1)BAYKAL'IN 'ADAY MISINIZ' SORUSUNA YANITI: BUNU TABAN BELİRLER

CHP eski genel başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, bugün Kırşehir’e gelerek CHP İl Merkezi’nde parti yöneticiler ve partililerle buluştu. Deniz Baykal bir gazetecinin "2019'da Cumhurbaşkanı adayı olacak mısınız?" sorusuna, "Emir- kumanda zinciriyle aday çıkarmak olmaz. Bunu taban çıkaracak. Kimin etrafında birlik olunacağını millet kararlaştıracak" yanıtı verdi. 
Deniz Baykal, CHP İl Başkanı Yılmaz Zengin ve kalabalık bir partilinin de bulunduğu toplantıda Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu geniş bir perspektiften değerlendirdi. Konuşmasının sonunda Baykal, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. 
ADAYLIĞI SORUSUNA YANITI
Deniz Baykal'a, bir gazeteci "Sayın Baykal, 2019'da başkanlık seçimi olacak. CHP bu süreçte nasıl bir siyaset uygulamalı? Kamuoyu bunu çok merak ediyor, Deniz Baykal 2019'da başkanlığa aday olacak mı?" sorusunu yöneltti. Baykal, bu soruya şu yanıtı verdi:
"Bir defa konuyu anlayalım. Bu sıradan bir başkanlık seçimi değil. Bu devletin, milletin geleceğiyle ilgili. Bizim, yüz yıllık Cumhuriyet birikimimizle, 'nasıl bir ülkeyle devam edeceğiz' sorusuyla ilgili, büyük bir karar. Bu karar 'Ben cumhurbaşkanı olacağım, falan olsun, sen olma' diye birilerinin kararıyla olacak iş değil. Bu kararı alması gereken milletin ta kendisi. Cumhurbaşkanı 'Ben böyle bir Türkiye modelini dayatacağım' diyor. Türkiye rahatsız ve bu rahatsızlığı ifade edecek insanı tayin etme yetkisi hiç kimsenin elinde, tekelinde değildir. Çok büyük bir sorumluluktur. Bir yöntem lazım. 'Şu kişi olsun.' Kim o belirleyecek kişiyi, falan parti genel başkanı. Böyle bir sorumluluk almak mümkün değil. Toplum kendi içinden bunun yöntemini belirleyerek çıkaracak. Herkesin kendi kafasına göre bir model var. Model için yönteme varmak lazım. Ondan sonra kim olur, kim olmaz, nasıl olacak diye konuşulması gerekiyor. Bunu taban çıkaracak. 'Ben birisini söyleyeceğim, onun etrafında birlik olun' böyle bir şey olur mu? Kimin etrafında birlik olunacağını millet kararlaştıracak. Talimatla birlik olunmaz. Siyaset tabur değil, emir- kumanda zinciriyle aday çıkarmak olmaz, taban çıkaracak. Tabandan gelen bir aday olsun böyle olursa başarı şansı olur diye düşünüyorum."
"TÜRKİYE TARIHSEL SÜREÇTENG EÇİYOR"
Deniz Baykal, partililere yaptığı konuşmada Türkiye’nin çok önemli, tarihsel bir sürecin içinden geçtiğini ifade eden Baykal, “İnsanlar içinde yaşarken pek farkında olmazlar, normal hayatının devam ettiğini düşünür. Ama bambaşka şekillenir, oraya doğru gidiyoruz. Bunu bir anlayalım, değerlendirelim. Bize düşen görevler ne? Sorumluluklarımız ne ? Milletimize düşen, partilerimize düşen neler, ne yapmalıyız, nasıl yapmalıyız? Bunları kapsamlı bir şekilde değerlendirmeye ihtiyaç var. Önümüzdeki günler bu şekilde gidecek. Bol siyaset konuşacağız, konuşmak durumundayız. Tekrar tekrar bir araya geleceğiz. Kırşehir’e bundan sonra da geleceğim. Bu bir başlangıç, bir nezaket ziyareti. Bu ziyaretle ben Cumhuriyetimize sahip çıkan Kırşehirlileri selamlıyorum. Üstümüzde büyük sorumluluklar var, onu hep birlikte göğüsleyeceğizö dedi.
ABD ÖRNEĞİ
Türkiye’de yapılan anayasa değişikliğine ABD’nin örnek verilmesini hatırlatan Baykal, “Amerika’daki anayasa ile hiç alakası yok. Amerika’da tek adam gibi gözüküyor, Başkanlık rejimi ama görüyorsunuz hakimler her yanlışa dur diyor. Senatosu var. Atılacak her adım milletin onayıyla oluyor. Milleti yok saymak mümkün değilö dedi. Baykal, “Bir referandum sürecini yaşadık. Söz konusu olan bir anayasa değişikliği sürecidir. Bu anayasa bugüne kadar Türkiye’de denenmiş, yapılmış anayasa değişikliklerine benzeyen bir değişiklik değil. Türkiye defalarca anayasa değiştirdi. Hiçbirinde bir kriz çıkmadı. Meclis’te partiler anlaştı. En önemli konularda işbirliği yaptık. Topluma yansıtmak bile gerekmedi. İhtiyaçtı, demokrasi, hukukun üstünlüğü ihtiyaçların daha iyi karşılanmasına yönelik değişikliği yaptık. Şimdi bu geçirilen anayasa değişikliği, 12 Eylül anayasasıyla ilgili yapılmış 18 anayasa değişikliğinin tümünden farklı olduğu gibi, Türkiye’nin tarihi boyunca gerçekleştirdiği 1921 anayasasının, 1924 anayasasının, 1960 anayasasının, 1982 anayasasının temellerinden tamamen farklı, bizim alışmadığımız, geleneğimizde olmayan, dünyanın diğer ülkelerinde başarıyla uygulandığına dair hiçbir örnek olmayan, anayasa hukukunda yeri olmayan ve başkanlık rejimine benzeyen garip bir anayasa değişikliği projesi. Anayasayı değiştiririz, yaptık. Ama bu bambaşka bir şey Meclis düzeni de değil, parlamenter düzen de değil. Bütün kuvvetin millete ait olduğunu 90 yıldır herkesin ittifakla beyan ettiği ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ibaresinin tam tersini, tek adam egemenliğini öngören bir anayasa" dedi.
'HAYIR SÜRECİ BİTMEDİ'
Özgür bir tartışma sürecinin yaşanmadığı bir referandum süreciyle oylanan anayasa değişikliğine ilişkin Türkiye’deki durumu, “Dünya katılıma gidiyor, herkes hesap soruyor, herkes sürecin parçası oluyor. 5 yılda bir sen oyunu kullan gerisine karışma deniliyorö şeklinde yorumlayan Deniz Baykal, referandumu 1946 seçimlerine benzetti. 
Baykal, "Nur topu gibi bir anayasa sorunu kucağımıza geldi. Evet diyen vatandaşlarımın da bilmesini istediğim şeyleri söylüyorum. Adil olmadı, doğru olmadı. İşi inatlaşma ve dayatma olarak almayın. Milletle oynamayalım. Kişisel iddialara devleti alet etmeyelimö dedi. Hayır sürecinin bitmediğini dile getiren Deniz Baykal, “Bu bitmemiş işi ülkeye zarar vermeyecek bir noktaya taşımak mümkündürö ifadesini kullandı.
Görüntü Dökümü
---------------
-Baykal ın açıklamaları

