Murat ÇİMEN/ İSTANBUL, () UZMAN psikolog Mehmet Hilmi Eren, İstanbul'da her hafta farklı bir camide cuma günleri, namaz öncesi cemaate ""babalık eğitimi" veriyor.  Bu çalışma izni için müftülükten kendisine "ilahiyat fakültesi mezunu olman gerekir" denildiğini belirten, daha sonra ilahiyat fakültesini de bitiren Mehmet Hilmi Eren, 2,5 yılda yaklaşık 450 bin babaya ulaştığını söylüyor. Eren,  "Madde bağımlılığı ya da zararlı alışkanlıklara kapılan çocuklara baktığımızda güçlü aile bağlarının ve ebeveyn ilişkilerinin olmadığını görüyoruz.  Araştırmalar, hem cinsleri veya karşı cinsle ilişkilerinde sorun yaşayan çocukların babaları ile ilişkilerinde problemler olduğunu gösteriyor" diyor.

Psikolog Mehmet Hilmi Eren, 6 yıldır okullarda rehber öğretmen ve idareci olarak görev yaptığını, okullarda anne ve babalara yönelik eğitim seminerlerine babaların ilgi göstermemesi üzerine, camilerde bu projeyi başlattığını söyledi.  Mehmet Hilmi Eren'in Kağıthane Orta Bayır Merkez Cami’inde cuma namazı öncesi çocukların gelişimi ve eğitimi için cemaate  verdiği “babalık eğitimi” ilgiyle takip edildi.

TALEBİNİN KABUL EDİLMESİ İÇİN İLAHİYAT FAKÜLTESİNİ DE BİTİRMİŞ

“Babaların yüzde 80’inin gittiği tek bir yer var o da camiler” diyen psikolog Eren, projeyi ilk kez İstanbul’da ilçe müftüsüyle paylaştığında ilahiyat fakültesi mezunu olmadığı için bunun kabul edilmediğini, bu nedenle ilahiyat fakültesini bitirerek tekrar başvurduğunu, müftülük ve valilikten izin alarak projeyi hayata geçirdiğini söyledi.

Projenin İstanbul’da 2,5 yıldır uygulandığını ve 450 binden fazla babaya erişim sağladıklarına dikkat çeken psikolog Eren, camilerde takım elbise giyerek, cami adabına uygun bir üslupla, İslam dininde de örnekleri olduğunu hatırlattıklarını söyledi. Eren, konuşmasında babalara aile ve babalığın önemini, babanın ailede görev ve sorumluluklarını, çocukların eğitiminin sadece anneye ait olmadığı ve babanın da birtakım görevlerinin olduğuna anlattığını söyledi.i. 

AİLE DÜZELMEZSE ÇOCUK DA DÜZELMEZ

Uzman Psikolog Mehmet Hilmi Eren konuşmasına şöyle devam etti:

"Çocuk bir ailenin gölgesidir. Aile düzelmezse çocuk da düzelmez. Çocukların sağlıklı, bilinçli ve özgüveni yüksek bireyler olarak yetişmesi için ailenin de iyi olması gerekir. Baba ailede aktif olmaz ve çocukları ile beraber zaman geçirmezse aileleri birtakım riskler bekler. Madde bağımlılığı ya da zararlı alışkanlıklara kapılan çocuklara baktığımızda güçlü aile bağlarının ve ebeveyn ilişkilerinin olmadığını görüyoruz.  Araştırmalar, hem cinsleri veya karşı cinsle ilişkilerinde sorun yaşayan çocukların babaları ile ilişkilerinde problemler olduğunu gösteriyor. Bir madde bağımlısının sözünü hep aktarırım konuşmalarımda. O 'Ben küçüklüğümde oyun oynamak ve vakit geçirmek için babamın peşinden koşturuyordum; o kahvehanelere gidiyordu. Şimdi ise ben kahvehanelerdeyim ve madde bağımlılığımdan kurtulmam için o benimle uğraşıyor' “demişti." 

BİRÇOK BABA ÇOCUKLARINA YETERİ KADAR VAKİT AYIRMIYOR

“Evlerde üç T'nin,  ‘Tablet, televizyon ve telefon çok yaygın ve birçok baba maalesef çocuklarına yeteri kadar vakit ayırmıyor” diyen Eren, "Çocuklarda dikkat, konsantrasyon ve zeka becerilerinin gelişiminde anne  ve babalara önemli görevler düşüyor.  Çocukla geçirilen vakit sadece süre olarak değil nitelik olarak da önemli.  Çocuklarla kurulan iletişime çok dikkat edilmesi gerekiyor. Ülkemizin kalkınması için zeki ve kabiliyetli çocukların keşfedilmesi özellikle ailede başlıyor. Her çocuğun bir yeteneği var ve doğru yönlendirmesi gerekiyor. Mutsuz ve problemli çocukların temel sorunu, kendi karakterine uygun meslek ve alanlara yönelmemesinden kaynaklı.  Aileler çocuklarını doğru yönlendirmeliler."

(FOTOĞRAF)