VAN Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Afet Yönetimi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Doç. Dr. Azad Sağlam Selçuk, kentin sınırlarında başlayıp İran'a kadar uzanan fay hattını incelemek için İranlı araştırmacılarla çalışma başlatacaklarını söyledi. Doç. Dr. Selçuk, yapacakları jeolojik araştırmanın sonunda özellikle Van'ı etkileyecek ve önemli bulunan bu fay hattı ile ilgili daha detaylı bilgiye sahip olacaklarını söyledi. 
Türkiye'de büyük depremlerin meydana geldiği noktalardan biri olan Van ve çevresinde araştırmalar yapan Van YYÜ Afet Yönetimi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Azad Sağlam Selçuk, Elazığ depremini değerlendirdi. 24 Ocak günü meydana gelen depremin ardından birçok artçı sarsıntının da yaşandığını hatırlatan Doç. Dr. Selçuk, halkın en çok, 'Elazığ depreminin ardından büyük bir deprem bekleniyor mu?' sorusunu sorduğunu söyledi. Doç. Dr. Selçuk, şunları söyledi: 
"Depremin diğer depremleri tetikleyip, daha büyük bir deprem yaratıp yaratmayacağı ile ilgili çok büyük çalışmalar var. Olabilir mi? Evet olabilir. 1999 yılında İstanbul örneğini biliyoruz. 2011 depremini biliyoruz, art arda 2 büyük deprem meydana geldi. Buradaki depremden sonra özellikle enerji kuzeydoğu ve güneybatı yönünde ilerlediği biliniyor. Artçıların Malatya fay zonuyla Doğu Anadolu fay zonu arasında kalan kesimde yoğunlaştığı ve çizgisel olarak uzandığı 2011 yılındaki Van depremi gibi dairesel değil daha doğrusu çizgisel hat şeklinde uzandığı görülmekte. Artçı depremlerin çoğu Elazığ'a doğru yani, kuzeybatı yönünde çoğunlukla yayıldığı görülüyor. Güneydoğu yönünde çok fazla artçı deprem görülmüyor. Bu depremin Hatay'dan yaklaşık olarak Gürcistan sınırına kadar hissedilmesinin sebeplerinden birisi 600 kilometre uzunluğunda olması ve Türkiye'ye kontrol eden tektonik bloklardan bir tanesi olması"
'AFETLERE KARŞI SİSTEMLİ DAVRANMAYA BAŞLIYORUZ'
2011'deki Van depremlerinden birçok ders çıkarıldığını söyleyen Doç. Dr. Selçuk, "Birincisi 2 saat sonra AFAD, UMKE ekipleri gibi birçok ekibin enkaz başında olduğu rekor sayıda canlı çıkartıldığını gördük. Sahra hastanelerinin acilen o bölgeye gittiğini gördük. En önemlisi ise binalara kimse sokulmadı. Uyarılar yapıldı. Kesinlikle AFAD ekipleri tarafından hasar tespiti yapılmadan hiçbir binaya vatandaşlar sokulmadı. Biliyorsunuz, Van'da 2011 yılında 23 Ekim'de deprem olduktan sonra herkes binalara girdi. 9 Kasım depreminden sonra Van il merkezindeki birçok bina yıkıldı. Ve bu depremde can kaybı oldu. Çünkü en çok göz ardı edilen konu, büyük depremlerden sonra binalardaki yıpranma payı göz ardı ediliyor. Bina ayakta dursa bile o binanı salınım derecesi, yıpranma payı var. İkinci büyük bir deprem binayı vurduğu zaman binanız yıkılabilir. Ve en güzel yapılan şeylerden birisi okullar, camiler ve spor salonları gibi yerler hemen AFAD ekipleri tarafından denetim yapıldı ve buralara kontroller yapılarak insanlar buraya sevk edildi. Yani Kızılay orada hemen yemek servisine başladı. Demek ki biz afetlere karşı sistemli davranmaya başlıyoruz" dedi. 
'BİR DÜDÜK, DEPREM ANINDA HAYATINIZI KURTARABİLİR'
Deprem bölgesi olan Türkiye'de herkesin üzerine düşen görevler olduğunu belirten Doç. Dr. Selçuk, bu konuda çocuklara da afet eğitimi verilmesi gerektiğini söyledi. Afet zamanında deprem çantasının ne kadar önemli olduğunu anlatan Doç. Dr. Selçuk, "Afet zamanındaki deprem çantasının ne kadar önemli olduğunu bu son yaşanan depremde gördük. Düdük denen olayın ne kadar önemli olduğunu gördük. Telefonla kaç hayat kurtarıldı. Deprem anında yanınızda düdüğünüzün olması, afet anında sizin yerinizin tespiti konusunda en önemli noktalardan biri. Başka bir konuda, bu depremlere neden bu kadar dirayetli davrandığımız. Bunun sosyolojik boyutunun incelenmesi lazım. Deprem ülkesi olan bir yerde nedense biz, bir afette nasıl davranacağımızı öğrenemiyoruz" diye konuştu. 
İRAN'DAKİ DEPREM VAN'I ETKİLER
Van Gölü Havzası'ndaki en önemli aktif faylardan birin Van Gölü'nün kuzeyinde bulunan Çaldıran fayı olduğunu anlatan Selçuk, bu fayın 1976 yılında kırıldığını ve yaklaşık olarak 7.3 büyüklüğünde bir deprem meydana getirdiğini, 50 kilometrelik yüzey kırığı meydana getirdiğini söyledi. Doç. Dr. Selçuk, "2011 ile 2015 yılında bölgede yaptıkları çalışmalarda, Çaldıran fayı üzerinde yıllık kayma miktarının 0.2 milim olduğu görülmektedir. Bu fay doğuya doğru takip edildiği zaman Kuzey Tebriz fayı ile birleşmekte. Batıya doğru takip edildiği zaman ise Tutak fayı ile birleşmektedir. Buralar ana tektonik sınırdır. Van'ı etkileyebilecek depremlerden bir tanesi Kuzey Tebriz fayında olan bir depremdir. Aynı zamanda Çaldıran diye bir deprem vardır ve 1800'lü yıllarda olmuştur. Bu fay hattı Başkale- Salmas fayının kuzeyindedir. Burada olan deprem, Van merkezde yıkım yaratmıştır. İran'da olan deprem Van'da yıkım yaratmıştır" dedi. 
TÜRK VE İRANLI DEPREM UZMANLARI İNCELEYECEK
Türkiye'nin İran sınırı ile birleştiği sınırda olan fay hattında İranlı deprem araştırmacılarıyla birlikte bölgede araştırmalar yapacaklarını da anlatan Doç. Dr. Selçuk, "Biz İranlı araştırmacılarla ortak bir proje verdik. Bu proje şu an değerlendirme aşamasında ve çıkarsa özellikle bu kesimlere sınırdaki bulunan Çaldıran- Doğubayazıt fayının dönme yaparak Kuzey Tebriz fayına birleştiği yerde jeolojik incelemeler yapacağız. Bu birleşimin gerilim incelemesinin nasıl olduğu hakkında o zaman daha detaylı bilgiler vermiş olacağız" ifadelerini kullandı.