KIRŞEHİR /

=======================================================
2)BAKAN YILMAZ: MİLLETİ KİM KUCAKLARSA HÜKÜMETİ O KURACAK

MİLLİ Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Cumhuriyet Halk Partisi'nin yüzde 48.5 oyu varmış gibi davrandığını belirterek, "Bizim için sakıncası yok. Yüzde 48.5'u yanında tutabilmek için artık eski söylemlerinden vazgeçecek. Kendi içlerinden olanlar artık 'milletin yarısını denize dökmek' gibi sivri sözleri söylemeyecek. Dışlamadan, ötekileştirmeden, kutuplaşmadan vazgeçecek. Kim daha çok milleti kucaklarsa bundan sonra hükümeti o kuracak." dedi.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, 16 Nisan'da yapılan halk oylamasının ardından teşekkür ziyaretleri kapsamında Ankara'dan karayolu ile Sivas'ın Gemerek ilçesine geldi. Sivas Valisi Davut Gül ve ilçe protokolü tarafından karşılanan Bakan Yılmaz, Gençlik ve ve Kültür Merkezi'nde vatandaşlarla buluştu. Buluşma programına Bakan Yılmaz'ın yanı sıra AK Parti Sivas Milletvekilleri Hilmi Bilgin, Mehmet Habip Soluk ve Selim Dursun da katıldı. Burada konuşan Bakan Yılmaz, 16 Nisan'daki halk oylamasından 'evet' çıktığını ve Türkiye'nin artık koalisyonlarla vakit kaybetmeyeceğini belirterek, "Türkiye artık enerjisini, zamanını kaybetmeyecek. Kaynaklarını israf etmeyecek. Oyunuzu kullanacaksınız, akşam hükümeti kimin kurduğunu bileceksiniz. Dolayısıyla bu sistem Türkiye'yi çağ atlatacaktır" dedi.

