Taylan YILDIRIM/ İZMİR (DHA)- NOBEL Kimya ödülünü alan Prof. Dr. Aziz Sancar'ın adı, kuruluşunda katkısı bulunduğu İzmir Uluslararası Biyotıp ve Genom Enstitüsü'nün konferarans salonuna verildi. Onur ödülü alan Aziz Sancar, basın toplantısında Nobel ödülünü aldığı DNA onarımına yönelik soruları yanıtladı, "Nobel'i almamın ikinci gününde Madalyayı Anıtkabir'e bırakmaya karar verdik. Çünkü madalya onların malı. Gençlere tavsiyem politikayla uğraşmasınlar. Bilimle uğraşsınlar" dedi. DNA onarımı mekanizmaları konusunda çığır açan çalışmalarıyla Nobel Kimya Ödülü kazanan Prof.Dr. Aziz Sancar, Dokuz Eylül Üniversitesi tarafından adına düzenlenen Onur Günü etkinliğine katıldı. DEÜ Tıp Fakültesi bünyesinde oluşturulan İzmir Uluslararası Biyotıp ve GENOM Enstisüsü (IBG) ev sahipliğinde gerçekleştirilen programa, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da katıldı. IBG Müdürü Prof. Dr. Mehmet Öztürk, merkezdeki oditoryuma Aziz Sancar adını verdiklerini belirterek, “Bundan böyle bu binadaki her toplantıda onun adını hatırlayacağız, hatırlatacağız" dedi. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Mehmet Füzün ise “Türk bilim insanlarına bu onuru yaşattığı, özgüvenleri artırdığı ve moral-motivasyon verdiği için Aziz Sancar'la onur duyuyoruz. Sayın Sancar'ın IBG Danışma Kurulu Üyesi olması da bizim için ayrıca gurur vermektedir" dedi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Umutluyuz. Çünkü gençlerimizin önünde, Aziz Sancar gibi bir başarı abidesi var. Neden gençlerimiz tüm dünyanın kaderini değiştirecek yeni büyük buluşlara imza atmasın? Neden Aziz Sancar'ların sayısını artırmayalım? Ben o günlerin geleceğine tüm benliğimle inanıyorum" dedi. Nobelli Sancar'a çeşitli kurum ve kuruluşların ödül takdiminin ardından, Prof.Dr. Aziz Sancar Oditoryumu'nun kurdelası kesildi. SİGARA İÇERSENİZ DNA ONARIMI ONUNLA BAŞA ÇIKAMAZ Bilim insanlarından öğrencilerden yoğun ilgi gören Prof. Dr. Aziz Sancar, ardından yine isminin verildiği salonda basın toplantısı düzenledi. Burada ödül aldığı DNA onarımına yönelik soruları yanıtlayan Prof. Dr. Aziz Sancar, DNA onarımından elde edilen gelişmelerin hastalara uygulanıp uygulanmadığı yönündeki soruya, “DNA onarımı kanseri önlemekte önemli bir mekanizmadır. Kanserin en büyük sebebi sigara içmektir. Sigara içerseniz benim DNA onarımı onunla başa çıkamaz, kanser olursunuz. DNA onarımı birçok kanser ilacının DNA tahribatını onarır ve kanser hücrelerini yok etmede daha etkili olması için çalışıyoruz. İleride hastalara uygulanacak seviyeye ulaşacağına eminim" dedi. KENDİMİZ YAPMAMIZ LAZIM Temel bilimin önemine de değinen Prof. Dr. Sancar, “Her şey temel bilime dayanır. 