AB Bakanı Ömer Çelik, AKPM'nin Türkiye'yi siyasi denetime alma kararına ilişkin, "O kadar şaşırtıcı şeyler var ki işkencenin Türkiye'de olduğundan, Çin'den daha fazla tutuklu gazeteci olduğundan, Türkiye'de tek adamlık rejimi olduğundan şimdiye kadar duyduğumuz tek yönlü kara propagandaların orada maalesef tartışma gündemi olması çok üzücü. Türkiye gibi büyük bir ülke değerlendirilirken bu derece bir  katılım ile bu konunun ele alınması da son derece yanlış. Adil olmayan haksız, yanlış bir karar. Alınan karar ile Türkiye gerçekliğinin bir ilgisi yok. Türk demokrasisine karşı hakkaniyetli olamayan  bir yaklaşım ürettiler. Ülkemize karşı sorumluluklarını yerine getirmek yerine, dışlayıcı bir tutum sergilediklerini  gösteriyor. AP, AKPM için de tarihi bir hatadır" dedi. 

AB Bakanı Ömer Çelik, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin (AKPM) Türkiye'yi siyasi denetime alma kararına ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Tartışmaların hiçbiri Türkiye'nin gerçekleri ile örtüşmüyor. O kadar şaşırtıcı şeyler var ki işkencenin Türkiye'de olduğundan, Çin'den daha fazla tutuklu gazeteci olduğundan, Türkiye'de tek adamlık rejimi olduğundan şimdiye kadar duyduğumuz tek yönlü kara propagandaların orada maalesef tartışma gündemi olması çok üzücü. 

ADİL OLMAYAN HAKSIZ, YANLIŞ BİR KARAR

Bu karar alınırken doğru değerlendirmeler de yapıldı. Türkiye'nin orada dostları da var. Türkiye'nin Avrupa'nın ir parçası olduğunu şimdiye kadar Avrupa'nın gelişmesine, şekillenmesine büyük katkıları olduğunu söyleyen üyeler de oldu. Şaşırtıcı olan bir şey de şu; AKPM gibi bir kurulda bu üyelerin yarısının katıldığı bir toplantıda bu karar alınıyor. Türkiye gibi büyük bir ülke değerlendirilirken bu derece bir  katılım ile bu konunun ele alınması da son derece yanlış. Adil olmayan haksız, yanlış bir karar. Alınan karar ile Türkiye gerçekliğinin bir ilgisi yok. Son derece yanlış buluyoruz." 

"TÜRK DEMOKRASİSİNE KARŞI HAKKANİYETLİ OLAMAYAN  BİR YAKLAŞIM ÜRETTİLER" 

Çelik, "Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişiminden sonra en doğru değerlendirmelerden bir tanesini Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Jagland yaptı.  'Bu darbe girişimi bir Avrupa ülkesinde, Avrupa demokrasisine karşı olmuştur' diye. Arkasından Türkiye, bütün dünyanın vicdanını temsil eden bir İnsan hakları sahiplenmesi içinde 3.2 milyon mülteciyi barındırıyor. Burada PKK, DEAŞ terör örgütü, PYD gibi pek çok terör örgütü ile mücadele ediyor kendi güvenliğini sağlamak için bu aynı zamanda Avrupa'nın da güvenliğini sağlıyor. Böyle bir ülkenin takdir edilmesi, teşekkür edilmesi lazımdı. Türkiye ile nasıl bir dayanışma içerisinde olabiliriz denmesi gerekirdi. Kısır döngü. Türk demokrasisine karşı hakkaniyetli olamayan  bir yaklaşım ürettiler" diye konuştu. 

"BEKLENTİMİZ ŞU; SAYIN JAGLAND'IN YAKLAŞIMINA UYGUN BİR ŞEKİLDE DOĞRU İŞBİRLİĞİ MEKANİZMALARI ÜRETMELERİDİR" 

Mülteci anlaşmasına ilişkin bir soruya Çelik şu yanıtı verdi:  "Burada iki tane konu var. Türkiye bu insani sorumluluğunu yerine getirmeye devam ediyor. Biz Ege'de onlar bu insani sorumluluklarını yerine getirmezlerse Ege'de bu işbirliği mekanizmasını zayıflatırız dediğimizde insan hayatı ile ilgili bir şantaj içinde bulunmuyoruz. Tam tersine insan hayatı ile  ilgili Türkiye olarak 3 milyon mülteciyi barındırarak bütün  dünyanın gözü önünde bu vicdani sorumluluğu temsil ediyoruz. Beklentimiz şu; sayın Jagland'ın yaklaşımına uygun bir şekilde doğru işbirliği mekanizmaları üretmeleridir. Türkiye gibi güçlü bir demokrasiyi bu kadar terör örgütü ile mücadele ederken bu kurumlar AP, AKPM olsun bunlar demokrasiye sahip çıkması gereken, politik kurumlar. Bunların politik işbirliği üretmesi lazım. Bunun yerine sadece tink tak kuruluşu gibi  dışlayıcı, ötekileştirici bir takım politika üretmeleri kimsenin faydasına olmaz. 

AP, AKPM İÇİN DE TARİHİ BİR HATADIR

Bu kadar zor koşullarda özgürlük, güvenlik dengesini güçlü bir şekilde koruyan bir ülke ile dayanışma üretilmesi gerekirdi. Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadelede güçlü bir dayanışma gösterilmesi gerekirdi. İnsan hakları konusunda bu kadar mülteci barındırarak bütün dünyanın yapamadığını yapan bir ülkeye çok daha yüksek bir sesle teşekkür edilmesi gerekirdi. Şimdi yapılan şeyler, bu zor koşullardan demokrasimize, ülkemize karşı sorumluluklarını yerine getirmek yerine, dışlayıcı bir tutum sergilediklerini  gösteriyor. AP, AKPM için de tarihi bir hatadır. "