"MİLLETİ KİM KUCAKLARSA HÜKÜMETİ O KURACAK"
Halk oylamasında 'evet' sonucunun çıkmasının 'hayır' oyu kullananlarında yararına olduğunu ifade eden Yılmaz, şunları söyledi:
"Şimdi görüyoruz Cumhuriyet Halk Partisi'nin yüzde 24, yüzde 25 oyu vardı. Ama şimdi 48.5 oyu varmış gibi davranıyor. Bizim için bir sakıncası yok. Davransın. Yüzde 48.5'u yanında tutabilmek için artık eski söylemlerinden vazgeçecek. Kendi içlerinden bile olanlar artık 'milletin yarısını denize dökmek' gibi sivri sözleri söylemeyecek. Dışlamadan, ötekileştirmeden, kutuplaşmadan vazgeçecek. Kim daha çok milleti kucaklarsa bundan sonra hükümeti o kuracak. Bundan dolayı da 16 Nisan'da Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını gediğine koydunuz ve milli iradeyi her şeyin üstünde tuttunuz." 

"BİR ARAYA GELMEZ DEDİKLERİNİZ BİR ARAYA GELECEK"
Bakan Yılmaz programın ardından Şarkışla ilçesine geçerek burada da öğretmenevinde ilçe halkıyla bir araya geldi. Vatandaşlara hitap eden Yılmaz bir insanın evladına verebileceği en büyük mirasın iyi bir eğitim olduğunu ve bunun dışında da bırakabilecek en büyük mirasın Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
"Bizim bu ülkeye yapabileceğimiz en büyük hizmet Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi. Bu sistemle Türkiye'ye istikrar geldi. Bundan sonra 3 aylık, 5 aylık hükümetlerle bu ülke yönetilmeyecek. Dolayısıyla da bu hükümetler Türkiye'nin kaynak ve zaman israfına yol açar. Artık bundan sonra zamanımızda kayıp olmayacak. Kaynağımızda israf edilmeyecek. 16 Nisan'daki halk oylamasında 'evet' tercihinizde bunu ortaya koydunuz. Hükümet olabilmek için başka partilere oy vermiş kardeşlerimin güvenini kazanabilmek lazım. Onların da desteğini alabilmek lazım, onların da gönlüne girebilmek lazım. İşte bu gereklilik, bu şart Türkiye'ye uzlaşma iklimini getirecek. Bir araya gelmez dedikleriniz bu sistemle hepsi bir araya gelecek."
Bakan Yılmaz daha sonra Altınyayla ilçesine geçerek buradaki toplu açılış törenine katıldı.

Görüntü Dökümü:
-Bakanın gelişi ve karşılanması
-Gemerek'teki program
-Buradaki konuşmaları
-Şarkışla ilçesine gelişi
-Öğretmenevindeki konuşması

Haber-Kamera: Gökhan CEYLAN/ALTINYAYLA(Sivas), () 
(182.9 mb)

=====================================================

3)DEPREM ANI KAMERADA

Erzincan’da meydana gelen Richter ölçeğine göre 4,1 büyüklüğündeki deprem anında yaşananlar bir alışveriş merkezinin güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi. Sarsıntı ile birlikte alışveriş merkezindeki çalışanlar ve müşteriler, kısa sürede dışarı kaçıyorlar.Yaklaşık 10 saniye kadar süren sarsıntı sırasında alışveriş merkezinin camları da sallanıyor.
VALİLİK AÇIKLADI: AMBULANSLARDA HAREKETLİLİK OLDU
 Öte yandan Erzincan Valiliği’nden depremle ilgili olarak yapılan yazılı  açıklamada; “Merkeze bağlı Işıkpınar köyünde 4,1 şiddetinde deprem meydana gelmiştir. Depremde herhangi bir can yada mal kaybı yaşanmamıştır. Yaşlı vatandaşlarımızın 112 Acil Çağrı Merkezini aramaları üzerine ambulanslarımızda bir hareketlilik yaşanmıştır. Erzincan İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ekiplerimiz tespit çalışmalarına devam etmektedir"denildi.

