İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) ve Türk Tarih Kurumu iş birliğiyle düzenlenen 5'inci Uluslararası Orta Doğu Sempozyumu başladı.

İstanbul Gelişim Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve 3 gün sürecek olan sempozyumda, Orta Doğu'nun tarihi mirası ve bölgedeki son gelişmeler, bölgenin karakteristik özellikleri dikkate alınarak masaya yatırıldı.

Aralarında Ürdün, Irak, Mısır, Sudan, ABD, Katar, Fas ve Kosova'nın da bulunduğu çok sayıda ülkeden 100'ün üzerinde bilim insanının ağırlandığı sempozyumda, 'çatışma', 'terör', 'modernleşme', 'çok kültürlülük' gibi kavramlar tartışılıyor. Bölgesel ve küresel aktörlerin Orta Doğu'ya dair stratejilerinin de ele alınacağı sempozyumda, bölgede istikrarlı bir huzur ve güven ortamının oluşturulması için izlenebilecek olan politikalar da ele alındı.

Sempozyum açılış konuşmalarını İGÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Abdülkadir Gayretli, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, İGÜ Rektörü Prof. Dr. Burhan Aykaç ve Türk-Arap Ekonomi ve Stratejik İş birliği Derneği (TASCA) Başkanı Dr. Muhammed Adil yaptı. 

ABDÜLKADİR GAYRETLİ'DEN BİRLİK VE BERABERLİK VURGUSU

Orta Doğu'nun Türkiye'nin medeniyetine yön verdiğini belirten İGÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Abdülkadir Gayretli, "Orta Doğu insanı bununla birlikte bütün İslam ülkeleri inşallah daha mükemmel, huzurlu ve sadet içerisinde olacaktır. Bizler birlik ve beraberlik içerisinde olmazsak, inandığımız gibi yaşamazsak bu sefer yaşadığımız gibi inanmaya başlayacağız. Bu doğrultuda muhakkak bazı sıkıntılar olacaktır. Bu sıkıntıları bertaraf etmenin yolu birlik ve beraberliktir" ifadelerini kullandı.

PROF. DR. TURAN: ORTA DOĞU'NUN ULUSLARARASI ALANA ETKİLERİNİ KONUŞACAĞIZ

Sempozyuma katılanlara teşekkür eden ve üniversitede kendini evindeymiş gibi hissettiğini söyleyen Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan ise, "Orta Doğu hakikaten özel seçilmiş bir konuyu burada işleyeceğiz. Bu konunun Türkiye'ye hem de uluslararası alana etkilerini konuşacağız" diye konuştu.

PROF. DR. AYKAÇ: BÖLGEDEKİ SORUNLARA ÇÖZÜM YOLLARI ÜRETECEĞİZ

İGÜ Rektörü Prof. Dr. Burhan Aykaç da, "20 ülkeden 56 misafirimiz var, bu son derece sevindirici. Sempozyuma ülkemizden de 60'ın üzerinde bilim insanı katılıyor. 3 gün boyunca, Orta Doğu'daki gelişmeler, bölgenin sorunları, bu sorunlara nasıl çözüm yolları üreteceğimizi birlikte tartışacağız. Üniversitemiz uluslararasılaşmaya ve uluslararası ilişkilere çok büyük önem veriyor" dedi.

PROF. DR. DURGUN: ORTA DOĞU KAOSUN MERKEZİ HALİNE GELDİ

Sempozyumda 'Post İslamcılık: İslamcı siyasetin sonu mu?' başlıklı sunum yapan İGÜ Öğr. Üyesi Prof. Dr. Şenol Durgun ise, "Modernleşmeyle birlikte Orta Doğu dünyasında siyasi bir parçalanma olmuştur. Bu sadece siyasi alanda kalmamıştır. Aynı zamanda kültürel ve kimliksel anlamda da bu parçalanmayı görüyoruz. Bu parçalanma neticesinde medeniyetlerin beşiği, dinlerin çıktığı yer olan Orta Doğu bugün kaosun kargaşasın merkezi haline geldi. Ben bugün Orta Doğu'daki İslamcılık üzerine konuşacağım. İslamcılığın bugün geldiği aşamayı ele alacağım. Günümüzde bu post İslamcılık olarak adlandırılıyor. Orta Doğu'da 1980'li yıllara gelinceye kadar daha çok seküler ideolojiler üzerinden siyaset yapılsa bile bunlara muhalefet seküler ideolojiyle değil din üzerinden yapılmış. İslam bizzat siyasetin içerisinde yer almıştır ve her zaman bu tartışılmıştır" dedi.

