Ergenekon davasında ifade veren gizli tanık Kıskaç, hep davanın tutuklu sanığı Veli Küçük'le alakalı iddialardan bahsedildiğini belirterek, "O zamanlar Veli Küçük daha çok küçüktü. Ben onların büyüklerini anlatacağım." dedi. Elazığ'da JİTEM'de görev yaptığını belirten Kıskaç, dava sanıklarından Mehmet Fikri Karadağ'ın hatası ile 11 arkadaşının şehit olduğunu anlattı. Elazığ Alay Komutanı Albay Teoman Barutçu'nun da Bingöl'de 33 askerin kurşuna dizilmesinden sorumlu olduğunu anlatan Kıskaç'ın ses tonunun ağlamaklı olduğu duyuldu.

    İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon ana davasında gizli tanık Poyraz’ın ifadelerinin tamamlanması ardından başka bir gizli tanığın dinlenmesine geçildi.

    Ancak Poyraz'ın yüzü ve sesinin bozulmadan orjinal haliyle duruşma salonuna yansıtılması nedeniyle görüntü ve ses sistemlerinin yeni gizli tanık için hazırlanması amacıyla duruşmaya 15 dakika ara verildi. Daha sonra da Gizli tanık Kıskaç, ifade vermeye başladı. Ses ve görüntüsü mozaiklenerek duruşma salonuna yansıtılan Kıskaç, “Bugün burada birileri beni dinliyor. Ben burada olmayanların da isimlerini vereceğim. İddialarda Veli Küçük'ün ismi geçiyor. O dönem Veli Küçük çok küçük biriydi. Asıl ondan büyükleri var. Onların hepsini açıklayacağım.” diye konuştu.

    Elazığ İl Jandarma Alay Komutanlığı'nda Binbaşı Mahmut Şahin’in postası olduğunu söyleyen Kıskaç, 19 yaşından beri 24 yıldır vatana ihanet edenlere kaşı mücadele verdiğini, 20 yıldır başında kefenle dolaştığını söyledi.

    1993 yılında JİTEM'e alındığını belirten Kıskaç, 1993 ve 94 yıllarında JİTEM adına Doğu ve Güneydoğu’da katıldığı operasyonları anlattı. Halen Ergenekon davası tutuklu sanığı olan emekli Albay Fikri Karadağ’ın o dönemlerde çıkılan bir operasyonda komutanlarından birinin olduğunu belirterek, “Karadağ bize yardım göndermediği için 11 askerimiz şehit oldu. Parçalanmış cesetleri taşıdım. Koordinat vermemize rağmen teröristlere bir havan dahi atmamışlardır. 18 yıldır bunların hesabını sormayı bekledim.” şeklinde konuştu. Gizli tanık Kıskaç'ın, bu sözleri söylerken sesinin titrediği ve ağlamaklı olduğu duyuldu.

    "33 ASKERİN ŞEHİT EDİLMESİ ALBAY TEOMAN BARUTÇU'NUN HATASIYDI"

    1990’lı yılların başında Elazığ Jandarma Alay Komutanı olan Albay Teoman Barutçu ile birlikte çalıştığını kaydeden Kıskaç, Bingöl’de 33 askerin kuruşuna dizilmesi hadisesinin de Albay Bartçu’nun hatası olduğunu ileri sürdü. Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ı çok iyi tanıdığını aktaran Kıskaç, “O dönem lakabı Hacı değildi, Yüzbaşı diye bilirdik biz. JİTEM merkezi Diyarbakır’dı. Elazığ Jandarma Tabur Komutanlığı altında sorgu odaları vardı. Sorgulara Yeşil de katılırdı. Yeşil Zazaca bilirdi, Kürtçe bilmezdi. Kürtçe bildiğim için soruşturmalara ben de katılırdım. Buradaki sorgularda insanların tırnakları sökülür, saçları pense ile çekilirdi. Kanlar içerisinde kalırlardı. Mahmut Yıldırım ve öldürülen Binbaşı Cem Ersever birlikte çalışırdı.” dedi.

    Kıskaç ayrıca Elazığ’da JİTEM binasının girişinde “Ne gördüysen, Ne duyduysan, ne olduysa, sen neysen hepsi burada kalsın.” yazdığını ifade etti.

    Bu ülkede 7 bin askerin şehit düştüğünü söyleyen gizli tanık Kıskaç, "Ölenlerin içinde hiç topçu, popçu, zengin, general çocuğu var mı? Ölüm sadece bize mi kader. Onlar ölümü bize kader yapmışlar." ifadesini kullandı.

    Tanığın bu sözleri üzerine İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek usule ilişkin söz almak istediğini söyledi. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, gizli tanığın ifadesinin bölünemeyeceğinin de usulde belirtildiğini söyleyerek sanık Perinçek'e söz vermedi. Perinçek ise gizli tanığın anlattıklarının davayla bir ilgisi olmadığını belirterek, "Türk ordusuna psikolojik savaş yapılıyor. Psikolojik savaş merkezi mi burası? Tanığın anlattıklarının suçla ilgisi yok." diyerek tepki gösterdi. Hâkim Özese de "Mahkeme psikolojik harekât yapmaz." dedi.

    Bu sözler üzerine gizli tanık Kıskaç ise "Ben bunları yaşarken sen orada değildin Doğu Perinçek." ifadelerini kullandı.

    Bazı sanıklar ve avukatların da Kıskaç'ın davada iddia edilen suçlamalara ilişkin konuşmadığını iddia ederek mahkeme başkanına itirazda bulundukları gözlendi.

    Gizli tanık Kıskaç'ın, "Buraya kadar anlattıklarımın ardından dava konusu olan olaylara geçeceğim." açıklamasından sonra saat 18.00'de duruşmanın 27 Ocak 2012 tarihine (yarına) ertelendiği açıklandı. Yarınki duruşmada sanıklar ile avukatların taleplerinin alınması bekleniyor.