Görüntü Dökümü
---------------------
Çalışanların sarsıntı ile dışarıya kaçmaları
Müşterilerin kaçması
Sarsıntı anı ve camların sallanması
Müşterilerin dışarı kaçması
(Haber- kramera: Coşkun MENEK / ERZİNCAN, ()
================================================

4)ELAZIĞ'DA DOLU, BİNGÖL'DE FIRTINA, HAYATI OLUMSUZ ETKİLEDİ

ELAZIĞ'da dün gece sağanak yağmurdan sonra etkili olan dolu, ekili alanları olumsuz etkiledi. Baskil İlçesi'ne bağlı 23 köydeki kaysı bahçeleri ve üzüm bağları büyük oranda hasar gördü. Bingöl'de ise fırtına nedeniyle oluşan hortum çevreye zarar verirken, fırtına nedeniyle 2 kişi hastanelik oldu. 
Elazığ kent merkezi ve bazı ilçelerde dün akşam saatlerinde başlayan sağanak yağmur sele dönüşürken, yağmur sonrası başlayan dolu ise ekili alanara büyük hasar verdi. Dolu yağışı özellikle Baskil İlçesi'ne bağlı 23 köyde çok sayıda kaysı bahçesi ile üzüm bağlarına büyük zarar verdiği öğrenildi. Üreticiler geçtiğimiz yıllarda don nedeniyle büyük bir hasara uğradıklarını, bu yıl bu zararı telafi etmeyi düşündüklerini ancak, dolu yağışıyla bir kez daha hasara uğradıklarını söyledi. 

Öte yandan bugün öğlen saatlerinde da yağmur sonrası başlayan dolu, kent merkezinde hayatı olumsuz etkiledi. Yolda yürürken doluya hazırlıksız yakalanan vatandaşlar, kaldırımdaki işyerlerinin kepenklerinin altına girerek, korunmaya çalıştı.

BİNGÖL'DE 2 KİŞİ YARALANDI
Bingöl'de ise Sancak Beldesi’nde çıkan hortumda 2 kişi yaralandı. Yağışla beraber oluşan fırtına, yerini hortuma bıraktı. Oluşan hortum nedeniyle bölgedeki bazı evlerin çatıları uçtu. Çatılardan düşen parçalar, 2 köylünün üzerine düştü. Yaralanan 2 kişi, olay yerine sevk edilen ambulanslarla Bingöl Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Yaralıların hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi.

Görüntü Dökümü
--------------------
-Dolu yağışı
Kent merkezindeki dolu yağışı
Vatandaşların yolda yürümesi
Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: ELAZIĞ, ()-

========================================================
5)YULARINI ELİNE DOLADIĞI ATIN KOŞMASIYLA SÜRÜKLENİP ÖLDÜ

ŞANLIURFA'nın Siverek İlçesi'nde, 15 yaşındaki Tuba Akkoyun, yularını eline doladığı atın huysuzlanıp aniden koşmasıyla sürüklenerek öldü.
Olay, öğle saatlerinde ilçeye 40 kilometre uzaklıkta bulunan Bağlı Mahallesi'nde meydana geldi. Tuba Akkoyun, mahalle dışında otlattığı atın yularını eline dolayıp eve götürmeye çalışırken hayvanın huysuzlanıp koşmasıyla arkasından sürüklendi. Taşlık arazide uzun süre atın arkasından sürüklenen talihsiz kızı görenler sağlık görevlilerine haber verip hayvanı sakinleştirmeye çalıştı. İhbarla gelen sağlık görevlileri, yularından kurtarılan Tuba Akkoyun'un yaşamını yitirdiğini belirtildi. Akkoyun'un cesedi, jandarmanın incelemesinin ardından otopsi için Siverek Devlet Hastanesi morguna götürüldü.

Görüntü Dökümü
------------------------------
- Hastane acil servis
- Acil önündeki ambulans
- Morg girişi
- Genel ve detay görüntüler

( Haber-Kamera: Mehmet SEZGİN-ŞANLIURFA-)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 220 MB

=======================================================

6)ÇOCUĞU TACİZ EDEN HİZMETLİ TUTUKLANDI

İZMİR'in Selçuk İlçesi'ndeki bir ilkokulda çalışan hizmetli M.K.A., 8 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismardan tutuklandı.