1953 yılında DNA'nın şekli keşfedildiği zaman, temel bilimde sağlık alanlarında büyük bir yenilik açtı. Onun üzerinde çalışanlar da, ben de, 'kanseri tedavi edeceğim' diye düşünmüyordum. DNA onarımı üzerinde çalışırken kanseri tedavi edeceğim diye işe başlamadım. DNA nasıl onarılır onun üzerinde çalıştım ve mekanizmasını çözdüm. Bu da kanserin tedavisinde önemli olacaktır. Bu temel bilimlerde öyledir. Tıbbi bilim, temel bilime dayanmadan olmaz. Biz sürekli Avrupa'dan ABD'den ithal edemeyiz, kendimiz yapmamız lazım. Tekrar tekrar vurgulamak istiyorum" dedi. DNA ONARIMI SİRKEDİYAN SAATLE DE BAĞLANTILI DNA onarımı hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. Aziz Sancar, “DNA onarım mekanizmasını büyük bir derece çözdükten sonra bilimde hiçbir şey bitmez, devamlı yeni şeyler çıkar. Bazen bir dereceye geldiğiniz zaman temel sorun çözülmüş demektir. DNA onarımında o düzeye geldik. Bundan sonra kendimize ne yapacağımızı soruyorduk. Ayrıntılarını araştırdık. Bir baktık DNA onarımı, sirkediyan saatle ilgili, DNA onarımını kontrol ediyor. Sirkediyan saatin günlük ritmi, DNA onarımını nasıl kontrol ediyor, tıpta nasıl tatbik edebiliriz ona bakıyoruz. İnsanlık birbirine bağlı olduğu gibi kimyadaki reaksiyonlarda birbiriyle ilgili, kontrol ediyor. DNA onarımını bir dereceye kadar çözdük. Hücredeki bütün sistemlerle bağlantılı durumda Sirkediyan saatle kontrol ediliyor, şimdi o kontrolü kullanarak' kanser tedavisini daha etkili çözebilir miyiz?' diye ona çalışıyoruz" dedi. BENİM ALDIĞIM ÖDÜL KİMYA ÖDÜLÜDÜR İleride yaptığı çalışmalarla başka alanlarda da ödül alıp alamayacağı ve aldığı ödülün Tıp bilimine yakın olduğuna yönelik soruya ise Prof. Dr. Aziz Sancar, “Kimyacı arkadaşları kızdırmamayım ama kimya demek iki atom arasında bağ yapıp, bağı koparmak demektir. Ben bu karbon, karbon bağını yapıp onu koparmayı nano saniyeyle, gözle görüyorum. Bundan daha öte kimya olmaz. Benim yaptığım keşif kimyadır. Nobel'i verenler de, sağolsunlar öbür onarımı keşfettiğime ödülü verdiler. Bir de bu yönü var. Ondan öte kimya olmaz. Bu aldığım ödül kimya ödülüdür" dedi. MADALYANIN SAHİBİ ONLAR DNA onarımının hedef alınarak kanser önlemede ve tedavisinde mutlaka gelişme olacağını vurgulayan Prof. Dr. Aziz Sancar, madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e vereceğinini hatırlatılması üzerine, “Bunu hep tekrarlıyorum. Ben Atatürk'ün, devrimlerinin, Cumhuriyetin çocuğum. Beni yetiştiren köy enstitüsü mezunlarıdır. Mardin Lisesi, İstanbul Tıp Fakültesi'dir. Ben onların bir ürünüyüm, onların vasıtasıyla aldık. Nobel ödülü Atatürk'ün ve cumhuriyetin ödülüdür. Onlara aittir. Onun için oraya vermeye karar verdim" dedi. Kendisine sık sık 'Buna ne zaman karar verdin?' diye sorulduğunu da hatırlatan Prof. Dr. Aziz Sancar, “Birinci gün Nobel ilan edildiği gün tam bir kaostu. Düşünecek vakit yoktu. Eşimle konuştum. O da Türkiye'yi çok seviyor. İkinci gün madalya, Anıtkabir'e konulacak diye karar verdik. Çünkü bu onların malıdır" dedi. Gençlere de tavsiyeyi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Aziz Sancar, “Gençler tavsiyem Atatürk hakkında çok kitap okudum ama aklımda kalan önemli bir şey Sakarya Savaşı, Viyana bozgunundan sonra dönüm noktası olan savaştır. Sakarya Savaşı'nda ilk defa batıyı yendik. Türkiye'yi kurduk. İstiklal Savaşı'nın en kızgın günlerinde TBMM'de eğitim üzerine sıkı tartışmalar yaşanıyordu. Atatürk o zaman bile eğitime öneme veriyordu. Cumhuriyeti kurmak kolay ama yaşatmak için eğitim lazım. İlkokuldan üniversiteye kadar. Gözünüzü seveyim politikayla uğraşmayın bilim yapın" dedi.