İSTANBUL BÜLTENİ - 3

1- BOĞAZİÇİLİ AKADEMİSYENLER: KHK'NIN İPTALİNİ TALEP EDİYORUZ



Haber: Ezgi ÇAPA Kamera: Yaşar KAÇMAZ/İSTANBUL, ()

Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri, rektör seçimlerini yeniden düzenleyen 85. Maddeyi içeren 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (KHK) iptali talebi ile basın açıklaması yaptı. Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü'nde düzenlenen açıklamaya cübbelerini giyerek katılan öğretim üyelerine öğrenciler de destek verdi.

350'ye yakın öğretim üyesinin katıldığı açıklamayı Boğaziçi Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Buğra okudu. Rektör seçimlerini yeniden düzenleyen KHK ile üniversite yönetiminin siyasi iradenin tasarrufuna bırakıldığını belirten Buğra, şunları söyledi:

"29 Ekim 2016 gecesi çıkarılan 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (KHK) rektör seçimlerini yeniden düzenleyen 85. Maddesi, olağanüstü hal koşullarıyla ilgisiz düzenlemeler önermektedir. Daha önce 18 Ağustos 2016'da TBMM'ye sunulan ve milletvekillerinin tepkisi üzerine hızla geri çekilen bu düzenleme, üniversite yönetimini siyasi iradenin tasarrufuna bırakmaktadır. Demokratik toplumlarda rektörler siyasi irade tarafından belirlenmez. Üniversiteler özerk kurumlardır. Bu özerklik, anayasamız tarafından sınırlı da olsa güvence altına alınmıştır. Ancak son düzenleme, üniversitenin kurumsal özerkliğini hem kamu hem vakıf üniversiteleri için yok etmektedir."

"SEÇİLMİŞ REKTÖRÜN HALA ATANMAMIŞ OLMASI KABUL EDİLEMEZ"

Temmuz ayında düzenlenen rektörlük seçimlerinde mevcut rektör Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu'nun rekor bir oy oranı ile yeniden seçildiğini hatırlatan Buğra, şöyle devam etti: "Boğaziçi Üniversitesi 12 Temmuz 2016 tarihinde öğretim üyelerinin yüzde 90'ının katıldığı bir seçimde, yüzde 86 gibi rekor bir oy oranıyla rektörünü seçmiştir. Seçimlerin öneminin her gün hatırlatıldığı ülkemizde, böylesine net bir seçim sonucunun görmezden gelinerek, seçilmiş rektörün hâlâ atanmamış olması kabul edilemez" şeklinde konuştu.

Buğra konuşmasına şu sözlerle devam etti: "OHAL'in hukuki çerçevesinin dışında kalan yeni rektör belirleme yöntemi ise, ülkenin bilimsel, demokratik ve ekonomik gelişmesine zarar verecek niteliktedir. Özerk üniversitelerin gelişmiş toplumların güvencesi olduğunu hatırlatarak, rektör seçimini düzenleyen KHK'nın iptalini kamu yararı adına talep ediyoruz"

Akademisyenler ve öğrencilerin alkışları eşliğinde biten basın açıklamasının ardından grup dağıldı.

Görüntü Dökümü :

--------

-Akademisyenlerden görüntü

-Ayşe Buğra'nın açıklaması

-Öğrencilerden görüntü

-Alkışlı protestodan görüntü

-Detaylar

01.11.2016 - 15.05 Haber Kodu : 161101122_

==================================

2- SANATÇILARDAN CUMHURİYET GAZETESİNE DESTEK ZİYARETİ

Haber: Özgür ALTUNCU / Kamera: İdris TİFTİKCİ - İstanbul )

Edip Akbayram, Onur Akın, Suavi, Belkıs Akkale, Orhan Aydın, Melike Demirağ ve Bedri Baykam'ın aralarında bulunduğu bir grup sanatçı Cumhuriyet Gazetesi'ne destek ziyaretinde bulundu. Saat 13:00'de gazetenin Şişli'deki Merkezine kol kola yürüyerek gelen sanatçılar, bina önündeki kalabalık tarafından alkışlarla karşılandı.