Geçen yıl Selçuk İMKB Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi'nde çalışan M.K.A., bu yıl ise Selçuk Atatürk İlkokulu'nda hizmetli olarak görevlendirildi. Üç gün önce, ismi açıklanmayan ilkokul ikinci sınıf öğrencisi kız çocuğunu, teneffüs sırasında tuvalete görüp, tacizde bulunduğu iddia edilen M.K.A.'nın, bunu kimseye anlatmaması için tehdit ettiği de öne sürüldü. Yaşadığı şokla ağlayarak tuvaletten kaçan küçük kız, bu durumu öğretmenine anlattı. Bunun üzerine konu polise bildirildi. Polis ekipleri M.K.A'yı gözaltına aldı. İşlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilen M.K.A., tutuklandı.
M.K.A. ile ilgili olarak daha önce de birçok velinin şikayetçi olduğunu, okul yönetiminin şikayetleri görmezden geldiğini iddia eden ailenin fertleri ise, adliye çıkışında M.K.A.'ya saldırmak istedi. Polisler tarafından güçlükle sakinleştirilen küçük kızın ailesi, "Bu şahıs ile ilgili olarak birçok veli daha öncede uygunsuz davranışları nedeniyle okul yönetimine şikayette bulunmuş. Ancak, hiçbir önlem alınmamış. En vahim olanı ise Selçuk İMKB Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi'nde yine bu davranışlarından dolayı görev yerinin değiştirilerek ilkokula gönderildiğini öğrendik. Böyle bir suç işleyen kişiyi nasıl ilkokul öğrencilerinin içine gönderirler anlamak mümkün değil. Bizim çocuğumuzun psikolojisi ne olacak? Okuldaki diğer çocukların ne yaşadığını kimse bilmiyor" diyerek okul ve Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerine tepki gösterdi.
Görüntü Dökümü
------------------------------
- MKA'nın adliyeden çıkarılması. Ailenin saldırı girişimi

 Haber- Kamera: Latif SANSÜR / SELÇUK (İzmir), ()

=======================================================

7)PROF. DR. GÖRMEZ: KÜRESEL VE YEREL ZALİMLER, BU ŞEHRİN ÇOCUKLARINI KANDIRIP DAĞA GÖTÜRDÜ

DİYANET İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez çeşitli açılışlar nedeniyle geldiği Diyarbakır'da yaşanan çatışmaların bir daha olmaması için dua ederek geçmiş olsun dileğinde bulunarak, "Diyarbakır'ın Allah, Allah diye atan bir kalbi var. Küresel ve yerel ölçekte zalimler çok büyük mücadeleler vererek bu şehrin kalbinin Allah, Allah diye atmaması için çaba gösterdi. Bu şehrin çocuklarını, bu milletin çocuklarını dağlara götürdüler ve orada kandırdılar" dedi. 
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, geldiği Diyarbakır'da kız Kuran Kursu binasının temelini atarak, il müftülüğünün yeni hizmet binasının da açılışını gerçekleştirdi. İlk olarak Elazığ yolu üzerinde yapımına başlanan 300 kişilik Bölge Yatılı Hafızlık Kız Kuran Kursunun temel  atma töreni alanına geçti. Törene Diyarbakır Valisi Hüseyin Akso, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Görmez, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Cumali Atilla, müftüler ve din görevlileri katıldı. 
Kuran tilavetiyle başlayan törende konuşan Prof. Dr. Görmez, bugünün İslam Medeniyeti ve tarihi açısından çok önemli bir gün olduğunu söyledi. Prof. Dr. Görmez, zengin hayırseverlere de çağrıda bulunarak Şırnak, Hakkari, Iğdır, Ardahan, Muş, Kars ve diğer bölgelerde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın başlattığı, camiler, medreseler, Kur'an kursları ve tüm dini yapıların yeniden ayağa kalkması için katkı vermeye, destek olmaya davet etti.
Kuran kursunun etme törenininden sonra Prof. Dr. Görmez ve beraberindekiler, daha sonra Yenişehir İlçesi'ne taşınan il müftülük binasının açılış programına geçti.  Kuran tilaveti ile başlayan törende konuşan Prof. Dr. Görmez, "Bugün Diyarbakır'ın Fetih günü. Çünkü bugün Diyarbakır'ın 1378 sene önce kalbini, ruhunu ve surlarını, dinini, İslama, sevgili Peygamberimiz'in Muhammed Mustafa'nın rahmet mesajına açtığı gün bugün, Diyarbakır'ın her ferdi, her kadını, her erkeği, her çocuğu için mutluluk günü kutluyorum. İslam Diyarbakır'ın ruhudur, mayasıdır, özüdür. Hep birlikte bizim Diyarbakır'ın bu ruhunu, kalbini daima ayakta tutmamız lazım. Çünkü Diyarbakır'ın fethi Malazgirt'in önünü açmıştır. Malazgirt zaferi İstanbul'un fethinin önünü açmıştır. İslam tarihi için önemli bir gündür. İslam medeniyeti için önemli bir gündür. İslam Uİlu Cami'de secdeye varması, Resulü Ekrem'in vefatından 7 sene sonra Ulu Cami'de Allah Resulü'nün arkadaşlarının namaz kılması, secdeyi rahmana varması, Diyarbakır için tarihi bir gündür" dedi. 

