, arabayla getiririz. Yaşı tutmayan 10 kadar öğrenci var, müfettişler öğrencileri görmesin diye onları yakın olan kreş sahibinin evine götürürüz' demişti. İşte haklarında beraat kararı verilen müfettişler bunlar. Biz adaleti nerede arayacağımızı bilemez hale geldik. Karara itiraz edeceğiz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Serkan Sakin ile röp
-Genel ve detay görüntü

Haber: Davut CAN - Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR, ()
================================

Van'da parmağı su matarasına sıkışan çocuğu itfaiye kurtardı

VAN'ın Erciş ilçesinde, işaret parmağı su matarasına sıkışan Eymen Ali (9), itfaiye ekiplerince makas ve pense kullanılarak yapılan yarım saatlik çalışmayla kurtarıldı.
Erciş'te evinde oyun oynayan Eymen Ali'nin işaret parmağı, su matarasına sıkıştı. Durumu fark eden anne, Eymen'in parmağını mataradan çıkarmaya çalıştı ancak başaramayınca Van Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Erciş Grup Amirliği ekiplerine ihbarda bulundu. Eve gelen itfaiye ekiplerince, makas ve pense kullanılarak yapılan yarım saatlik çalışmayla Eymen'in parmağı mataradan kurtarıldı. Eymen Ali, kendini kurtaran itfaiye erlerine teşekkür etti.

GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR
Behçet DALMAZ/VAN, ()
=============================

Sokak ortasında bıçaklanan genç toprağa verildi

İZMİR'in Konak ilçesinde, 16 yaşındaki B.A. tarafından bıçaklanarak öldürülen Alp Can Gülçiçek (24), toprağa verildi. Olaydan sonra yakalanan ve tutuklanan B.A.'nın verdiği ifadede Gülçiçek'in, yanındaki kuzenine laf attığını ve bu yüzden bıçakladığını söylediği öğrenildi.

Olay, dün saat 22.30 sıralarında Yenişehir Mahallesi 1241/1 sokak üzerinde meydana geldi. İddiaya göre, uyuşturucu etkisinde olan B.A., Alp Can Gülçiçek'le sokakta karşılaştı. İkili arasında başlayan sözlü tartışma, kavgaya dönüştü. B.A., yanında bulundurduğu bıçağı Gülçiçek'in vücuduna ardı ardına sapladı. Vücudunun 4 yerine aldığı bıçak darbesi ile ağır yaralanan Gülçiçek kanlar içerisinde yere yığıldı. Bıçakla dehşet saçan B.A. ise olay yerinden kaçtı. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık görevlileri sevk edilirken, ağır yaralandığı belirlenen Gülçiçek ambulansla İzmir Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Gülçiçek, yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Polisin olayla ilgili başlattığı soruşturma kapsamında, B.A. kısa sürede yakalanarak Çocuk Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. B.A.nın, ifadesinde, Gülçiçek'in yanındaki kuzenine laf attığını ve bunun üzerine çıkan tartışma sonucunda bıçakladığını söylediği öğrenildi. B.A. daha sonra tutuklandı.
İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu'nda yapılan otopsinin ardından Tepecik Merkez Camii'nde kılınan cenaze namazına Gülçiçek'in ailesi ve arkadaşları katıldı. İkindi vakti kılınan namazın ardından Gülçiçek'in cenazesi Kokluca Mezarlığı'nda toprağa verildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------
-Tabuttan görüntü
-Namazdan görüntü
-Tabutun taşınmasından görüntü

Haber: Tolga TAHÇI -Kamera: Hande NAYMAN / İZMİR, ()
=====================================

Rize Emniyet Müdürü Verdi'yi şehit eden saldırgan: FETÖ bağlantım yok
 
RİZE İl Emniyet Müdürü Altuğ Verdi'yi (46) makamında şehit eden, Personel Şube Müdürü Ercan Polat ile koruma polisi Yiğitcan Köksal'ı yaralayan trafik polisi İsmail Hakkı Sarıcaoğlu'nun (36), yargılanmasına devam edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturmada FETÖ/PDY ile bağlantısı ortaya çıkarılan Sarıcaoğlu, duruşmada iddiaları reddetti. Sarıcaoğlu, "FETÖ ile bağlantım yok" dedi. Bu arada, sanığın daha önce tutulduğu Kırıkkale F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu'nda hükümlü olan Okan Ünal'ın 6 sayfadan oluşan el yazısı ihbar mektubu mahkemeye ulaştı. Ünal, Sarıcaoğlu'nun bağlantılarına ilişkin bilgiler paylaştığı mektubunda mahkemede tanık olarak dinlenmesini talep etti.

