MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yargıtay’ın Balyoz Planı davası kararına ilişkin, “Başbakan Erdoğan’ın 30 Eylül’de ilan ettiği PKK paketinden kısa bir süre sonra, ömrünü terörün bitirilmesine adayan değerli komutanlara verilen cezaların onaylanması çok manidar bir rastlantı olarak not edilmelidir” açıklamasında bulundu.

Bahçeli, karara ilişkin yaptığı yazılı açıklamasında şunları kaydetti:
“İstanbul Milletvekilimiz Sayın Engin Alan başta olmak üzere, terörle mücadelede eşsiz kahramanlık ve başarılar gösteren saygın isimlere yargı kanalıyla uygulanan karartma kampanyasının ve darbeci suçlamasının hukukun objektifliğine hasar verdiği ortadadır.

BÜYÜK KAYIP VE HANDİKAP

Bilindiği üzere, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararını 7 Ocak 2013’de açıklamıştır. Bu aşamadan sonra sırayı Yargıtay aşaması almıştır. Nihayetinde Yargıtay 9. Ceza Dairesi yapılan müracaatları değerlendirmiş ve ulaştığı kararları açıklamıştır. Bu kapsamda aralarında İstanbul Milletvekilimiz Sayın Engin Alan’ın da yer aldığı 237 kişinin cezaları onanmakla kalmayıp, haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik de teyit edilmiştir. Ayrıca Yargıtay 9.Ceza Dairesi, 88 kişinin mahkumiyet kararını bozmuş, daha önce verilen beraat kararlarını onaylamıştır.

İNTİKAM FIRSATÇILARINA DESTEK

Baskı, telkin ve yönlendirme altında verilen mahkeme kararlarının Yargıtay nezdinde düzeltilmemesi milletimiz adına büyük bir kayıp ve handikaptır. Gerçek suçlular, bölücü hainler, yolsuzluğa batanlar ve çeteler her yeri kaplamışken siyasi dürtü ve emellerle hareket eden yargının TSK’dan intikam almak için sıraya giren fırsatçılara destek vermesi tarifi olmayan bir yanlıştır.

HUKUK SESSİZ

Her ne hikmetse milli ve manevi değerlere yönelik hakaretlere, Türklüğe yapılan saldırılara, hayat ve varlık haklarımıza karşı işlenen rezil suçlara hukuk sessiz, hukuk insanları hareketsizdir. İktidarın gölge ve güdümünde kalmış vicdanlarıyla sözde darbe davalarını Türk askeriyle hesaplaşmaya çevirenler, aldıkları talimatla cezaevlerini masumlarla dolduranlar elbette bu vebalin altından kalkamayacaklardır. Ayrıca iktidarın dayatma ve tavsiyelerine müsait hale gelen bir yargı anlayışıyla milli birlik ve huzurun sağlanması, sosyal barış ve uyumun korunması düşünülemeyecektir.”