SANATÇILAR GİRİŞİMİ ADINA AÇIKLAMA

"Sanatçılar Girişimi" adına gazeteyi ziyaret ettiklerini söyleyen Tiyatro sanatçısı Orhan Aydın, 1 Kasım'ın saltanatın kaldırıldığı tarih olduğunu hatırlatarak, "Tam da bugün, kendini bu ülkede herşeyin sorumlusu sayan ülkeyi kurum ve kuruluşlarıyla ele geçirip, kendi geleceğini kurmaya çalışan bir çeteleşmenin başındaki insanın aklına karşı, yan yana gelişimizin, birlikte demokratik özgür bir ülke yaratmak için ortaya kurduğumuz çabalarımızı yükseltmenin zamanıdır" diye konuştu.

BASINI SUSTURARAK BİR YERE VARAN YOK

Cumhuriyet Gazetesi'nin Cumhuriyetle yaşıt olduğunu belirten Ressam Bedri Baykam, "Demokrasinin, laikliğin, Atatürk cumhuriyetinin sesi olmuş bir yayın. Dünyada özgür basını susturarak bir yere varabilmiş, kalıcı olarak istediğini elde edebilmiş hiçbir baskı rejimi olmadı" dedi.

"İSYAN EDİYORUZ"

Ataol Behramoğlu'nun "Dörtlükler" şiirinden bölümler okuyan tiyatro sanatçısı Orhan Kurtuldu ise, "Demokrasiyi çiğneyenlere isyan ediyoruz. Cumhuriyetin kurallarını uymayanlara isyan ediyoruz" şeklinde konuştu.

"DİKTATÖR YENİK DÜŞERSE AYAĞA KALKAMAYACAKTIR"

Bir süredir muhalif yayın organının susturulduğunu söyleyen ve sıranın Cumhuriyet Gazetesine geldiğini belirten Suavi de, "Fidel Castro'nun şu söylemi, süreci net olarak tanımlıyor; Bizler mücadelede yenik düşebiliriz, Ancak yeniden ayağa kalkarak deneme hakkımızı kullanırız. Ancak bir diktatör yenik düşerse, bir daha kesinlikle ayağa kalkamayacaktır. Farklılıklarımızı zenginlik kabul ederek yan yana gelmemizin, bu gidişe dur dememizin yolu, demokratik haklarımızı yeniden kullanma kültüründen geçmektedir" diye konuştu.

BİRGÜN GELECEK ŞARKISINI SÖYLEDİ

Melike Demirağ da birgün gelecek şarkısını söyleyerek, "Dünyanın Türkiye'nin barışta, huzurda kardeşlikte yaşama umuduyla buradayız "dedi.

"BİR YAZAR BİLE ÖZGÜR DEĞİLSE BÜTÜN YAZARLAR TUTSAKTIR"

Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Mustafa Köz de sanatçılarla birlikte açıklama yapan isimler arasındaydı. Köz, " Bir yazar bile özgür değilse bu yer yüzünün bütün yazarları tutsaktır" diye konuştu.

"MİKROSKOPLA ARASALAR DA BİRŞEY BULAMAZLAR"

Bugün Şehir Tiyatrolarındaki görevinden uzaklaştırmasının resmi belgesinin kendisine verileceğini söyleyen Tiyatro Yönetmeni Ragıp Yavuz da, " Biz bunları yaşarken, bazı muhabbetler oluyor. Duyuyoruz, 'Yahu o arkadaşın birşeyi var mıydı'.Arkadaşlar, hiçbirimizin hiç birşeyi yok. Onurumuzla üretim yapmaya çalışıyoruz. Laikliğe, Cumhuriyete, Demokrasiye, Barışa sahip çıkmaya çalışıyoruz. Hiçbirimizin birşeyi yok. Mikroskopla arasalar da birşey bulamazlar" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

------------

- Sanatçıların gazeteye gelişleri

- Alkışlarla karşılanmaları

- Yapılan konuşmalar (Haberdeki sırasıyla)