Derepazarı ilçesinde trafik polisi olarak görev yapan İsmail Hakkı Sarıcaoğlu, geçen yıl Erzurum Atatürk Üniversitesi İnşaat Bölümü'nden yatay geçişle Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi'ne kayıt yaptırdı. Derepazarı ilçesinden 8 kilometre mesafedeki il merkezine tayin isteyen Sarıcaoğlu, amirleri, ilçe kaymakamı ve Personel Şube Müdürlüğü ile yaptığı görüşmelerden olumlu cevap alamayınca İl Emniyet Müdürü Altuğ Verdi'yle görüşmek istedi. 11 Aralık 2018 tarihinin personel görüş günü olması nedeniyle görüşme programına alınan İsmail Hakkı Sarıcaoğlu, özel kalemin odasına çağrıldı. Burada, tedbir amaçlı özel kalem görevlilerince tabancası ve cep telefonu alınan Sarıcaoğlu, İl Emniyet Müdürü Altuğ Verdi'nin makam odasına girdi.

MAKAM ODASINDA DEHŞET SAÇTI
8 dakika süren görüşme sonrası makam odasından çıkan Sarıcaoğlu, teslim ettiği tabanca ve cep telefonunu geri aldı. Derepazarı'ndan, Rize kent merkezine tayininin, planlamaya uygun bulunmadığı bildirildiği için öfkelenen polis memuru, silahını teslim aldıktan kısa süre sonra makam odasına geri yöneldi. Odaya girip, tabancasını ateşledi. Tabancadan çıkan 7 kurşundan 3'ünün isabet ettiği İl Emniyet Müdürü Altuğ Verdi kaldırıldığı hastanede şehit oldu. Personel Şube Müdürü Ercan Polat ve koruma polisi Yiğit Can Köksal da yaralandı. Yaralı Köksal tarafından bacağından vurularak, etkisiz hale getirilen saldırgan polis memuru İsmail Hakkı Sarıcaoğlu tutuklandı. Personel Şube Müdürü Ercan Polat ile koruma polisi Yiğit Can Köksal tedavilerinin ardından taburcu edildi.

'AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET VE 40 YIL HAPSİ İSTENDİ'
Rize Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma sonunda hazırlanan 41 sayfalık iddianamede, Sarıcaoğlu hakkında, 'tasarlayarak kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürme' ve 'tasarlayarak 2 kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs' suçlarından 'ağırlaştırılmış müebbet hapis' ile 40 yıla kadar hapis cezası istendi.

YARGILAMAYA DEVAM EDİLDİ
Rize Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına devam edilen İsmail Hakkı Sarıcaoğlu, hakim karşısına çıktı. Tutuklu sanık duruşmaya Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı katıldı. Duruşmayı Rize Emniyet Müdürü Nurettin Gökduman ile İl Jandarma Komutanı Albay Hakan Dedebağ da izledi.

İHBAR MEKTUBU GELDİ
İsmail Hakkı Sarıcaoğlu'nun daha önce tutulduğu Kırıkkale F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu'nda hükümlü Okan Ünal'ın 6 sayfadan oluşan el yazısı ihbar mektubu mahkemeye ulaştı. Ünal, Sarıcaoğlu'nun bağlantılarına ilişkin bilgiler paylaştığı mektubunda mahkemede tanık olarak dinlenmesini talep etti.

'TERÖR ÖRGÜTÜ İLE BAĞLANTIM YOK'
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturmada FETÖ/PDY ile bağlantısı ortaya çıkarılan Sarıcaoğlu, mahkemede iddiaları kabul etmedi. Sarıcaoğlu, "Benim FETÖ ve her hangi bir örgütle ilgim yok. İstanbul'da başlayan yeni soruşturmanın sonucunu beklemek gerekir" dedi.

Mahkeme heyeti, ihbar mektubu gönderen hükümlü Okan Ünal'ın bir sonraki duruşmada tanık olarak dinlenmesine karar vererek duruşmayı 9 Nisan tarihine erteledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Rize adliyesinden detaylar

Haber-Kamera: Arzu ERBAŞ-Mehmet Can PEÇE RİZE-
===================================

Babaanne, dede ve torun her gün birlikte okuyor
 
KÜTAHYA'nın Emet ilçesinde, kaymakamlıkça başlatılan kitap okuma kampanyasına katılan ilkokul öğrencisi Nusret Emir Tanrıkulu'na (7) dedesi Ahmet Tanrıkulu (84) ve babaannesi Nazife Tanrıkulu (78) da destek verdi. Nusret Emir, her gün dede ve babaannesi ile kitap okuyor. 

Emet Kaymakamlığı'nca kitap okumayı özendirmek için 'Cumhuriyet'ten Milli Egemenliğe 2023'e 2023 Sayfa Aç' adlı kitap okuma kampanyası düzenlendi. Emet ilçesinde oturan Cemal ve Gülten Tanrıkulu çiftinin 3 çocuğundan, 3 Eylül İlkokulu 1'inci sınıf öğrencisi Nusret Emir de kampanyaya katılarak, her gün kitap okumaya başladı. Kış aylarında Simav ilçesinden gelerek, Emet'teki oğlunun yanında kalan Ahmet Tanrıkulu ve eşi Nazife Tanrıkulu da torunlarına destek olmak için birlikte kitap okumaya başladı. Nusret Emir, okuldan geldikten sonra dedesi ve babaannesiyle beraber kitap okuyarak, kampanyaya katılıyor.

