ADD Eyüp Şubesi Eyüp Yunus Gösteri Merkezi'nde ADD üyeleri için kahvaltı programı düzenlendi.
Kahvaltıya programına ADD İstanbul Şube'lerinin yanı sıra, Emekli Tuğamiral Türker Ertürk, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Danışmanı Mithat Ali Kabaali, CHP İl saymanı Mehmet Diribaş,CHP İl Başkan Yardımcısı Gülizar Emecan, CHP Eyüp ilçe meclis üyesi Güler Işık Cevahir, Giresun Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Reşat Dandin, KKTC İşbirliği Cemiyeti adına Ruşat Aydoğan, Prof. Dr. İlknur Güntürkün Kalıpçı, ADD Kağıthane Kurucu Şube Başkanı Kamer Doğan, Emekli Hakim İrfan Aydın, Çağdaş Erzurum Hınıs Teliman Köy Dernekleri Federasyonu Yönetimi adına Metin Uzun CHP Sarıyer Belediye Başkan Adayı Cengiz Alp ve çok sayıda kişi katıldı.

Kahvaltı Öncesinde okunan istiklal marşı sonrasında, kısa bir konuşma yapan ADD Eyüp Şube Başkanı Asiye Hayta, katılımcılara teşekkür etti. Hayta,yeni devraldığı şube başkanlığını uygarlık ve çağdaşlaşma felsefesiyle yürüteceğini belitti

Kahvaltı programında konuşan EmekliTuğ General Türker Ertürk Türkiye’nin çok değerli bir coğrafyaya sahip olduğunu, buna rağmen yeterince değerinin anlaşılmadığının vurgulayarak sözlerine şunları söyledi, ”Cumhuriyetin Yılı kutlamak üzereyken ne yazık ki ülkemiz bölünme sürecinde. Parçalanma sürecinde. Ortaçağ karanlığına sürüklenmekte. Ülkede iç savaş çağrıları, ayaklanma çağrıları yapılıyor. Bir ülkede laiklik yoksa orada ahlakta yoktur. Laiklik bir güvenlik konseptidir. Laikliğin olmadığı yerde güvence yoktur. Orada barış, huzur yoktur, birbirini katleder. İnsanlara Müslümanlık nedir desek, herkes için farklı bir bakış açısı vardır. Referans kaynağımız Laiklik olmalıdır. Laiklik emperyalizme karşı bir kalkandır dedi.

ADD Eyüp Şubesi Başkanı Asiye Hayta'nın konuşmasının tam metni:

ATATÜRK’ÜN FİKİR HAYATI, ATATÜRK’ÜN DÜŞÜNCE YAPISI

Mustafa Kemal, olaylara ve geleceğe ait görüşleri ile her alanda düşünceleri olan büyük bir fikir adamı idi. Değişik konulardaki görüş ve düşüncelerini kafasında oluştururken olaylardan ve okuduğu tarih kitaplarından yararlandı. Bütün hayatı boyunca okumayı ve
Okuduklarını değerlendirmeyi ihmal etmedi.

Mustafa Kemal, düşüncelerini şanlı Türk tarihini inceleyerek oluşturmuştur. Türk tarihini okurken yalnız Osmanlı ve Selçuklu dönemiyle sınırlı olarak değil, çok daha gerilere giderek dünya tarihi çerçevesinde inceledi. Mustafa Kemal, fikirlerini akla ve bilime dayandırmıştır. Mustafa Kemal'in, devlet, millet ve insanlık idealine ait düşünceleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin milli politikasını belirlemiştir.

Görüldüğü gibi Atatürk'ün en belirgin özelliklerinden biri fikir adamı olduğu kadar, fikirlerini uygulayan bir aksiyon insanı olması idi. Fikir ve düşünceleri “Atatürkçü Düşünce Sistemi”ni oluşturdu. İnandığı bu düşüncelerini uygulayarak yepyeni bir devlet ve toplum meydana getirdi.