Eski müftülük binasının Diyarbakır'a yakışmadığını belirten Prof. Dr. Görmez, "Hakikaten Diyarbakır Müftülüğü'nün bulunduğu yer Diyarbakır'a yakışmıyordu. Bu binaların tahsisinde öncülük yapan herkese teşekkür ediyorum. İl müftülük binalarımız, müftülüklerimiz asla sıradan, bürokratik bir mekanizmaya dönüşmemeli. Müftülüklerimiz sıradan bir devlet dairesine dönüşmemeli. Müftülüklerimiz bütün din gönülleriyle birlikte şehrin kalbinin Allah, Allah atması için çaba göstermeli. Diyarbakır'ın böyle bir kalbi var. Ve o kalp Allah, Allah diye atan bir kalptir. Zalimler, küresel ölçekte, yerel ölçekte zalimler çok büyük mücadeleler vererek bu şehrin kalbinin Allah, Allah diye atmaması için çaba gösterdiler. Bu şehrin çocuklarını, bu milletin çocuklarını dağlara götürdüler. Ve orada kandırdılar. Başka gayeleri yoktu, onların hizmet ettikleri tek gaye 1378 sene önce, kalbini ve surlarını İslama açan bu şehrin kalbinin Allah, Allah diye atmamsı için uğraş verdiler. Ama beyhude, bu şehrin kalbi İslama 1378 sene önce kalbini nasıl açmışsa, bu kalp ebediyete kadarda İslamı korumaya ve muhafaza etmeye devam edecek. Hiç kimsenin şüphesi olmasın. Onun için müftülüğümüz, müftülüklerimiz, hataya düşmemeli. Ben masasında oturan müftüler istemiyorum derim, ben halkın içinde olan, her kapıyı çalan, her kardeşimizin derdine derman olmaya çalışan müftüler olmalıyız. İman kendini camiye hapseden iman, bu şehrin kalbini ayakta tutamaz. İman her gün namazını kıldıracak ama mihrabın ruhunu Diyarbakır'ın sokaklarına, caddelerine, evlerine taşıyacak. Müezzinin görevi günde sadece 5 defa ezan okumak değil, aynı zamanda ezanın ruhunu kalplere, çocuklara taşıyacak. Biz doğan her çocuğun önce kulağına ezan okuruz, mühim olan o ezandır. Biz çocuklarımızın kulağına ezan okumayı terk edersek, minarelerdeki ezanı da kaybederiz. Bütün Müftülüklerimiz, tüm din görevlilerimiz ve 3 bin din gönüllüsü ile birlikte  biz Allah, Allah diye çarpan Diyarbakır'ın kalbini ayakta tutmalıyız. Ruhunu güçlendirmeliyiz" diye konuştu. 

DİYARBAKIR'A ÖZEL DUA 
Diyarbakırlılar'a da seslenen Görmez, müftülük binasının herkesin olduğunu belirterek, müftülüklere gelerek her türlü dertlerini anlatabileceklerini söyledi. Diyarbakır'ın zor zamanlar geçirdiğini belirten Görmez, "Hepinize geçmiş olsun, bir daha Cenabı Hak o günleri bizlere göstermesin. O sokakların, çukurların kazılıp insanların öldüğü, öldürüldüğü o günleri, o anları bir daha Cenabı Hak asla Diyarbakır olarak hiç birimize, bir daha yaşatmasın. Ama yaşatmaması için dersler ve ibretler alarak o Diyarbakır'ın kalbine ve ruhuna el atmalıyız. O ruhu ve kalbi ayakta tutmalıyız.  Hep beraber Diyarbakır'ın o kalbini ayakta tutması için seferber olmalıyız" şeklinde konuştu. 

Ortadoğu'daki bazı ülkelerde yaşanan şiddet olaylarına da değinen Görmez, şöyle konuştu:
"Coğrafyamız bize, ülkeleri Müslüman bir ülkenin dini istikranının, bütünlüğünün, din güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Suriye, Irak, Yemen, Libya hep birlikte lisani hal ile bize şöyle haykırıyor; 'Ey umut bağladığımız Türkiye'deki aziz, müslüman  kardeşlerimiz sakın dini istikrarınızı bozmayın, sakın dini bütünlüğünüz bozmayın, sakın din güvenliğinizi tehlikeye sokmayın. Sizi birleştirmeye giden dini tefrikaya dönüştürmeyin, din üzerinden birbirinizle didişmeyin. Rahmet olan dini zahmete çevirmeyin.' İşte Türkiye'mizin dini istikrarı, din  bütünlüğü ve güvenliğinin de teminatı Diyanet İşleri Başkanlığımız'dır."
Görüntü Dökümü
------------------------------
-Temel atma törenine katılan Görmez ve beraberindekiler
-Temel atma töreninden detaylar
-Müftülük Binasına katılan Görmez ve beraberindeki protokol
- Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in konuşması
-Açılıştan detaylar
-Genel ve detay görüntüler

Canan ALTINTAŞ-Serdar SUNAR/DİYARBAKIR,()

====================================================

8)TURGUTLU'DA HALKIN KÖPRÜ TEPKİSİ

MANİSA'nın Turgutlu İlçesi'ndeki İzzettin Mahallesi'ni, çevre mahallelere bağlayacak köprünün yenisi halen yapılmayınca vatandaşlar tepki gösterdi.