'EN ÇOK KİTAP OKUYAN BEN OLACAĞIM'
Her gün okudukları kitapları not aldığını anlatan Nusret Emir Tanrıkulu, "Dedemle babaannem kitap okuyorlar. Ben de kitap okuyorum. Kitap okuma kampanyasına katıldık. En çok kitap okuyan ben olacağım ve kazanarak geziye gideceğim. Kaymakam amcama, okuldaki öğretmenlerime ve müdürüme teşekkür ediyorum" dedi.

'TORUNUMU DESTEKLİYORUM'
Torunu Nusret Emir'e destek olmak için kitap okumaya başladıklarını belirten Nazife Tanrıkulu ise "Simav'da yaşıyorum. Kış aylarında torunumun yanına geliyorum. Oğlumun evinde kalıyorum. Burada torunum Nusret Emir'in kitap okuma kampanyası varmış. Bu kampanyayı destekliyorum ve ben de onunla kitap okuyorum. Dinimizin emri okumaktır ve ben de torunumu destekliyorum" diye konuştu. 

Ahmet Tanrıkulu da torununa örnek olmak için birlikte okuma yaptıklarını söyledi. Kaymakamlığın çok doğru proje yürüttüğünü belirten Tanrıkulu, "Simav ilçesinden her sene kış aylarında Emet ilçesine gelip, oğlumun evinde kalıyoruz. Torunumun kitap okuma kampanyası varmış, Kaymakamlık tarafından başlatılan bu kampanyada onu destekliyoruz. Allah, bize kitabında 'oku' diyor. Biz de torunumu destekliyoruz. Kaymakam beye teşekkür ediyorum" dedi. 

PROJE ÖDÜLÜ, KÜLTÜR GEZİSİ
Dede ve babaannenin kitap okuyarak, torunlarına örnek olması takdirle karşılanırken, Emet Kaymakamı Hasan Çiçek tarafından başlatılan ve 23 Nisan'a kadar sürecek kampanya kapsamında en çok kitap okuyanlar, Kütahya ile Emet'in tarihi ve kültürel yerlerine düzenlenecek gezilere katılacak.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------
-Nusret ve nine ile dede
-Birlikte kitap okumaları
-Nusret kitap okuma detay
-Röportajlar
-Genel görüntüler

Haber-Kamera: Ercan KOLKU/EMET(Kütahya),()
================================

Doçent Ulutabanca: 'Çelme takma' oyunu ölüm nedeni
 
ERCİYES Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin Cerrahi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Ulutabanca, gençler arasında yayılan üç gencin yan yana zıpladığı ve iki yandakinin ortadaki arkadaşına çelme takıp zıplarken yere düşürdüğü oyunun beyin kanamasına yol açabileceğini söyledi.

Doç. Dr. Halil Ulutabanca, 'Ripping Jump Challenge-Hadi Gel Zıplayalım Meydan Okuması' oyununda yer alan kontrolsüz düşmenin kişilerin sağlığına ciddi tehdit olduğunu söyledi. Doç. Dr. Ulutabanca, "Vücut bu düşme durumuna hazırlıksızdır. Kendisini bu tür şeylere karşı koruyamaz. Son dönemde gençlerde bir challenge var. O da bu durumumuza karşı dikkat çekmemizi gerektiriyor. Özellikle sırt üstü düşmelerde kafatasının aldığı darbe sonucu beyin sapında bir merkez var. Bu merkezin de etkilenmesi sonucu kişilerde ani solunum durması ve ölümler gerçekleşebilir. Boyun kırıkları ve buna bağlı olarak felçlere sebep olabilir. Omurga veya sırt kısımlarında kırıklar oluşabilir. Bu tarz durumlarda kişinin ölümüyle sonuçlanabilecek veya sakat kalmasına sebep olacak birçok problem ile karşı karşıya kalıyoruz. Buna 'oyun' denmez. Uzuneşek gibi veya sırf şaka olsun diye arkadaşından habersiz arkasından sandalye çekmek gibi hem kafaya hem omurgaya alınacak darbeler sonrasında kişide sağlık problemleri ortaya çıkarabilir" ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. Ulutabanca, uzuneşek oynarken boyun kırığı geçiren lise öğrencisi hastası olduğunu, bunun gibi kötü şakalar sonucu yaralanan birkaç vakaya daha baktığını kaydetti. Milli Eğitim Bakanlığı'nın okullara konu ile ilgili gönderdiği açıklamanın çok doğru ve yerinde olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Halil Ulutabanca, "Bakanlığın bildirimi çok önemlidir. Bakanlığımız bu konuda oldukça hassas davranıyor. Sosyal medyayı her zaman kontrol edemiyoruz. 'Sosyal medyada bir videom olsun' diye paylaşanlar oluyor. Bunun için de eğitim olması gerekiyor. Öğretmenlerimiz bir 5 dakikalarını ayıracaklar. Olası durumu anlatacaklar. Sosyal medyada yayılan görüntüler var. Şaka sonrası bilincini kaybeden insanlarımız var. Bunları gösterecekler" dedi

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------
-Doç. Dr. Halil Ulutabanca açıklama
-Tripping Jump Challange görüntüleri
-Diğer detaylar

Haber: Yasin DALKILIÇ-Muhammed KISIR/KAYSERİ, ()
===================================