DR. KARAMUÇO: BÖLGEDEKİ İNSANLARIN BİLİNÇLENMESİ GEREKİYOR

Sempozyuma Kosova Prizen Belediyesi'nden katılan Dr. Sencar Karamuço da, Orta Doğu ve Balkanlardaki 'istikrarsızlık' sorununa değindi. Dr. Karamuço, "Sempozyum, Balkanlar ve Orta Doğu'nun tarihini birleştirmesi açısından önemli. Her iki bölgede stratejik önemleri, kaynak zenginlikleri açısından her zaman büyük güçlerin hedefindeler. Bugün, suni sıkıntılar çıkartılarak büyük güçlerin bölgeye müdahale ettiklerini anlatacağım. İnsanların daha fazla bilinçli olup, kendilerin savunmaları ve herhangi büyük bir devletin maşası olmadan haklarını savunmaları gerekiyor çözüm böyle olur" diye konuştu.

PROF. DR. DURAN: BÖLGEDE GECİKMİŞ MODERNİZM KÜLTÜRÜ VAR

Orta Doğu'daki birçok ülkede savaşın uzun yıllardır devam ettiğini dile getiren İGÜ Öğr. Üyesi üyesi Prof. Dr. Hacı Duran ise, "Emperyalist ülkelerin çatışmaların olduğu bölgelerde casusları, askerleri, uzantıları ve bunlara bağlı çalışan örgütleri var. Kirli savaşın malzemesi Orta Doğu'nun insanlarından oluşmaktadır. Savaşta tüketim aracı olarak Türklerin, Arapların, Müslümanların kanı kullanılmaktadır. Nasıl oluyor da bu insanlar propagandalara inanıyor ve birbirleriyle çatışıyor. Sempozyumda bölgeyi ve sorunları bilimsel olarak araştıran, inceleyen bilim insanlarıyla bu konuları ele alacağız. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki bölgede gecikmiş bir modernizm kültürü var. insanlar bir şekilde ilerlemek, kalkınmak, mutlu olmak ve refaha ulaşmak istiyor. Ancak bunun araçları hem yasal hem ekonomik hem de kentleşme düzeyinde yeterli değil. Dolayısıyla insanların bunlara ulaşma çabaları onları bir şekilde psikolojik bunalımlara itiyor. Bu şartlar altında gerçekten kopuk haberlere, çatışmacı fikirlere inanma eğilimine giriyorlar" ifadelerini kullandı.

DR. KOZEE: YABANCI MÜDAHALELER IRAK'TA VEKALET SAVAŞI BAŞLATTI

Dış müdahalelerin Orta Doğu'ya etkisi ve terörizmi bağlamında Irak'ı anlatan Dijlah Üniversitesi'nden Dr. Manal Finjan Alak Kozee de, "Orta Doğu'da hayati tartışmalar ve şiddetli problemler var. Sempozyumda bu konuları konuşacağız. Irak'ta terör, şiddet, yolsuzluk var. Özellikle DAEŞ gibi terör örgütlerinin ortaya çıkardığı problemlerle birlikte yaşıyoruz. Terörün neden sürekli bu bölgede yaşandığına dair bilgi paylaşacağız. Halkımız, çocuklar ve devletimiz çatışmalardan dolayı bedel ödüyor.  Yabancı müdahaleler Irak'ta vekalet savaşı başlattı. Bunun bedelini de Irak halkı çok acı bir şekilde ödemeye devam ediyor. Irak'ta bu yaşananlar o kadar etkili oldu ki bölge ülkeleri de bundan etkilendi. Biz yabancı ülkelerin iç işlerimize karışmalarını, ülkemizde terör örgütlerini beslemelerini istemiyoruz. Halk olarak kendi güvenliğimizi sağlayabilecek güçte olduğumuza inanıyoruz. Yeterki ellerini ülkemizden çeksinler" dedi.