- Detaylar

01.11.2016 - 15.07 Haber Kodu : 161101123_

========================

3- ROMA PARKI'NDA KAZI HAREKETLİLİĞİ

Haber-Kamera: İhsan YALÇIN / İstanbul

Beyoğlu'nda Roma Parkı'nın üst kısmında yapımına başlanan ve geçtiğimiz hafta kepçeli kazı çalışmaları sırasında yüzeyinde tarihi kalıntılar bulunan sosyal tesis inşaatı, çevre sakinlerinin başvurusu sonucu Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun kararıyla durduruldu. Kurul, kazı çalışmalarının İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü denetiminde yapılmasına karar verdi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 21 Ekim'de Cihangir Kılıçalipaşa Mahallesi Roma Parkı'nın üst kısmında 'Cihangir Sosyal Tesis' inşaatı çalışmaları başlatıldı. Kazı çalışmaları sırasında park sınırında bir hafta önce arkeolojik kalıntılara rastlandı; kazı çalışmalarına bir süre ara verildi.

Mahalle sakinleri ile çevre örgütleri de alanda arkeolojik kalıntılar bulunması üzerine, Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul 1 Numaralı Yenileme Alanları Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'na başvuruda bulundu. Kurul tarafından 27 Ekim Perşembe günü yapılan toplantının ardından, uygulama projesi doğrultusunda yapılan temel hafriyat çalışmalarının İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü denetiminde devam edilmesine, çalışmalar sonucunda arkeolojik kazı raporunun hazırlanarak kurula iletilmesine, iletilecek kazı raporu doğrultusunda proje uygulamasının devam edilip edilmeyeceğinin değerlendirilmesine karar verildi.

Ancak bugün sabah erken saatlerde iş makinelerinin parkta, Arkeoloji Müzesi yetkilileri olmadan çalışma yaptığını gören mahalle sakinleri, kararı müteahit firma ve alanda önlem alan emniyet yektililerine göstererek çalışmaların durdurulmasını istedi. Kararın yetkililere sunulması sonrasında da çalışmalar durduruldu. Çok sayıda hafriyat kamyonu bölgeden ayrıldı.

"ARKEOLOG VE MÜZE DENETİMİ OLMASI GEREKİYOR"

Çalışmaların uygun yöntemlerle yapılmadığını belirten mahalle sakinlerinden Beyoğlu Kent Savunması üyesi Deniz Özgür,

"10 gündür bu inşaatla mücadele ediyoruz. Biz buraya sosyal tesis inşaatı yapılmasını istemiyoruz. Bunun çeşitli gerekçeleri var. Burası bütünüyle bir arkeolojik potansiyel barındırıyor. Sınırında da bu kazılar neticesinde bir arkeolojik potansiyel olduğu anlaşıldı. Burada çalışmalar sırasında sarnıç parçaları ve Osmanlı seramikleri bulundu. Bunun üzerine 27 Ekim günü müze denetiminde kazı kararı çıkarıldı. Fakat karar belediyeye ulaşmadığı için bugün firma çalışmalarına devam etti. Hiçbir arkeolog ve müze denetimi olmadan çalışma yaptılar. Burada bir arkeolog ve müze denetimi olması gerekiyor. Buradakiler doğrudan kepçelerle çalışma yaptılar. Bugün müze ve belediyeyi aradık. Kararı da yetkililere gösterdik ve çalışmalar sonlandırıldı" dedi.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

-Yapılan kazı çalışmaları

-Nöbet tutan mahalleli

-Önlem alan çevik kuvvet polisleri

-Kararın yetkililere gösterilmesi

-Çalışmaların durdurulması

-Hafriyat kamyonlarının bölgeden ayrılması

-Deniz Özgür ile röp.

-Kazılarda bulunan tarihi eser kalıntılarının fotoğrafları

-Genel ve detaylar

01.11.2016 - 14.34 Haber Kodu : 161101113

===================================

4- YAKAN EPİLASYON MAHKEMELİK OLDU

* Bakırköy'de bir güzellik merkezinde yapılan epilasyon müşterinin bacağında ikinci derecede yanık oluşturduğu gerekçesiyle merkezin yetkilisi ve çalışanının 6'şar yıla kadar hapis istemiyle yargılanmalarına başlandı.

