Gezi parkı direnişi adına taksim platformu bu gün itibarıyla direnişe devam kararı aldı.

Bu karar bir yerde verilen sözlere güvenmiyoruz,güvenemiyoruzun da açıklaması şeklindeydi.

Mahkeme kararının bağımsız özgür ve hiç bir baskı altında alınamayacağına inanmayışın kararı gibiydi.

Artık kim ne derse desin kim ne karar alırsa alsın gezi parkı park kalmalıdır, bu açıklama ve direniş bunun açık anlatımıydı.

Buraya kadar olanlar ise Türkiye de sivil toplum örgütlerinin ve legal örgütlerin varlığını da ispatlamış oldu.

Tek anlamadığım ise devletin kurumlarının mobesesiyle, dinlemesiyle neredeyse herkesin nefes almasını bile kontrol edebilme gücü varken, taksim meydanında araç yakanları,polise taş atanları,molotofu kameralar önünde canlı yayında atanları,türbanlı geline çocuğu kucağında hakaret edenleri,fiili saldırı yapanları,camide içki içenleri,esnafın camını kıranları, kısacası oradaki sivil direnişi bozmak isteyenleri yakalayıp kamu oyu önüne çıkaramamış olmasını ben anlamıyorum.

Bu tür aşağılık işleri kim yapıyorsa ortaya çıkarın taksim gezi alanında sivil eylem içinde olan herkes onların yüzüne tükürmeye hazırdır.

Özellikle taksim meydanında pazar tahtaları arkasından polise taş atanları ve molotof atanların yüzünü ben bile tanır halde olduğum halde, polis ve kolluk güçleri neden bunları yakalamadı anlamış değilim.

Çünkü bu eylemi başlatanların şiddetle hiç bir ilgileri olamaz.

Çünkü onlar bilgisayarların da çizgi filmde gördükleri vurdu kırdıdan başka bir şey görmemiş bir nesildir.

Bu çocuklar evet çok iyi küfür ediyorlar.

Yaptıkları küfürlere bende meydanda şahit oldum.

O küfürleri de maçlardan ve hayatın pratiğinden öğrenmiş olmalarını iyi tahlil etmek gerekiyor.

Televizyonlarda son günlerde bu çocukları mahkum eden ve töhmet altında bırakan konuşmalara şahit oluyoruz.

Özellikle yattıkları yere kakalarını, çişlerini yapıyorlar,koku içinde yaşıyorlar,cami içinde grup seks yapıyorlar,cami içinde oturmuş gülüyorlar,(cami içinde gülünemeyeceğini de ilk defa duydum) (Ü tv Turgay Güler),kadını dövdükleri yetmiyormuş gibi birde üzerine işemişler şekline yapılan yorumlar.

Ayrıca ABD,AB,bütün dünyanın basın yayın kuruluşları,Avrupa sosyalist grubu başkanı R.T.Erdoğan'a düşman oldular ve devirmek istiyorlar.

Merkez bankasında biriken yüz otuz milyar dolar paraya gözlerini diktiler şeklinde akla hayale gelmeyen yorumlar dinliyoruz.

Bazıları ise İslamcıların neden eylem yapma ruhunu kaybettiğini bu eyleme karşı aynı sertlikle karşılık verip alanlara çıkmak gerektiğini söylüyor.

Bazıları da islamcılar parayı malı mülkü buldu kaybedecek çok şeyleri olduğu için onlar tatlı hayatlarını meydanlara,biber gazına feda edemezler şeklinde yorumlar yapıyorlar.

MHP li bir yorumcu da bütün dünyanın Türkiyre'deki bu iktifdara tavrından dolayı Türkün Türkden başka dostu olmadığını nihayet Tayyip bey analayacaktır şeklinde yorumlar yapıyorlar.

Kısacası gezi eylemi ve direnişi pandoranın kutusunu açıverdi.

Korku dağları delindi,sayın Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi korku imparatorluğuna büyük bir darbe vuruldu şeklinde konuşmalara şahit t oluyoruz.

Taksim de mahkeme kararını uygulayacağız diyenler bu güne kadar HES' ler için ve bir çok proje için mahkemelerin verdiği yürütmeyi durdurma kararlarını ne yapacaklar onu da merak ediyorum.

Artık her şey yerli yerine oturmalıdır.

Ben yaptım oldu dönemi sona ermelidir.

Herkes görev alanına geri dönmelidir.

Gezi parkı konusu sayın Topbaşın işidir,belediye meclis karaları tanınmalı,mahkeme kararlarına saygı gösterilmeli yasama işini yürütme işini yargı işini yapmalıdır.

Sitemdeki bu kakofoni sona ermediği takdirde her alınan hukuksuz karar da gezi eylemi orada patlayacaktır.

Demekki neymiş?

En büyük güç halkın gücüymüş,halk isterse AVM olacak diyeni park olacak dedirtebiliyormuş.

Çapulcu dediği insanlara evladım diyebiliyormuş.

Bu işin sırrı halkın eylemci gücü ses veren gücüdür.

Alınan son kararla siyasi partilerin çadırları ve pankartı afişi, sol grupların afiş reklamı çadırları, reklam için gelen sivil toplum örgütlerinin çadırları pankartları afişlerinin kaldırılması kararı alındı.

Yani ilk gün 31 mayıs 2013 günü gibi taksim gezi parkının sivilleşmesine masumlaşmasına karar verildi.

Böylece hükümetin aranızda marjinal gruplar var gerekçesini de ortadan kaldırmış oldular.

Artık siyaset bundan sonra farklı seyredecektir.

Yol açılmıştır her hukuksuzlukta ve meydan okumada taksim gezi parkının ruhu Türkiye'nin her yerin de ''Ben buradayım'' diyecektir.