İSTANBUL, ()-BAHÇEŞEHIR Üniversitesi (BAU) Özel Güvenlik ve Koruma Programı Genel Koordinatörü Osman Öztürk, Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinde yaşanan olaylara ilişkin açıklamalarda bulundu. Spor ve sporda şiddetle ilgili Türkiye’de yeni bir vicdanlı sistemin oluşturulması gerektiğini belirten Öztürk, "Toplama güvenlik görevlileriyle stat güvenliği sağlanamaz" dedi.

Ziraat Türkiye Kupası’nda Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanan yarı final maçında çıkan olaylar, 'stadyumlarda ne kadar güvendeyiz' sorusunu yeniden akıllara getirdi. Türkiye’de ilk kez stadlarda bulunan tel örgüleri kaldırarak gündeme gelen eski emniyet müdürü BAU Özel Güvenlik ve Koruma Programı Genel Koordinatörü Osman Öztürk, stadyumlar ve çevrelerinde alınması gereken güvenlik önlemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Stadyumlarda güvenliğin etkin olarak sağlanması gerektiğine dikkat çeken Öztürk, stadyumlarda güvenliği sağlayacak güvenlik görevlilerinin ise eğitimli olması ve gelişigüzel olarak seçilmemesi gerektiğini söyledi.

ANINDA MÜDAHALE EDEBİLMELİLER

Stadyumların çok bileşenli bir sistem olduğuna işaret eden Öztürk, güvenliğin sağlanması için eğitimli, alanında uzman, toplum psikolojisini bilen, olası riskleri önceden hesaplamış, uygulamalar ve tatbikatlarla güçlü bir güvenlik iletişim yöntemi oluşturmuş kişilerin buralarda güvenliği oluşturması gerektiğini vurguladı. Sadece maç devam ederken alınan güvenlikten söz edilmemesi gerektiğini dile getiren Öztürk, “Maçtan önce, maç sırasında ve maçtan sonra alınması gereken önlemler var. Polis ve jandarmalar gerekli önlemleri alıyorlar. Stadyumlarda da özel güvenlik görevlileri ve polis tarafından önlemler alınıyor. Sadece resmi görevliler görevlendirilerek güvenlik sağlanmıyor. Stadyum güvenliği için önemli standartlar var. Bu standartların sağlanması gerekiyor. Maçlarda görev yapacak güvenlik görevlilerinin deneyimi, eğitimi ve tatbikatlarla olası olaylara anında müdahale edebilecek bir etkinliğe kavuşturulmaları gerekiyor” dedi.

“GÜVENLİK GÖREVLİLERİNE EĞİTİM VERİLMELİ"

Stadyumlardaki önlemleri alan özel güvenlik görevlilerinin toplama kişilerden oluştuğuna dikkat çeken Öztürk, “Şu anda stadyumlarda güvenlik önlemi alan özel güvenlik görevlileri farklı güvenlik şirketlerinden toplanıyor. Maç günü belirli şirketler tarafından maça yönlendirilerek görev yaparlar. Binlerce insanın, sadece o gün birbirini gören ve tanıyan, stadyum atmosferi, seyircilerin psikolojileri ve stadyumdaki riskler konusunda önceden hazır olmayan bir güvenlik yapısıyla güvenliği nasıl sağlayacaksınız? Daima önemli şeylerden önce tatbikatlar, uygulamalar ve planlamalar yapılır. Maç sırasında güvenlik görevlileri seyircilere nasıl davranmalı. Eğitimlerle tatbikatlarla mümkündür. Bu görev bu şekilde yapılmalıdır” diye konuştu.

“DERBİDE ÖNLEM ALINMAMASI SORU İŞARETİ”

Olağanüstü hal şartlarından dolayı maçlarda artık polisin de görev yaptığını belirten Öztürk, şöyle devam etti:

“Statta hem polis hem de özel güvenlik var. Tribünlerden asıl sorumlu özel güvenlik. O yetersiz kaldığında gözlemcinin ve oradaki güvenlik müdürlerinin talebi doğrultusunda polis olaya müdahale edebiliyor. Güvenlikte şöyle bir terminoloji vardır, eğer önceden olabilecek riskleri ve tehlikeleri öngöremezseniz hiçbir önlem de alamazsınız. Bence bu maçla ilgili böyle olayların yaşanacağı hiç öngörülmemiş, hiç düşünülmemiş. Alınacak önlemler bu yüzden istenilen düzeyde planlanamamış. Bir maçta bir taş atılıyorsa ve o taş atıldıktan sonra oradaki güvenlik yapıları gerekli önlem almıyorsa, stadyumun sorumluluğunu taşıyan, kulübü yöneten kişiler oradaki riskleri görmüyorsa, önlem için yönlendirici olmuyorsa, sorumluluk almıyorsa bu soru işaretidir. Hakem, Beşiktaşlı oyuncunun korneri kullanamaması, anahtarlıklar ve değişik objelerin atılması durumunda dikkat ederseniz gerekli uyarıları yaptı. Önce saha yetkilisine, saha komiserine gerekli uyarılarda bulundu. 2’nci defa olunca hakemleri yanına çağırarak onlarla bir değerlendirme yaptı. Aşama aşama olacakların sinyalini hakem ortaya koydu ama iş çığırından çıktı.”