* İlk duruşmada savunmasını yapan sanık estetiysen Yağmur T. daha önce kimseyi yakmadığını belirterek "Bu jiletten dolayı bacağın tahriş olmasından da meydana gelmiş olabilir, cihazın çalışarak ısınmasından da olabilir" dedi.

Haber: Serpil KIRKESER / İstanbul

Bakırköy'de bir güzellik merkezinde yapılan epilasyon müşterinin bacağında ikinci derecede yanık oluşturduğu gerekçesiyle merkezin yetkilisi ve çalışanın 6'şar yıla kadar hapis istemiyle yargılanmalarına başlandı.

İLK DURUŞMA GÖRÜLDÜ

Bakırköy Adalet Sarayı'nda bulunan 31. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmada tutuksuz sanık Yağmur T. İle şikayetçi Leyla Ö. hazır bulundu.

"BENİM TEDBİRSİZ BİR HAREKETİM YOKTUR"

Sanık Yağmur T. savunmasında güzellik merkezinde estetiysen olarak çalıştığını ve lazer epilasyon üzerine kurs aldığını söyleyerek, " IPL cihazını kullanma hususunda kurs bitirme belgem vardır, şikayetçi müşterimiz beş kez salona gelmişti. Ben de ara ara epilasyon işlemi yaptım. Olay günü şikayetçinin sağ bacağında IPL cihazı ile işlem yaparken bacağında yanık oluştu. Ben bacağının ön yüzünün tamamını çalıştım, arka yüzüne döndüğümde bu olay meydana geldi. Benim tedbirsiz hareketim yoktur. Bu jiletten dolayı bacağın tahriş olmasından da meydana gelmiş olabilir, cihazın çalışarak ısınmasından dolayı da meydana gelmiş olabilir. Benim tıbbi bir eğitimim yoktur sadece bu konuda kurs aldım, benim çalıştığım dönemde güzellik salonunda doktor çalışmıyordu. Ben bu olaydan sonra işten ayrıldım. Ben 8 yıldır IPL cihazı kullanmaktayım" dedi.

"ZARARIMI KARŞILARLARSA ŞİKAYETTEN VAZGEÇERİM"

Şikayetçi Leyla Ö. de "Güzellik salonunda lazer epilasyon işlemi yaptırıyordum. Oraya dördüncü kez gittiğimde bu olay meydana geldi. Lazer işlemini cihaz ile sanık Yağmur T. yapmaktaydı. Bu işlemi yaparken canımın çok acıdığını kendisine söyledim. Ancak olabileceğini söylediler. Uyarmama rağmen devam etti. Acıya dayanamayıp kalktığımda bacağımın kızarmış olduğunu gördüm. Tahriş olan yere krem sürdüler ve 'Geçer' dediler. Ancak eve gittiğimde su topladığını gördüm. Doktora gittim, 'İkinci derece yanık' dedi. Ben bacağımda bu işlemi meydana getiren sanıklardan şikayetçiyim. 5 bin TL zararımı karşılarlarsa şikayetimden vazgeçerim, davaya da katılmak istiyorum" diye konuştu.

DURUŞMA ERTELENDİ

Şikayetçinin suçtan zarar görmesi ihtimaline binaen duruşmaya taraf olarak katılmasına karar veren mahkeme, diğer sanık Fatma İ.'nin savunmasını alınması için duruşmayı aralık ayına erteledi.



İDDİANAME

İddianameye göre olay şöyle oldu: Leyla Ö. lazer epilasyon yaptırmak için güzellik merkezine gitti, epilasyon konusunda anlaşma yaptı. Şüpheli Yağmur T. IPL cihazı ile şikayetçiye lazer işlemi yaptı. Şikayetçi Leyla Ö.'nün bacağında ikinci derecede yanık meydana geldi. IPL cihazının bir doktor tarafından kullanılması gerektiği belirtilen iddianamede, iş yeri yetkilisi olan şüpheli Fatma İ.'nin de doktorun kullanması gereken cihazı bu yetkisi olan çalışanlarına kullandırmak suretiyle atılı suçu işlediği öne sürüldü.

