Öğrencilerime yıllardır söylediğim bir söz vardır; En güçlü insan kendine söz geçirebilendir. İnsan duygularının çok etkisinde olarak davranışlarını düzenler. Ancak egosunu yenebilen
kişiler duygularının farkında olarak davranışlarını duygularının esiri olmadan yönlendirebilir.
Eğitim bu nedenle önemlidir; duygularımızın farkında olmak, duygularını kontrol edebilmek, davranışlarını duygularının esiri yapmamak için eğitim alırız.
Ancak görüyoruz ki yıllarca okul hayatı olmuş, onca diploma vs. almış, makam mevki sahibi olmuş insanlar gerçekte eğitimden hiç nasibini almamış. Davranışlarında, sözlerinde ortaya
dökülen çirkin yüksek ego ve tiksindirici üstünlük tavrı anlatır bize ne olduklarını. Hani hepimiz biliriz; Babası oğluna diyor ki, "ben sana kral olamazsın demedim, adam olmazsın
dedim. Kral olmuşsun ama adam olamamışsın." Adam olmak, erdemli olmaktır, alçak gönüllü olmaktır. Bulunduğun makamın hizmet
edilecek değil hizmet edecek bir yer olduğunun, her olumsuzluktan senin sorumlu olduğun bir yer olduğunu bilmektir. Bulunduğu konumdan güç almadan, karşısındaki ile eşit insan olduğunu aklından çıkarmamaktır. Hele ki karşısındaki bir çocuksa, o çocuğun kendinden daha üstün olduğunu bilmektir. Hele hele ki o çocuk senin korumanda olan bir çocuksa
karşısında el pençe divan durman gerekir.
İnsan düşünen bir varlıktır. Ne düşündüğünü de davranışlarından hemen belli eden bir varlık. Bunlar ya düşünmeden konuşup insan dışı bir varlıklar ya da gerçek düşünceleri bulundukları
makam ve mevki için zararlı kişilerdir.
Bir çocuğu koruma altına alan devlet, organları eliyle o çocuğun her tür ihmal ve istismarının karşısına durmak zorundadır. Kaldı ki kendi organları eliyle çocuğu rezil etsin.
Hangi din güçsüzü ezmeyi emreder? Hangi ahlak kuralı zayıf olanın üzerinden güç gösterisi yapmayı doğru kabul eder?
Hiç beklemediğiniz bir söz, bir bakış bile çocukların gönlünde derin yaralar açmaya muktedirken yetmedi sözlerinizle davranışlarınızla, cümle alemin gözü önünde o çocuğu rezil ettiniz. O çocuk bunu unutmaz. Hatırladıkça çaresizliğinden utanır, yüzü kızarır.
Utanma çocuk, biz utanmalıyız asıl; Sana ailenle güzel bir yaşam sağlayamadığımız için,
Seni bizden koruyamadığımız için, seni egolarımıza ezdirdiğimiz için,
Senin zayıflığından kendi gücümüzü gösterdiğimiz için,
Sena uzattığımız yardım elinin aslında kendimizi yüceltmek için kullandığımız bir kaldıraç
olduğu için, Hem de senin bayramında sana bunları yaptığımız için,
Sen utanma, biz utanalım da hiç unutmayalım bu günü.