“SADECE YASALARLA GÜVENLİĞİ SAĞLAYAMAZSINIZ”

Türkiye’de sporda şiddet ile ilgili çıkarılan 3 yasanın olduğuna vurgu yapan Öztürk, şunları söyledi:

“En son yasada, güvenlik ve şiddetin önlenmesiyle ilgili gündeme taşındı ve uygulanması zorunlu tutuldu. Sadece yasalarla güvenliği sağlayamazsınız. Yasayı uygulayacak olan kişiler, birincisi güvenlik kendi görevini yapacak. İkincisi takımlar, yöneticiler, oyuncular, futbolun paydaşları sorumluluklarını bilecekler. Şiddetin nedenlerine bakmak zorundasınız. Holiganizmin çok ciddi cezaları var. Lige ara verilmesi, alt lige düşürülmesi gibi… Türkiye’de bunlar uygulanılmıyor. Spor ve sporda şiddet kavramı üzerinde Türkiye’de yeni bir vicdanlı sistematiğin oluşturulması gerekiyor. Biz bunun için bir proje yaptık. TFF’ye verdik, araştırmalarımız da var. Herkesin bilgileri belli. Polis kameralarla bunu tespit etti. Üçüncüsü stadyumda bulunan kameralar var. Kimler varsa kameralar gözden geçirmeli. Bu kişiler kimdir, kulüple olan bağlantıları nelerdir, neden önlem alınmadı ve müdahale edilmedi ilk taş atıldıktan sonra bunun arkasını gerebileceğini düşünerek neden önlem almadınız? Mevcut şiddetin ve daha sonra çıkabilecek olayların önlenmesi açısından zamanında ve yerinde gerekli müdahaleler yapılmalı."

“KURALLAR UYGULANMAZSA ŞİDDET ÖNLENEMEZ”

Kuralların uygulanmadığını ve bu yüzden stadyumlardaki şiddetin önlenemeyeceğini kaydeden Öztürk, “TFF olarak kuralları eşit ve adil olarak uygularsanız kulüpler sorumluluklarını bilir. Sporun etiğine uygun olarak kulübü yönetirseniz, şiddete girenlere müsamaha göstermezseniz stadyumdaki olayları ve şiddeti önlersiniz. Özel güvenlik, güvenlik kuvvetleri ve hiç kimsenin yetkisi altında kalmadan sadece sporun kanunları çerçevesinde ele alır ve gereğini yaparsanız stadyumlardaki olayları önleyebilirsiniz” ifadelerini kullandı.

“TFF'YE PROJE SUNDUK”

2015 ve 2016’da TFF’ye proje sunduklarını ancak bir gelişme olmadığını anlatan Öztürk, “BAU ile ortaklaşa hazırladığımız stadyum güvenliği projesiydi. Sporun paydaşlarının spor ahlakı ve kültürüne sahip olması için eğitimlerini ön gördük. Taraftar grupları, kulüpler, sporcular ve bu alanda faaliyet gösteren tüm paydaşların eğitimiydi. Birincisi bunların bilinçlendirilmesiydi, ikincisi stadyumlarda güvenlik dediğimiz zaman fiziki ve mimari yapılarla başlayan, stadyum iklimiyle devam eden ve statlarda görev yapan tüm yapıların ulusal ve uluslararası standartlarda sertifikalandırılmasıydı. Üçüncüsü ise acil durum ve kriz yönetimiydi. Bu özel prosedürler ve özel uygulamalar içerir” dedi.

Türkiye’de stadyumlardaki tel örgüleri kaldıran ilk emniyet müdürünün kendisi olduğunu hatırlatan Öztürk, şöyle devam etti:

“Rize’de hiçbir sıkıntı yoktu çünkü Rize seyircisiyle bu konuda bilinçlendirici çalışmalar yaptık. Seyircinin takımını nasıl desteklemesi gerektiğini anlattık. Şiddetle değil sevgi, saygı ve centilmenlikle destekleyip başarıya ulaştırır. Düşündük ve Rize taraftar gruplarıyla birlikte bir proje gerçekleştirdik. Seyirciler zamanlarını takımlarını desteklemeye ayırdı. Güçlerini ve nefeslerini motive etmeye ayırdı. Biz de destekledik,  bilinçlendirdik. Ortak bir Rizespor taraftarlığı bilinci oluşturduk.”

(FOTOĞRAF)