Şüphelilerin "Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak" ve "1219 sayılı kanuna aykırılık" suçlarından 2 yıl 3'er aydan 6'şar yıla kadar hapsi isteniyor.

=================================

5- WWF TÜRKİYE'DEN BALIK TÜRLERİNİ KORUMAK İÇİN "HANGİ BALIK" REHBERİ



Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA / İstanbul

WWF-Türkiye (Dünya Doğayı Koruma Vakfı), azalan balık stokları ve sürdürülebilir balıkçılığa dikkat çekmek için "Hangi Balık" başlıklı bir rehber hazırladı.

Belirli balık türleri dışında, farklı balıklarım tüketilmesinin dikkat çekildiği rehberde, balık türleri tanıtılırken, balık yemekleri tarifleriyle tüketicilere yiyecekleri balıkları seçerken özen göstermeye çağırılıyor.

WWF Türkiye, "Hangi Balık" rehberini tanıtım toplantısına WWF Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak, WWF Türkiye Doğa Koruma Yönetmeni Ayşe Oruç ve WWF Türkiye İletişim Müdürü Özgür Gürbüz katıldı.

"WWF'IN 12 FARKLI ÜLKEDEKİ OFİSİ TARAFINDAN HAZIRLANDI"

Rehberin tanıtım toplantısında bir konuşma yapan WWF Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak, "Mini deniz ürünleri rehberi WWF'in 12 farklı ülkedeki ofisi tarafından hazırlandı. Bu rehberimizle dünyadaki deniz stoklarının ne kadar tükendiğine, nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuza dikkat çekmek istiyoruz. Diğer taraftan da tüketiciye bir mesaj vermek, hangi balığı tüketmesinin daha doğru olacağına dikkat çekmek istiyoruz" dedi.

"HEP BİRLİKTE ÇÖZÜME KATKI SAĞLAYABİLİRİZ"

WWF Türkiye Doğa Koruma Yönetmeni Ayşe Oruç da toplantida yaptığı konuşmasında, "Balıkçılık stoklarını korunması sadece hükümetlerin ya da devlet kurumlarının yapmasa gereken bir şey değil. Hep birlikte çözüme katkı sağlayabiliriz. Aslında çok zor değil. Biraz daha bilinçlenerek 4 mevsimde, doğru av araçlarıyla avlanmış, doğru türleri tüketmeyi tercih edebilir. Bunları öğrenmemiz için bu kitapçık gibi artık Türkiye'de yerini almaya başlamış ve Türkçeye çevrilmiş yayınlar var. Küçük ölçekli balıkçılık faaliyetlerini desteklemeliyiz. Endüstriyel balıkçılık tabiî ki de ekonomi için önemli. Ancak yerel balıkçılık önemli. Yerel balıkçılığı destekleyerek sürdürülebilirliği sağlamalıyız" diye açıkladı.

"İNSANLAR BİRÇOK BALIĞI ÇOK ÖNEMSEMİYOR"

WWF Türkiye İletişim Müdürü Özgür Gürbüz de toplantıda, "İnsanlar birçok balığı çok önemsemiyorlar. Halbuki, bu kitapçık ünlü şeflerin tarifleriyle bu balıkların ne kadar leziz olabileceklerini gösteriyor. Çeşitliliği ön plana çıkarıyoruz. Karadeniz'e yakın bir yerde doğdum büyüdüm, hamsiden başka bir şey yemezdik küçükken. Ama çok çeşitli balık yerseniz türlerin korunmasına da yardımcı olursunuz. Bir türü devamlı tüketmek yerine başka balıkları da yiyebilirsiniz" diye konuştu.

Tüketiciler rehbere WWF Türkiye internet sitesi 'www.wwf.org.tr' adresinden ulaşabilecek. Basın toplantısın ardından, İtalyan yemek şefi Claudio Chinali mezgitli bir yemek hazırladı.

Görüntü Dökümü:

-------------------

- Baştak'ın açıklamaları

- Oruç'un açıklamaları

- Gürbüz'ün açıklamaları

- İtalyan şefin yemek yapması

- Genel ve detay görüntüler