Mehmet Kayhan YILDIZ/KONYA, () - KONYA'da 850 yataklı Şehir Hastanesi'nin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na bağlı Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü'ne ait tarım arazisinde yapılmasının planlanması, tepkilere neden oldu. Konya Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Celil Çalış, tarım arazisi üzerine böyle bir proje yapılmasına izin verilmesine anlam veremediklerini belirtirken, Konya Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Yrd.Doç.Dr. Fetullah Arık da, daha önce bataklık ve sazlık olan alanın ıslah edildiğini, inşaat yapımı için uygun olmadığını söyledi. 
Ak Parti Hükümeti tarafından 2013 yılının Eylül ayında Türkiye genelinde kamu ve özel sektör işbirliği ile 14 ilde şehir hastanesi kurulması için düğmeye basıldı. 14 il arasında Konya’da yer alırken, hastanenin nereye yapılacağı konusunda yer tespitine başlandı. Yapılan çalışmalar sonrası şehir hastanesinin merkez Karatay ilçesi sınırları içerisindeki Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü’ne ait arazi üzerine yapılması planlandı. 
MİLLETVEKİLLERİ AÇIKLAMA YAPMIŞTI 
Ak Parti Konya Milletvekilleri Mustafa Baloğlu ve Mustafa Kabakcı, şehir hastanesinin, 10 milyon 802 bin metrekarelik Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün yaklaşık 1 milyon metrekarelik alanına yapılacağı yönünde geçtiğimiz aylarda açıklama yapıp, Tarım Bakanlığı'na ait olan arazinin Sağlık Bakanlığı'na tahsisinin yapıldığını duyurmuştu. 
TARIM BAKANLIĞI, KAMU SPOTUNDA FARKLI, UYGULAMADA FARKLI 
Tarım arazisine hastane inşaatının yapılmasına tepki gösteren Konya Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Celil Çalış, Konya’ya yeni bir hastane yapılmasına karşı çıkmadıklarını ancak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın tarım arazileri üzerine inşaat yapılmasını engellemek için kamu spotu yayınlarken, enstitüye ait tarım arazisi üzerine böyle bir proje yapılmasına izin vermesine anlam veremediklerini belirtti. Kentte hastane yapılabilecek tarımsal faaliyetten uzak birçok arazinin olduğunu ifade eden Çalış, şunları söyledi: 
''Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü uzun yıllardır tarım ve hayvancılık kosunuda ıslah çalışması yapan bir kuruluş. Enstitünün bulunduğu bölge tarımsal faaliyetlerin devam etmesi gereken bir yer. Bugün Türkiye yurt dışından tohum ithal etmiyorsa bunun sebebi Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nde yapılan çalışmalardır. Tarla bitkileri tohumunun yüzde 50'si Konya bölgesinde üretilmektedir. Enstitüde elde edilen anaç tohumlar ile geliştirilen tohumluklar ülkemizde 1,5 milyon, dünyada 2,5 milyon hektar arazide ekilmektedir. Tarım arazilerini korumak için Toprak Koruma kanunları çıkartılmıştır. Bugün Tarım Bakanlığı kamu spotu hazırlayarak tarım arazilerine inşaat yapılmasını hep beraber engelleyelim sloganını üretmiştir. Biz bunu gururla takip ediyoruz. Ama bir yandan böyle faaliyetler yapılırken, kanunlar geliştirilirken, diğer yandan tarım arazisi üzerine hastane yapılması tezat oluşturmaktadır. Hastanenin yapılacağı yerdeki verimli toprağın taşınacağı söyleniyor. Ama bu toprağı başka bir yere taşıdığımız zaman yapısı bozulacağı için bitkisel ve tarımsal üretim için kullanılamaz. Tarım Bakanlığı’nı kendi çıkardıkları kanunlara ve çıkardığı kamu spotunun arkasında durmaya davet ediyoruz. Tarım arazilerine inşaat yapılmasını hep beraber engelleyelim diyoruz. Biz toprak ve su kaynaklarının gelecek nesillere aktarılmasını istiyoruz. ’’ 
KONUNUN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ 
Konunun takipçisi olacaklarını da vurgulayan Çalış, ''Tarım Bakanlığı’nın arsa tahsisini gerçekleştirdiği yönündeki açıklamaların ardından Cumhurbaşkanlığı'na ve Başbakanlığa konuyla ilgili mektup yazdık. Mektubumuza enstitüde tohumculuk çalışmalarının devam ettiği ve enstitünün tamamen veya kısmen devri hatta başka bir yere taşınmasının söz konusu olmadığı belirtildi. Biz bu konunun takipçisi olacağız ve gerekirse yargıya intikal ettireceğiz'' dedi. 
ARAZİ DAHA ÖNCE BATAKLIKTI 
Konya Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Yrd. Doç. Dr. Fetullah Arık da hastanenin yapılacağı Bahri Dağdaş Uluslararası Araştırma Enstitüsü’ne ait arazinin daha önce bataklık, sazlık ve sulak bir alan olan Aslım Bataklığı'nın hemen yanında bulunduğunu belirtti. Arık, şöyle konuştu: 
''Söz konusu arazi eskiden aslım bataklığı dediğimiz bölgenin hemen yanı. Zemin açısından bölgede yapılan araştırmalarda taşıma gücü ile ilgili olarak çok düşük değerler elde edildi. Bu arazi üzerine bina yapılması için çok ciddi bir çalışma ve iyileştirme gerekiyor. Bu da binanın yapım maliyetlerini ciddi bir şekilde arttırır. Bu da inşaat maliyetlerini yükseltecektir. Dolayısıyla alternatif bir bölgenin belirlenmesi daha uygun olur. Bölge 1950 ve 1980’li yıllar olmak üzere 2 kez su baskınlarına maruz kalmıştır. Şu an da kuraklık yaşıyoruz ama günümüz geçmişin aynasıdır. Dolayısıyla yakın dönemde ve gelecekte orada bir su baskını yaşamayacağımız anlamına gelmez. Böyle önemli bir yatırımın bu baskın sonrasında zayi olmasını istemeyiz.'' 
TOPRAK ANALİZLERİ KÖTÜ 
Bölgede toprak analizleri yaptıklarını da belirten Yrd. Doç. Dr. Arık,''Bölgedeki toprak analizlerinde yüksek kirlilikte tespit ettiğimiz alanlar oldu. Enstitünün hemen karşısındaki katı atık sahası içerisinde kadmiyum, arsenik, çinko, kurşun, uranyum gibi metallerin oldukça yüksek olduğunu tespit ettik. Bundan insan ve çevre sağlığı açısından riskli metaller. Ayrıca bölge düşük bir kota sahip olduğu için hava kirliliği açısından da ciddi sorunların yaşanacağı bir bölge. Bu nedenlerle şehir hastanesi yapılmasına mutlaka katılıyoruz. Ama yerinin araştırılıp uygun bir yer olması gerekiyor'' dedi. 

FOTOĞRAFLI