İzzettin Mahallesi sakinleri, eskisinin yıkılmasının ardından yenisinin yapılacağı ve 20 Nisan'da bitirileceği belirtilen, yerleşimlerini, çevre mahallelere bağlayacak olan köprünün inşaatı başlamayınca eylem yaptı. Köprü inşasına biran önce başlanması istendi. Mahalleye geliş yolunun çok uzadığını belirten mahalle sakinleri, "Mahalleye ulaşım kilometrelerce uzaklıktaki bir başka köprüden sağlanıyor. Bu arada yolumuz da bozuk. Yollardan kalkan tozlar mahsullere zarar veriyor. Hizmet bekliyoruz" diyerek seslerini duyurmaya çalıştı. Köprü ile ilgili hiçbir çalışmanın olmadığını söyleyen vatandaşlar, yaz bitmeden yeni köprünün bir an önce yapılmasını istedi.

Mağduriyet yaşadıklarını söyleyen vatandaşlar, "Yüzümüze bakan yok. Bizleri görmezden geliyorlar. Hiç kimse gelmiyor. Sesimizi kimse duymuyor. Köprümüzün yapılmasını istiyoruz. Umarız mahalle sakinlerinin sesine yetkililer bir kulak verir ve köprünün yapımına başlanır" dedi.

Görüntü Dökümü
--------------------:

- Köylülerin tepkisinden ve açıklamalarından görüntü

- Köprü yapılması gereken yerden görüntü

Haber-Kamera: TURGUTLU (Manisa), ()

====================================================

9)ELAZIĞ'DA GÜZELLİK MERKEZINI SOYAN HIRSIZ KAMERALARA TAKILDI  

ELAZIĞ'in İzzetpaşa Mahallesi'ndeki bir guzellik merkezine gece giren maskeli bir hırsızı güvenlik kameraları saniye saniye görüntüledi. 

İzzetpasa Mahallesi'nde bir guzellik merkezine gece bahçe duvarından girdiği belirtilen bmaskeli bir kişi yangın merdiveninden çıktığı üçüncü kattaki güzellik merkezinin kapısını açarak girdiği merkezde güvenlik kamerasina yakalandı. Güzellik merkezi içerisinde elinde çanta ile gezen hırsızın kafasında şapka yüzünü gizlemek içinde maske taktiği görüldü. Merkezden çıkan hırsız yangın merdivenlerinden aşağı indikten sonra bahçe duvarına tırmanarak geldiği yerden kayıplara karıştığı görüldü. 

Sabah iş yerine gelen güzellik merkezi çalışanları kapının açık olduğu görmeleri üzerine polise haber verdil. Merkezde yapılan incelemede 10 bin lira para ile antika olduğu belirtilen bazı parçaların çalındığı belirtildi. Polis, maskeli hırsızı yakalamak için geniş kapsamlı bir çalışma başlattı 
Görüntü Dökümü
------------------------------İçeride gezmesi 
Yüzündeki maske elinde çanta 
Diğer katkarin kapılarını kontrol etmesi 
Yangın merdiveninden inmesi 
Duvara tirmanmasi 
Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: ELAZIG, ()-