Atatürk, Türk Milletine, çağdaş uygarlık düzeyine erişmeyi, hatta bu düzeyi aşmayı amaç olarak göstermiştir. Çünkü o, Türk toplumunda çağdaşlaşmayı, her şeyden önce bir "yaşam davası", bir "var olma mücadelesi" kabul ediyordu. Atatürk, "büyük davamız en uygar ve en refaha kavuşmuş millet olarak varlığımızı yükseltmektir" diyor ve bu hususu "Türk Milletinin dinamik ideali" olarak gösteriyordu.
Onun içindir ki Büyük Önder'in, hemen bütün konuşmalarında uygarlık ve çağdaşlaşma üzerinde önemle ve ısrarla durduğu görülür.


Bir ülkenin, bir milletin çağdaş olup olmadığı, yaşadığı zamanın uygarlık düzeyine yakınlığı, bu uygarlık alanına dahil oluşu ile ölçülür. Atatürk'ün "memleketler çeşitlidir; fakat uygarlık birdir ve bir milletin ilerlemesi için de bu tek uygarlığa katılması gerekir."


Mustafa Kemal’de en güçlü sevgi, hiç şüphesiz, vatan ve millet sevgisidir. Ondaki özgürlük ve bağımsızlık aşkını yaratan da yaşatan da bu sevgidir

Atatürkçü düşüncede en önemli unsur insandır. İnsan, Atatürk ilke ve inkılâplarının güç kaynağıdır, insansız bir topluluk ve millet düşünmek mümkün değildir. Bu durumda ne bir düzen, ne bir yönetim, ne de bir uygarlık söz konusu olabilir. Bilim, insan aklı ve zekâsı ile gelişir. “Her şeyin kaynağı insan zekâsıdır”

Atatürk’te eşine çok az rastlanan bir görev aşkı vardır. Ondaki sevgiden kaynaklanan bu aşk O’nu, yurt ve millet sevgisinin doruğuna ulaştırmıştır. Bu sevgi karşılıksız da kalmamıştır. Belki de hiç bir lider, milleti tarafından bu kadar sevilmemiştir. Bu sevgi ise, O’na, daima en büyük güç ve destek olmuştur.

Atatürk: “Hayatımın bütün devrelerinde olduğu gibi son zamanların buhranları ve felâketleri arasında da bir dakika geçmemiştir ki her türlü huzur ve istirahatimi, her nevî şahsî duygularımı milletin kurtuluşu ve mutluluğu adına feda etmekten zevk duymayayım. Gerek askerî hayatımın ve gerek siyasî hayatımın bütün devir ve bölümlerini işgal eden mücadelelerimde daima hareket prensibim, millî iradeye dayanarak milletin ve vatanın muhtaç olduğu gayelere yürümek olmuştur.

Bütün bunlar Atatürk’teki insanî duygu ve düşüncenin büyüklüğünü ve erişilmezliğini vurgulamaktadır. O, her şeye insanla, insanlıkla başlar.
Toplum ve millet kademesine sevgi yoluyla ulaşır. Bu sevgi ile insanları, insanlığı, milletleri birbirine bağlamak inancı ve amacını taşır. Bu sebeple, “Yurtta sulh, cihanda sulh” isteği, bu sevgi felsefesinin en huzur verici ve en güvenilir ifadesidir.

‘Temel ilke, Türk milletinin kişilikli ve onurlu bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla gerçekleştirilebilir. Ne kadar rahat ve bolluk içinde olursa olsun, bağımsızlığından yoksun bir millet, uygar insanlık dünyası karşısında uşak olmaktan davranışa layık görülmez.

Türk’ün saygınlığı, gururu ve yeteneğiçok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet, tutsak yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!

O halde, ya bağımsızlık, ya ölüm!’


Atatürk İlkeleri, başlangıcından beri Türk Devrimi içinden doğmuş ve onun uygulamalarına yön vermiştir. Atatürkçülük konularını araştıran bilim insanları bu ilkeleri Temel İlkeler ve Bütünleyici İlkeler olarak iki başlıkta toplarlar.
Bu ilkeler, Atatürk'ün devlet anlayışına hakim olan ulus devlet, tam bağımsızlık, ulusalegemenlik ve çağdaşlaşma hedefinden kaynaklanmaktadır.
“Devrimin amacını kavramış olanlar sürekli olarak onu koruma gücüne sahip olacaklardır.”
Mustafa Kemal ATATÜRK
ADD EYÜP ŞB. ASİYE HAYTA