Türkiye'yi germek kimin işine yarıyor?

Bu gün yaşadıklarımız yabancı bir takım güçlerin uygulamaya koyduğu bir komplo teorisi ise, biz buna neden uyuyoruz. Türk Milleti aptal mı?

 Oysa Türk Milleti zekidir.

Peki nedir bu gün Türkiye'nin yaşadığı?

Öyle komplo teorileri üretilebilir ki bununla ilgili...

İşte bunlardan bir kaçı:

1- İsrail ve ABD eksenli Türkiye'de bir iç kargaşa çıkartıp, Türkiye'yi zayıflatmak.

2-Dağdaki PKK'lılar yurt dışına çıkmadı. Bunlar kentlere indi. Mehmet Ağar'ın bir zamanlar dediği gibi, dağdan ovaya indiler. Çünkü teröristlerin  yurt dışına çıktığını ortaya koyan hiç bir delil yok ortada. Hangi bağımsız kuruluş veya kişiler PKK'nın çekilişini zapt altına aldılar. Böyle bir şey yok.

3-Hükümet böyle bir olayı kendisi planladı. Çünkü Tayyip Erdoğan bu güne kadar girdiği tüm seçimlerde mağduriyet algısı altında girmiş ve vatandaşın desteğini kazanmıştı. 10 yıldır iktidar olan ve Başbakanlık yapan Tayyip Erdoğan, Türkiye'de tüm kurum ve kuruluşlara hakim.

Önümüzde 3 seçim var. Erdoğan'ın hedefinde Cumhurbaşkanlığı var. Ancak bu, mevcut cumhurbaşkanlığı değil, yetkileri artırılmış, bir nevi Başkanlık sistemine geçiş yaratacak bir seçim.

Türkiye'de ilk defa Cumhurbaşkanı'nı halk seçecek. 

Cumhurbaşkanı seçilecek kişinin yüzde 50'nin üzerinde oy alması lazım. Erdoğan'ın bu oyu alabilmesi için kendisine ancak BDP destek verebilirdi. Ancak PKK ile yapılan görüşmeler, halkta büyük tepkiye neden oldu.

Çünkü Erdoğan, 1994 Büyükşehir Belediye Başkanlığı öncesi yapılan genel seçimlerde milletvekili seçilmiş ancak tercihli sistem olduğu için Mustafa Baş'ın itirazı sonucu mazbatası geri alınmıştı. Bu mağduriyet üzerine Büyükşehir Belediye Başkanı adayı oldu ve seçildi.

Ardından okuduğu bir şiirden dolayı hapse atıldı, bu mağduriyeti sonucu Ak Parti'yi kurdu ve hapisten çıktıkdan sonra Başbakan oldu. Bir sonraki seçimde 'One Munite' sözü kendisine büyük oy kazandırdı. İsrail'le kavga gibi görülen Davos Zirvesi sonucu Erdoğan'a yaradı. Erdoğan, oyunu yüzde 8 artırdı.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde  çıkan 367 krizi ve askerin 27 Nisan bildirisi yine Erdoğan'a yaradı.

Yine önümüzde önemli 3 seçim var. Hükümet olan bir partinin yıpranması kadar normal bir şey yoktur.  Şimdi Erdoğan'ayine mağduriyet yaratacak bir şeyler lazımdı... Bu ne olabilirdi...

Çünkü , bunu üretmek zor değil... Kriz uzmanları çok olay üretebilir. İstihbarat elemanları bu tip komplo teorilerinin bir numaralı yazarlarıdır.

Bunun adı "Çevre" oldu...

Taksim Gezi Parkı'nda ateşlendi...

Nasıl bir komplo teorisi ama...

-Halk kontrollü olarak sokağa dökülecek... Yüz yılın(!) Başbakanı , Lideri Tayyip Erdoğan'a karşı harekete geçek...

AKP çevresi ise bunu çevreden öteye taşıyarak, bir darbe girişimi olarak algılatıp mağduriyet yaşatacak. Bu nasıl olacak peki;

-Rahmetli Menderes'e yapılanlar, bugün Tayyip Erdoğan'a yapılıyor diye halkın önüne sunulacak...

Bu işi yapmak ve halka sunmak gayet kolay. Çünkü tüm medya kuruluşları hükümetin etkisi altında. Birkaç gazete dışında hükümete muhalefet yapabilen bir kurum yok...

Bu komplo teorisi içinde, Başbakan mitingler düzenleyecek ve topladığı kalabalıklarla "Halkın desteği benim arkamda" mesajı verecek.

Bu bir yerde hükümet için bir güç gösterisi de olacak. Yapılan müdahaleler sonucunda polisi-askeriyle "Devlet gücü bizim elimizde" mesajı verilecekti...

Bu teoride yaşanan bazı olaylar gerçekliliği ortaya koyuyor.  Örneğin, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Ankara Sincan Mitingi'nde MHP bayrakları açılıyor.  Benim bildiğim ülkücülüğü kendisine şiar etmiş hiç bir kişi, AKP mitingine gidip Başbakan'a yalakalık yapmaz. Bu ancak AKP tarafından yapılan bir tertip olabilir.

-MHP'liler de Başbakan Erdoğan'ı destekliyor göstererek "Gezici" cephe solcu, komünist algısı yaratmak için yapılan bir tertipten başka bir şey olduğunu sanmıyorum.

4- Bir başka komplo teorisi ise, Tayip Erdoğan'ın son zamanlardaki içki, din, ve kişisel yaşam biçimine tepkiler nedeniyle kendisini devirmek isteyen "derin devlet" yapılanmasının tekrar yüzünü göstermesiydi. Örgütlü bu ekip, insanları sokağa çekerek hükümeti zora sokacak ve bir iç çatışma havası vererek hükümeti zora sokmak.

Bunun ötesinde, bu yaşananlar bir çevreci girişimin kıvılcımıyla başlamış, insanların içindeki birikimlerini ortaya koyan bir baş kaldırıdır. Bu başkaldırı Ak Parti hükümetine karşıdır. Bunun içinde kişisel özgürlükleri kısıtlamaya giren işlerin yanında  PKK ile yapılan görüşmelerin insanlarımız üzerinde yaptığı tahribatın dışa vuruşu olarak düşünülebilir.

Sonuç: Erdoğan mağdur edildi. İktidara karşı darbe girişimi var. 1960'ta Menderese ne yapıldıysa bugün aynısı yapılmak isteniyor... Ak Parti halka bunu yapıyor...

 Slogan ise, Milli İradeye Sahip çık...

Allah Türkiye'yi başka komplo teorilerinden korusun...