=====================================================
10)ULUSLARARASI SANAT ÇALIŞTAYI ESERLERİ SERGİSİ AÇILDI

GAZİANTEP Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğini yaptığı 1'inci 'Gaziantep Uluslararası Sanat Çalıştayı' kapsamında 19 sanatçının yaptığı eserlerin yer aldığı sergi açıldı.
Yerli ve yabancı 19 sanatçının yaklaşık bir hafta boyuncu ele aldığı 'Gaziantep' odaklı eserler, Gaziantep Sanat Merkezi'nde vatandaşların beğenisine sunuldu. Serginin açılışı törenine Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Girne Belediye Başkanı Nadai Güngördü, Dışişleri Bakanlığı Gaziantep Temsilcisi Büyükelçi Adnan Keçeci, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Röktörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, sanatçılar ve sanatseverler katıldı.
Törende konuşan Fatma Şahin, böyle bir çalışmayı ilk defa yaptıklarını, ancak ilerleyen yıllarda çok daha büyük kapsamlı yapmak istediklerini söyledi. Gaziantep'i tanıtmak için kente gelen sanatçılara teşekkür eden Şahin, şunları dedi:
"Ülkemiz birçok badireler atlattı. Bizim hızlıca normalleşmemiz ve çocuklarımızı daha iyi bir ortamda büyütmek için sanatı ve kültürü yansıtmamız gerekiyor. Bugün dünyanın en büyük sirklerinden birisini Gaziantep’e getirdik. Sanatın güzel yüzünü kentimizde yaşatmak istiyoruz. Bunun için sanatın ve sanatçının kıymetini bilmemiz gerekiyor. Bizim medeniyetimiz bir kültür medeniyeti. Bunun için medeniyeti ve sanatı en iyi sanatçı ile onların eserleri ile konuşalım istiyoruz. Dünya’nın 8. Gastronomi kenti olduk. Fark yaratmak istiyoruz. Bu şehir odak şehir, öncü şehir, lider şehir. Hem ülkenin hem bölgenin gözbebeği olsun. Bu şehirde konuşulan sanat ile dünyada konuşulan sanat aynı olsun istiyoruz."
Çalıştay koordinatörü ve emay dalındaki sanatçı Cahide Erel ise, 14 yerli 5 yabancı sanatçıdan oluşan çalıştayda Gaziantep’e özgü nesleri en iyi şekilde ortaya koymaya çalıştıklarını belirtti.
Resim, heykel, sulu boya, fotoğraf, seramik, emay, cam, tekstil resim gibi dallarda eserlerin yer aldığı sergi Gaziantep Sanat Merkezi’nde 15 gün boyuncu ücretsiz gezilebilinecek.

Görüntü Dökümü
------------------------------
- Eserlerin sergilenmesi
- Fatma Şahin'in konuşması
- Genel ve detay görüntüler
 Haber-Kamera: GAZİANTEP-)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 52 MB

=====================================================

11)ATLI OKÇULARDAN MUHTEŞEM GÖSTERİ

ERCİYES Üniversitesi (ERÜ) Atçılık ve Binicilik Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından “Türk Atlı Okçuluğu Gösterisiö düzenlendi.
ERÜ Veteriner Fakültesi yanında düzenlenen etkinliğe Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Başkanvekili Prof. Dr. Safa Kapıcıoğlu, ERÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammet Güven, öğretim üyeleri, öğrenciler ve atlı okçular katıldı. Programda açılış konuşması yapan ERÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammet Güven, “Tarihte Türkler atlı okçuluktaki becerilerini savaşçılık, avcılık ve sporculuk gibi alanlardan sosyal alanlara kadar önemli hale getirmiştir. Askeri bayramlarda, dinsel törenlerde gerçekleştirilen çeşitli sportif okçuluk yarışmaları toplumsal hayatta hep var olmuştur. Türklere ait kültür mirası olan atlı okçuluk bir savaş sanatıdır. Bugün ise dünyada birçok branş haline gelen atlı okçulukla ilgili birçok ülkede müsabakalar düzenlenmektedir. Ülkemizde de çok sayıda okçuluk kulübünün olduğunu biliyoruz. 2 bin 500 yıllık kültür hazinesi olan atlı okçuluğu yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak için elimizden gelen çabayı göstermeliyizö ifadelerini kullandı.

YÖK Başkanvekili Prof. Dr. Safa Kapıcıoğlu ise, “(At Türkün kanadıdır) demişler. Gerçekten kanatlanarak pek çok mesafe kat etmiş milletin evlatlarıyız. Üniversitelerde özellikle geleneğimizi, kültürümüzü yaşatan ve onun bilimsel geçmişini temellerini ortaya koyan ve geleceğe taşıyan kurumlar olarak atlı okçuluk etkinliğinin Erciyes Üniversitesi tarafından düzenlenmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Üniversiteler topluma örnek olması gereken kuruluşlardır. Bu açıdan etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ediyorumö şeklinde konuştu.

Yapılan konuşmaların ardından atlı okçular ok atışı yaparak, gösteri alanlarına konulan karpuzları kılıç ile kesti. Törene katılanlar yapılan gösterileri ilgiyle izledi.

Görüntü Dökümü
------------------------
-Atalı okçuların gösterileri

-Protokol konuşmaları

-Genel detay

Haber-Kamera: Olcay DÜZGÜN /KAYSERİ )
DV 1 DOSYA, 4 dakika 33 saniye/ 120 MB